Taliban, Afganistan’da zafer elde etti; Kâbil’e girdi. Bu nasıl bir mânâ ihtivâ ediyor? Önümüzdeki süreçte neler yaşanabilir?
ABD, 11 Eylül’ün akabinde işgâl ettiği Afganistan’da yirmi yıl boyunca Taliban’a karşı bir mücadele verdi. Kâbil’de kendisinin kontrol ettiği bir hükümet oluşturdu. Bir Afgan ordusu oluşturmaya çalıştı; ancak Taliban uzun süren yıpratma savaşında başarılı oldu. Nihayetinde önümüzde 3 trilyon dolarlık bir maliyet, binlerce asker kaybı ve çökmüş bir Kâbil hükümeti duruyor. ABD, ağır bir yenilgi alarak Afganistan’dan çekilmek durumunda kaldı. Taliban ise tam tersi bir fotoğrafta gözüküyor. ABD’ye karşı uzun süre direnç gösterdi, özellikle de kırsal alanlarda… ABD, NATO ve Kâbil hükümetine karşı yıpratma savaşında başarılı oldu Taliban. İdeolojik üstünlük de kendilerindeydi. Ciddi bir moral ve motivasyona sahipti. Tüm Afganistan’ı ele geçirdiler. Nihayetinde Afganistan yeniden İslâmî bir gerçekle yüzleşmiş oldu. Taliban’ın ülkede etkinlik kurarak Afganistan’ı yönetmesini bekliyoruz. Taliban’ın önünde önemli meydan okumalar var. ABD Afganistan’ı işgâl etmeden önce de Taliban “Kuzey İttifakı” diye adlandırılan oluşum ile çatışma içerisindeydi. Afganistan’ın demografik yapısı mâlum, kuzeyde farklı etnik kimliklerde oluşumlar var. Özbekler, Türkmenler de var. Etnik temelli bir mücadele içerisindeydi Taliban. Şimdi, eskiye nazaran daha kuşatıcı bir politika seyrediyorlar. Afganistan’daki tüm etnik kimlikleri temsil eden bir yönetim modeli kurmaya çalışıyor. Özellikle, kendisine karşı yeniden mücadele edebilecek, Kuzey İttifakı gibi oluşumların engellenmesi için de stratejik hamleler yaptı. Kuzeyde müdahalelerde bulundu. Sınır hatlarının kontrolünü ele aldı. Farklı etnik kökendeki önemli temsilcileri bölge valisi olarak atadı. Afganistan’ın tüm değerlerini-kimliklerini içinde barındıran bir yönetim ortaya koyacağını işaret etti. Çin, Rusya gibi ülkelerle de siyasî angajman içerisine girdi. Katar’da bulunan siyasî ofisten diplomatik görüşmeler yaptı Taliban. Bu ülkenin belli hassasiyetlerini ve korkularını diplomasiyle çözmeye çalıştı; başarılı oldu da. Dolayısıyla Taliban’ın geleceğe yönelik olumlu sinyalleri var. Afganistan’da istikrar oluşturup, dünyadan izole kalmak istemediğini görüyoruz.
Şu anda Taliban hâlâ çoğunluk olarak Peştunlardan mı oluşuyor?
Taliban kök itibariyle Peştun hareketi. İçinde farklı etnik kimliklerden insanlar olsa da, omurgası Peştun. Şimdi yirmi yıl evveline nazaran, bugünü değerlendirdiğimizde farklı kimliklerde insanları barındırdığını görüyoruz. Ana omurga Peştunlar, evet.
Afgan halkının Taliban’a desteği ne durumda?
Çok kısa bir sürede halktan ciddi bir direnç ile karşılaşmadan ülkenin tamamını ele geçirdiler. Yâni, Taliban’a halk desteğinin fazla olduğunu buradan bile görmek mümkün. Elbette Afgan halkı çok yoruldu, işgâlle uğraştı. Ardından işgâl hükümeti tarafından yönetildi. Mevcut Afgan hükümetini yolsuzluklarla uğraşan başarısız bir devlet olarak gördüler. Savaş ağalarıyla yüzleşmek zorunda kaldılar. Taliban’ın sunacağı istikrarı merak ediyorlar. Tabiî Taliban’dan korkan bir kesim de yok değil. Ancak genel yapıya baktığımızda Taliban’a karşı sahada bir desteğin olduğunu görüyoruz.
Taliban kanadından geçmişteki hataların tekrarlanmayacağına dair intibalar uyandıran hareketler-açıklamalar geliyor.
Bu çok önemli. Taliban’ın kendisini değiştirdiğini, tecrübe birikimi içerisinde olduğunu görüyoruz. Diplomasi ve siyasete daha önem veriyorlar. Komşu ülkeleri önemsiyorlar, kadın meselesinde açıklamalar yapıyorlar. Yönetimi tamamen alıp, İslâm Emirliği’ni hayata geçirdiklerinde, vaatlerini de yerine getirdikten sonra dışarıya açılacaklardır. Umarım böyle olur. Bunu zaman gösterecek açıkçası.
