Selam ile…
31 Ekim 1919 günü Kahramanmaraş’ta üç Müslüman kadına Fransız-Ermeni devriyesinden bir asker, “Burası artık Türk memleketi değildir. Fransız müstemlekesinde çarşaf ile gezilmez!” diye bağırarak kadınların çarşafını açmak istedi. Hadiseyi gören Çakmakçı Sait, “Gavur oğulları! Dokunmayın bacılarıma!” diyerek Fransız Ermeni Lejyonerlerinin üzerine yürürken, askerlerin açtığı ateş sonucu ağır yaralanarak şehit edildi. Ateşin ardından hadiseyi gören Sütçü İmam, silahıyla bir Fransız-Ermeni Lejyonerini öldürdü, bir diğerini de yaraladı. 31 Ekim 1919 tarihinde bacılarımızın çarşafına uzatılan ele karşı düşmana ilk kurşunu sıkarak Kahramanmaraş’taki kurtuluş hareketini başlatan Sütçü İmam, işgalcilere bu toprakları dar etti, din-i mübin-i İslam için canını ortaya koydu. İşte o ruh ile din-i mübin-i İslâm’ı ve memleketi muhafaza etmek adına girişilen Millî Mücadele de kazanıldı.
Millî Mücadele’nin ardından ise Yahudi’den olma, İngiliz’den doğma ucube bir rejim peyda oldu. Esasında, Anadolu topraklarında işgalin Batı adına, Batıcılar eliyle sürdürülmesi üzerine kurgulanan bu rejim, milletimizi ruh kökünden ve şanlı tarihinden kopartmak, İslâm’ı Anadolu topraklarından süpürmek maksadına matuf birçok adım attı. Müslüman ahaliye türlü zulmü reva görürken idrakleri iğdiş etti ve zihinlere İslâm düşmanlığını zerk etmek için elinden geleni yaptı. 100 yıldır Kemalist rejimin Müslümanlar üzerindeki tasallutu devam ediyor. Resmî bayramlarda, kurtuluş günlerinde, geçit törenlerinde Müslümanlar imanlarından vuruluyor. Bilhassa okullarda gencecik dimağlara İslâm kötü bir şey olarak gösterilerek İslâm düşmanlığı aşılanıyor. Üstelik bu vaziyet 80 sene boyunca Müslümanları sindirmek suretiyle devam ettirilirken, son 20 senedir ise Müslümanların kendilerinden gördüklerinin iktidarında sürdürülüyor. Buradan da anlaşılacağı üzere Kemalizm, herhangi bir siyasî parti gözetmeksizin tüm Batıcıları dayanak yapmak suretiyle ayakta durmaya devam ediyor.
Geçtiğimiz hafta Balıkesir’in Edremit ilçesinde gerçekleştirilen törende ortaya koyulan mizansen de, 100 senedir Müslümanların aşağılandığı mizansenlerden sadece biri. Rejimin, İslâm’ın yerine ikame etmek için oluşturduğu "Kemalizm dini"ne has bu günlerde 100 senedir tertiplenen mizansenlerle İslâm’dan kurtuluş kutlanırken, Batılılaşma yüceltiliyor. Birileri de çıkmış, çarşaflı bir figürün zincirleri çözüldükten sonra içinden beyazlar giymiş Yunan Helena'nın çıkmasını “kadın hakları” gibi absürt bir noktadan ele alıp, aleni İslâm düşmanlığını görmezden geliyor, dolayısıyla bu aşağılık hareketlerin cezasını kesme yükümlülüğünden kendini sıyırmaya kalkıyor. İman öfkesinden mahrum Müslümanların tavrı da bunla birleşince işgalci Kemalistler eliyle yürütülen örtülü Batı işgali Müslüman yurdu Anadolu’da devam ediyor ve anlaşıldığı kadarıyla bu topraklardaki Müslümanlar yekten Sütçü İmam olup gavurun üzerine yağmadıkça da devam edeceğe benziyor.
Kapağımızda bu meseleyi işledik ve “İşgalci Kemalistler Çarşafa El Uzattı, Sütçü İmamlar Nerede?” manşetini attık. Kapak mevzumuzu Ömer Emre Akcebe “Mustafa Kemal Sizden Razı Olsun Emi!” başlıklı yazısında işledi.
Geçtiğimiz hafta işgalci Kemalistler eliyle İslâm’ı ve Müslümanları aşağılayan mizansenleri Balıkesir Büyükşehir ve Altıeylül Belediye Meclisi Üyesi M. Birol Şahin ve hadiseye ilk tepki gösteren AK Parti Edremit İlçe ve Büyükşehir Belediye Meclis üyesi Murat Tuna ile konuştuk.
Sosyolog Ergün Yıldırım ile “Kendimiz Olabileceğimiz Bir Devlete İhtiyacımız Var” başlıklı mülakatta Türkiye’deki kutuplaşma ve hesaplaşma sürecini konuştuk. Alaka ile okuyacağınızı düşünüyoruz.
Orta sayfamızda Ak Parti döneminde Kemalistlerin Müslümanlara karşı sergiledikleri açık İslâm düşmanlıklarından bazılarını ele alırken “Kemalist Rejim Yıkılmadıkça Bu Manzaralarla Çokça Karşılaşacağız” başlığını attık.
M. Taha İnci, “İktidarda CHP mi var?” başlıklı yazısında kapak mevzumuzla alakalı olarak iktidarın vaziyetini ele aldı.
Çakal Carlos (Salim Muhammed), Şili’de gerçekleşen 1973 darbesi, Suriye ve 11 Eylül hadisesinden bahsediyor.
Genç yazarlarımızdan Mustafa Kökmen, “Latin Amerika’da Darbeci Yönetimler ve Siyasal İstikrarsızlık” başlıklı ilk yazısıyla dergimizde… Bu vesileyle kendisine aramıza hoş geldin diyoruz.
Baran Demir, “Serhad Gezisi Notlarım” başlıklı yazısının II. bölümüyle dergimizde…
Abdulkerim Kiracı bu hafta “Kutbünnâyî Osman Dede”nin portresini çiziyor.
Dergimizde ayrıca sizler için derleyip yorumladığımız haberleri de bulabileceksiniz.
Nice sayılarda görüşmek dileğiyle.
Allah’a emanet olunuz!