Rahmetli Taha Arvas (Üçışık), sizin de abiniz, biraderiniz. Bir mülakatta demişti ki Baran Dergisi’ne. Necip Fazıl, Abdülhakim Arvasi Hazretleri’nin en büyük kerametlerinden biridir. Çünkü mevziye girmiş bir topu ele geçiriyor. Namluyu bir taraftan bir tarafa 180 derece çeviriyor.

Doğrudur.

Namlu ucuna sürülmüş bir kurşundur diyor Necip Fazıl.

Aynen katılırım. Necip Fazıl'ın hayatına bakıldığında birtakım zorlamalar, menfaat teminleri, vaatlerle öbür cenaha hizmet etsin, orayı desteklesin istenirken katiyen para, pul, menfaat, mevki görmeden bu yolun yolcu olduysa büyük dedemin tanınmasıyla ve ondan aldığı irfanla, bilgilerle yönlendirmeyle... Büyük dedemin bir sözü var. Şöyle sizle oturduğumuz gibi insanlar konuşmadan bir araya gelseler bile insibab yoluyla gönülden gönüle akış olur. Yani hakikaten birkaç isim saydım. Bunlardan bazılarını şahsen tanıdım. Hakikaten büyük dedeme bağlı insanlar, esnaftan olsun, iş adamı olsun, mevki sahibi kimseler olsun. Ancak Necip Fazıl kadar büyük dedemden istifade etmiş ve mücadeleye girişmiş en önde giden kişiyi ben görmedim. Bir keresinde kendisi ile görüşürken Necip Fazıl'a sormuştum. Ya dedim, falanca gazetenin 5. sınıf bir muharriri içeri giriyor, çıkıyor. Siz kendi tabirinizle piston gibi giriyorsunuz, çıkıyorsunuz, giriyorsunuz, çıkıyorsunuz. Sınırda yığınak yapma falan diye bana sevgilim filan deyip anlatmıştı neden ne yaptığını. Gayet şuurlu. Hapis filan onu korkutmuyor. Cezaevi korkutmuyor. Böylesine bir mücahit kişi.

Hocam Necip Fazıl'ın yetiştirdiği, son dönemde yetişen takdirini alan Salih Mirzabeyoğlu'nun Başyücelik Devleti kitabını size takdim ediyorum. Ve Salih Mirzabeyoğlu hakkında da ne diyeceksiniz?

Şimdi aynı yolun yolcusu, çizgiyi devam ettiriyorlar. Bunlar böyle. Manevi yönden ne dedim? Nakşi, Nakşilik mağarada Peygamber sallallahu aleyhi vesellem'in Ebubekir Radıyallahu Anh'a talim buyurduğu usül. Ondan sonra gele gele geliyor. Ve tarikata adını veren Şeyh Muhammed Bahaeddin Nakşibendi. Onun virdini de Resulullah sallallahu aleyhi vesellem rüyada talim buyuruyor. Ondan sonra Hakkariler, Arvasi, Fehim Arvasiler o çizgi devam ettiriyor. Burada da mücadele çizgisini, aksiyon çizgisini rahmetli Necip Fazıl devam ettirmiş. Sonra da onunla en yakından görüşen, onunla görüşmelerini kitap haline getirebilen, baya feyz, nur alan irfan sahibi olabilen ve onunla bilgilerle mücehhez olan Salih Mirzabeyoğlu devam ettirmiş.

Taha Üçışık efendinin dediği gibi Abdülhakim Arvasi Hazretleri’nin en büyük kerametlerinden biri Necip Fazıl'ı cepheye sürmesidir. Ve siz de buyurdunuz ki onu en iyi anlayanlardan biri, anlatanlardan biri Necip Fazıl'dır. Biz de o zaman şöyle anlamakta mazuruz. Abdülhakim Arvasi Hazretleri’nin çizgisinin takipçisi, bu mücadelesini veren Büyük Doğu-İbda'yı işaretlemek durumundayız, değil mi hocam?

Evet, aynen öyle. Şimdi kimler aynı yolda yürürse Allah razı olsun. Yayınlarıyla, sözleriyle, irşadlarıyla bir dolu insan İslamiyet'i yeni nesillere bildirmeye, öğretmeye gayret etti. Ama siyasi yönden ve fikir planında mücadele dediğimiz zaman, aksiyon dediğimiz zaman, vardır başkaları da. Fakat benim bildiğim Necip Fazıl bir, ondan sonra da Salih Mirzabeyoğlu oldu bu iş için.

Büyük Doğu-İbda çizgisini devam ettiren Aylık Baran yayınları hakkında ne dersiniz?

Gayet güzel. Büyük Doğu'nun çizgisini devam ettiriyor. Zaten paralellik var. Necip Fazıl yayınlarını Büyük Doğu ile yapıyordu. Ayrıca kitaplar yazdı. Mirzabeyoğlu’nun çizgisi de Aylık Baran'la devam ediyor. Ekip olarak gayretler var. Olay bu.

Röportajın tamamı için TIKLAYINIZ