İsrail, Gazze'de soykırıma devam ediyor. Dur durak bilmiyor. Yıkıyor, öldürüyor, yakıyor, aç bırakıyor, bombalıyor. Bir cehennem Gazze. Bütün barbarlıklar sergileniyor. Daha dün 150 kişi katledildi. Şehir hayalete dönmüş durumda. İnsanlar da öyle. Hayalet varlıklara dönüştürülmüş. 

Bir grup Siyonist dans ediyor. Gazzelilerin evlerinin başlarına yıkılmasına, çoluk çocuklarının katledilmesine seviniyorlar. Çığlıklar atarak, halkalanarak, sevinç ve coşkuyla dans ediyorlar. Soykırım ritüelleri...

Siyonistler, yakıp yıkarak, katledip dağıtarak Müslümanlara yaşattıkları cehennem için dans ediyor. Tanrıları Dionysos için şarap, seks ve uyuşturucu ile kan dökerek kendinden geçerek çılgınca dans eden sapkın Greklere ne kadar da benziyorlar. Bunların Tanrısı Siyonizm ulusu. Seçilmiş ulus. Onun varlığı için her şeyi yapmak mübah. Öldürmek, kan dökmek, yakıp yıkmak meşru. Hatta meşruluk ötesi sevap! Günahın sevaba döndüğü an.

Siyonizm, katlederek ve yıkarak işlediği korkunç günahları kutluyor. Siyonizm, günahı sevaba çevirmiş. Günahlar içinde yüzerek dans ediyor, kendinden geçerek çığlık atıyor. Müslümanlara, Filistinlere karşı işlediği tarihi günahlarıyla coşuyor. Siyonizm, günahtır. Baştanbaşa günah. Dans etse de, sevinse de, dualarla kendinden geçse de bu günahtan kurtulamayacak. Sürekli elini yıkadığı halde elindeki katil kanı bir türlü gitmeyen mitolojik anlatı, tam da Siyonizm'i anlatıyor.

Siyonizm, günah tarihinin son noktasıdır. Şeytanın son çocuğudur. Danslarıyla bunu örtemeyecekler, yok edemeyecekler. Bütün dünya bunun farkında. 7 Ekim Aksa Tufanı, günahlarına tufan gibi çarptı. Bütün dünyaya günahlarını gösterdi.

Siyonizm, Batı-Nazi günahlarının yapış yapış pis kokan cıvıklığından kurtulmak için daha büyük günahı Müslümanlara karşı işliyor. Başkalarının onlara yaptığı günahtan onlar da bunun aynısını Filistinlilere yaparak aşacaklarını sanıyorlar. Siyonizm, Yahudi bilincin günah karaltısından böyle kurtulacağını düşünüyor. Diasporatik günah halinden kurtuluşu umuyor. Günah işleyen sadece Alman Naziler değil. Aynı zaman da Tanrı! Çünkü onların nazarında Tanrı, Yahudileri cezalandırdı. Yahudiler günahkâr. Bu kolektif lekeyi sırtlarında taşıyorlar. Bütün mesiyanik arayışlar, seçilmiş millet ve arzı mevud ütopyaları, bu lekeli kolektif bilinçten kurtulma arzusunu taşıyor.

Esad rejiminin çöküş hikayesi: Darbe korkusuyla başlayan dağılma Esad rejiminin çöküş hikayesi: Darbe korkusuyla başlayan dağılma

Günahı günahla savmak, cezayı da ceza ile savmak. Bir Siyonizm bilinci. Yahudi bilincinin Siyonizm'le ürettiği patolojik ruh. Gazze'de günahın en berbat biçimlerini işleyerek Tanrının musallat ettiği cezalarından kurtulacaklarını düşünüyorlar. Mutluluğu burada arıyorlar. Dans etmeleri bundan. Başkalarını katlederek, onların evlerini başına yıkarak dans edilir mi? Bunun tek açıklaması budur. Yani günahı günahla savmak.

Siyonizm, Yahudiliğin tarihinde ortaya çıkaran ve Batı'nın da desteklediği en büyük günahtır. İnsanlık tarihinin en büyük günahı. Hiçbir günah bu kadar rahat işlenmedi, bu kadar acımasız olmadı, bu kadar dünyanın gözüne sokulmadı, bu kadar fütursuz işlenmedi.

Günah tarihinde, hiçbir günah bu kadar rezilce sahnelenmedi. Ortadoğu coğrafyasından yükselerek bütün dünyadan bu kadar onay almamıştı.

Bütün dünya egemenleri bu günaha ortak oldular. Onu alkışladılar. Ona destek verdiler. Batılı günahkâr efendiler, günaha alışkın psikolojileriyle Siyonizm günahını pervasızca selamlıyorlar. Alman devlet adamları ve en bilge filozofu Habermas, işledikleri berbat, bilimsel, akılsal günahlarından sıyrılmak için Siyonizm günahı karşısında hazır ola geçtiler.

Şimdi günahın son aşamasına gelindi. Bütün günah tarihinde karşılaştığımız aşama. Ya öl, ya terk et! Siyonizm günahı, bunu yapıyor artık. Filistinlilere bunu söylüyor. Ya öl, ya terk et. Endülüs'te işlenen günah tarihinde de Hristiyan Batılılar bunu Yahudilere ve Müslümanlara demişti. Yahudiler bunu hatırlıyor mu acaba? Osmanlı Türkleri onlara kucak açmıştı. Müslüman Devlet, onlara kapısını açmıştı.

Siyonizm, günahında boğulacak. Yeter ki Müslümanlar bu günaha ortak olmasınlar.

Ergün Yıldırım, Star Haber