Şimdi konuşulan tek mesele geçen ay ABD’yi dolaylı yoldan reddeden İsrail, bu kez doğrudan reddetme teşebbüsünde bulunacak mı? Asıl mesele ise ateşkes sağlanırsa, İsrail’in yaptığı tüm bu katliamlar, tıpkı daha öncekiler gibi devletler nezdinde unutulup gidecek mi?
Nisan’ın sonu Mayıs’ın başında İsrail’in Gazze’ye yönelik soykırımının durdurulması yönünde ateşkes arayışları gündemdeydi. Mayısın sonu ve Haziranın başı da 1 aylık aranın ardından aynı gündemle geçiyor.
1 ay önceyi hatırlarsak, Riyad’da İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi'nin oluşturduğu Gazze Temas Grubu'nda yer alan ülkelerin dışişleri bakanları bir araya gelmiş, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken da Riyad’a gelerek görüşmeler gerçekleştirmişti.
Nisan ABD için son derece zor geçmişti, çünkü soykırımı doğrudan destekleyen Vaşington yönetimi, 60 küsur yılın ardından Vietnam savaşından sonraki en büyük üniversite eylemlerine muhatap olmuştu. Filistin’i desteklemenin insan kalmak manasına geldiğini fark edenlerin yanı sıra başka ajandalara (ki burası ayrı mesele) sahip olanların da katıldığı protestolar dalga dalga yayıldı.
Buna rağmen ABD, İsrail’e desteğini retorik olarak sürdürdü. Tam da seçimlerin arifesinde söz konusu eylemler ve finansörlükleriyle bilinen Yahudi lobisi sakinlerinin “İsrail’e desteği keserseniz seçimlerde biz de size desteği keseriz” tehditleri ABD’yi “aşağı tükürsem sakal yukarı tükürsem bıyık” halinin içine düşürdü.
İşte bu noktada, sürece doğrudan müdahil olmadan yapılan yönlendirmelerle ateşkesi sağlamak olduğu düşüncesini hayata geçirdiler.
Suudi Arabistan’ın ABD ile stratejik savunma anlaşmasında İsrail’le normalleşmeyi bir tarafın, Gazze’de ateşkesi diğer tarafından şartı olarak medyaya servis ettiler.
Riyad’da Blinken “Müslüman ülkelerin” İsrail’e karşı somut adımlar atabilmesinin önüne takoz olmadı; aksini yapıp yapmadığını ise bilemiyoruz.
Ardından cesareti olan birkaç devletten yine birkaç “somut adım” geldi; ki Türkiye bunların başında…
Ama olmadı, ateşkesin siyasî kariyerinin sonu ve İsrail’in çöküşünün başlangıcı olarak gören Netanyahu’yu ikna edemediler, Netanyahu da dursa da devam etse de aynı yokluğa mahkûm olduklarını fark edemedi; Mısır ve Katar’ın arabuluculuğundaki ateşkesi Hamas kabul etti de Netanyahu’ya ettiremediler.
Ve tam 1 ay sonra, önce Mısır’ın ateşkes şartlarını manipüle ettiğini söyleyip yeni bir ateşkes protokolünün sinyalini verdiler, sonra da Biden’ın imzasıyla 1 ay önce reddedilen ateşkesin hemen hemen aynısını masaya koydular.
Şimdi konuşulan tek mesele geçen ay ABD’yi dolaylı yoldan reddeden İsrail, bu kez doğrudan reddetme teşebbüsünde bulunacak mı?
Asıl mesele ise ateşkes sağlanırsa, İsrail’in yaptığı tüm bu katliamlar, tıpkı daha öncekiler gibi devletler nezdinde unutulup gidecek mi?
Müslümanların sinesinde hep diri kalacak da o bakımdan…