Aksa Tufanı ve ardından kopan Suriye'deki hadiseleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Gazze'de Aksa Tufanı Müslümanlar için büyük bir huruç ve zaferdi. Arkasında devam eden direniş de bu zaferi perçinledi. Çok büyük acılar var. Yıkılmaz, vurulmaz denilen bir siyonist yapıyı, dünyanın bütün emperyalist haçlı güçlerinin desteklediği yapıyı telef etti, ağır hezimete uğrattılar. O direniş ile birlikte bütün Müslümanlara direnebilme şuurunu aşıladılar. Milyarlarca dolar harcasak, Yahudilerin ne olduğunu anlatamazdık ama Aksa Tufanı, Yahudilerin ne kadar zalim ne kadar alçak, işgalci olduklarını gösterdi. Öyle veya böyle sesi çıksın, çıkmasın bütün insanların nefretini kazandılar. Diğer taraftan ordusu, uçağı, silahı, tankı, topu olan bir ülkeyi altı günde yenen İsrail, Kassam’ın yiğitlerini bit buçuk senede yenemedi. Hamas'ın yiğitlerinin direnişini bitiremediler. Hezimete uğruyor ve hezimetlerini bebek öldürerek örtmeye çalışıyor. Bunlar o kadar vahşi. Bunlarda insanlık, vicdan, savaş hukuku, savaşçı bir ruh olmadığı için böyle bir şekilde bebek öldürerek, garibanları, mazlumları, sivilleri öldürerek intikam almaya çalışıyorlar ama yenemiyorlar. Ne onların ne o halkın direnişini kırabiliyorlar ne de mücahitlerin direnişini kırabiliyorlar.

Buradan Suriye'ye dönersek Suriye'de zaten 60 yıldır yaşanan bir katliam, zulüm vardı. Allah'a hamd olsun Müslümanlar büyük bir zafer elde etti. Bu zaferi içimizdeki Yahudi beslemelerin, İslam düşmanı kesimlerin, solcu takılıp da böyle, rakı başından kafayı kaldıramayan müptezellerin veya böyle Saadetçi, İslami cenah içinde gözüküp de artık İran'ın güdümüne olan beslemelerin bu zaferi kirletmesine izin vermeyeceğiz. Çünkü bu Müslümanların zaferidir. Savaşta, sahada da kazandıkları bir zaferdir. Masada kazandıkları bir zaferdir. Tarihçi yazar İbrahim Tatlı’nın dediği gibi velev ki anlaşmış olsunlar, sonuçta Müslümanlar kazanım elde etti. Herkes anlaşarak kendi çıkarına bakıyordu Müslümanlar kazanım elde etti. Sadece Sednaya hapishanesindeki vahşet için bile o rejim yıkılmalıydı, devrim yapılmalıydı. Ki bunun gibi 11 tane büyük işkence merkezinin olduğu söyleniyor. Zulme uğrayanlar, katledilenler de bunun dışında.

“Müslümanların arkasında şu var, bu var” anlayışını bıraksınlar. Bunu İsrail düşünsün. Büyük Ortadoğu'ymuş, Amerika'ymış, İsrail'miş. İsrail düşünsün. İsrail'in karşısında 40 yıl boyunca Nusayri rejimi vardı. İşbirlikçiler vardı. Ehli Sünnet Müslümanları, Sünni Müslümanlar karşılarına durdular. İsrail 50 yıl işgal ettiği topraklardaki direnen Müslümanları bile yenemedi, bitiremedi. Müslümanlar savaşırsa zafer onların olur. Ama Müslümanlar savaşırsa zafer kazanır. Yoksa oturduğun yerden, Amerika güçlü, emperyalistler güçlü, siyonistler güçlü düşüncesiyle bir şey değişmez. Bunlar oyun kuruyor. Clausewitz'in ifadesiyle, savaş politikanın sahada başka bir şekilde yapılması, devamıdır. Şimdi baktığınız zaman bunu görüyoruz. Ki İsrail dertleniyor. Şu anda Suriye'nin bütün ağır silahlarını vurma sebebi, Golan Tepeleri’ni aşmaya çalışması bundan.

Ayrıca İsrail'in asıl korkusu, daha doğrusu küresel Haçlı-Siyonist grupların korkusu her zaman Ehli Sünnet, Sünni Müslümanlar oldu. Bunu vurguluyorum. Ne Şiilerden, ne DAEŞ’ten ne Selefilerden, ne Nusayrilerden korkuyorlar; çünkü bunların da doğrudan onlarla savaşa girme gibi bir derdi yok. Ama Sünni Müslümanlar, onların korkusudur. 

Suriye zaferi ile birlikte Türkiye’de de ciddi bir şekilde Esad’ı övme, alevileri kesiyorlar diye veryansın etme, İsrail kazandı diye tüm kazanımları Yahudiye bağlama ve herhangi bir zaferden hazzetmeyen Kemalistler anında arzı endam etti. Bakıldığında anlaşılıyor ki bunların da ter derdi sünniler.

Evet. Şimdi bunların İslam düşmanı Kemalistlerin, laiklerin, Batıcıların, Batının fonladığı emperyalistlerin veya mezhepçilik yapan Alevilerin tek derdi kendi cüce yaşam tarzlarını muhafaza etmekti. Ne vatan, ne millet, ne İslam böyle bir dertleri yok. Zaten böyle bir dertleri olmadığı için düşmanlar zaten. Bunlar, vatanı çiftlik gibi kullanma zihniyetinde olan insanlar. Bunların insanlıkla, vicdanla, ahlakla bir alakaları yok. Bunların derdi seküler yaşam tarzlarının muhafaza edilmesi. Denize girmek, rakılarını içmek, gece hayatı vs. Bunların dünyaya dair bakışları da bu şekilde. Bu yüzden de çok kolay satın alınıyorlar. Hem zihni anlamda, hem maddi anlamda çok kolay bir şekilde ele geçiriliyorlar. Bütün dertleri de emperyalizmin olduğu gibi Sünni Müslümanlar. Altını çizerek söylüyorum; dünyada İslam tarihinin en başından itibaren İslam medeniyetinin oluşumuna katkıda bulunmuş ana devletler hep Ehli Sünnetti, Sünni Müslümanlardı. Haçlılarla savaşanlar, küffarlarla savaşanlar çok sayıda fethedenler fetihçi anlayış hep Müslüman, Sünni Müslümanlardı. Ne Şiilerin, ne Nusayrilerin, ne siyasal Alevilerin, ne bir başkasının katkısı var. Öyle de bir dertleri yok.  

İsrail sınırımıza kadar gelmiş. Ee gelsin. Biz diyoruz ya Allah bir vesile halk etsin diye. Şimdi onu da İsrail düşünsün. Size ne oluyor? Bizim için asıl tehlike ülkemizdeki İslam düşmanlığında müşterek olan Batıcılar. Bizim için asıl tehlike bu. Bunlar çünkü dezenformasyon, Batı destekli dezenformasyonu kullanarak belli köşe başlarını tuttukları için milletin ruhunu, ruhiyatını bozuyor, aklını bozuyor ve olması gerektiği noktaya evrilmemizi engelliyor. Ama artık Müslüman Anadolu insanı da bunları görüyor. Bu kadar zulme rağmen hala İsrail diyerek Esed'i meşru göstermeye çalıştıklarını herkes gördü. Zulümleri görmezden gelip sonra millete insanlık dersi vermeye kalkıyorlar. Kimse yemiyor artık bu mavalları.

Türkiye için bundan sonra ne olacak. Siz nasıl görüyorsunuz?

Her şeyden önce, bu süreçte o dirayetli duruşuyla mazlumların hamiliğini yapan, birçok kişinin baskısına rağmen duruşunu değiştirmeyen, seçimlere kısa bir zaman kala mazlumların duasını tercih ediyorum diyerek onların yanında olan Tayyip Erdoğan'dan Allah razı olsun. Bu süreçte çok dua ettim. Onun bu duruşu olmasaydı Suriye’deki mazlumlar, Sednaya cezaevi gibi cezaevlerinde, zindanlarda telef edileceklerdi. Ayrıca dışarıda yaşanan bu hadise biz Müslümanlar açısından, hep bir ders olmalı. Taliban’a yapılan pis propaganda bunlara da yapılıyor ve yapılacak. Müslümanlar aynı yerden iki defa ısırılmaz. Bunlara dikkat etmeliyiz. Adam emperyalist işgalci bir gücü defetmiş, savaşmış, bunlara ne oluyor demeliyiz. Ve biliyoruz ki içimizdeki hainlerin de derdi Sünni Müslümanlar. Müslümanların zaferleri onların korkularını, kabuslarını artırıyor. Afganistan kazandı, Irak kazandı, Gazze direniyor. Müslümanlar şuurlanıyor. Ne oluyor? Korkuyorlar Müslümanların güçlenmesinden.

Bu nedenle öncelikle tüm hadiseleri toparlayıp, kendi vatanımıza, milletimize, İslam'a, tarihimize ve ecdadımıza düşman olan bu kesimleri işaretleyerek, bunların propagandalarını yapamayacak hale getirmemiz gerekiyor. Olması gereken de budur. İnşallah Müslümanlar da bunu görüyor.