Söylediklerinize mukabil, Türkiye’de akıllara ziyan iddialar da dolaşıyor. Mesela, yirmi yıllık Taliban mücadelesini görmezden gelip de, sanki Afganistan’da danışıklı dönüş varmış, ABD asla yenilemezmiş gibi düşünüp, bu yönde açıklama yapan insanlar görüyoruz. Mesela “11 Eylül’ü ABD kendi kendine yaptı ya!” diyenler gibi… Bu atmosferin sebebi ne?
Bu dünyanın genel problemi. Post-truth dediğimiz gerçek ötesi bir çağda yaşıyoruz. Herkes kendine ait doğrular üzerine anlam vermeye çalışıyor. Komplolar üzerinden şekillenmiş zihinler var. Bazı zihinlerde ABD’nin Taliban tarafından yenilemeyeceği düşüncesi var. “ABD çekiliyorsa, yenildiğinden değildir” gibi bir imaj oluşturmaya çalışıyorlar. Bunlar sahadaki gerçeklikten uzak. Bu yorumları ciddiye almamak lâzım. Afganistan’ı yakından takip eden uzmanlar açısından burada ciddi bir direniş olduğu, ABD’nin Afganistan’da tutunamadığı açıkça gözükür. Afgan ordusunu istedikleri gibi yapılandıramadılar. Ciddi bir maliyetle karşılaştılar. ABD iç siyasetinde de problemdir bunlar. ABD askerlerinin Afganistan’dan çekilmesi gerektiği yönünde baskı da vardı. Bu siyasî süreç. Donald Trump karar almıştı, Joe Biden ile bu süreç hızlandı. Türkiye’de gerçekten uzak yorumları hakikaten ciddiye almamak lâzım. Dünyanın her yerinde böyle komplo teorileri konuşuluyor. İnsanlara çekici geliyor böyle şeyler.
İnsanlar niçin komplo teorilerine rağbet gösteriyor?
İnsanlar her şeye siyah beyaz bakmak istiyor. Basit gerçekler çekici geliyor. Özellikle bilmedikleri konularda hâdiselere siyah beyaz bakıyorlar. Muhtemelen Taliban mevzuunda da böyleler.
Pakistan ile Taliban arasındaki ilişki ne vaziyette? Pakistan’ın yeni Afganistan’da söz sahibi olabileceğini söyleyebilir miyiz?
Bu tartışmalı bir mesele. Taliban varolduğu dönemde Pakistan ciddi anlamda destekledi. Pakistan istihbaratı Taliban’a destek verdi, bunu biliyoruz. Özellikle güney bölgelerinde. Ardından, ABD işgali sonrası Pakistan ile bir ittifak oluştu. Pakistan ve ABD birlikte mücadele ettiler. Tabiî bu süreçte Pakistan ile Taliban arasında gerginlikler oldu. Hatta Taliban Pakistan’da eylemler yaptı. Şimdilerde Pakistan-Taliban ilişkisi yeniden test ediliyor. Pakistan’ın Taliban’a yönelik çekimser açıklamalar yaptığını görüyoruz. Pakistan’ın Taliban ile ilişkilerini geliştirip, kurumsallaştıracağını düşünüyorum. Pakistan’ın başka bir çaresi de yok açıkçası.
Bugün Afganistan’dan çekilen ABD’nin fotoğrafları Vietnam’daki görüntülerle kıyaslanıyor. Sosyal medyada Vietnam ve Afganistan çekilmelerinin fotoğrafları yanyana koyuluyor, görmüşsünüzdür belki. Son yaşananlar ABD’nin küresel liderlikteki rolünü nasıl etkileyecek acaba?
Afganistan ve Kabil Havalimanı’ndaki görüntüler ABD hegemonyasının ne hâle geldiğinin en önemli göstergelerinden bir tanesi. ABD gücü geriye doğru gidiyor; adı konmasa bile Afganistan’da büyük bir yenilgi aldılar. Nihayetinde kendisine güvenip birlikte hareket ettiği Afganları da geride bıraktı. Kaçar gibi çekildiler. Kabil Havalimanı’nda birçok Afgan, ABD uçaklarının önünü keserek sığınmaya çalıştı. Amerikalılar onları geride bıraktı. ABD gücünün zayıfladığını tahkim eden şeyler! Bunun yanında ABD’nin “müttefik”lerine karşı nasıl davrandığı yönünde ipuçları da gözüktü. Kendisiyle hareket eden Afganları Taliban karşısında çaresiz bıraktılar. Adeta ihanet ettiler. ABD ile işbirliği yapmanın nasıl bir sonucu var? İşte bu sorunun cevabı da Kabil’deki görüntülerde. Dünyanın geri kalanı bunu görecek. Türkiye de bu görüntüleri izledi. ABD, benzer şekilde Suriye’de de aynı şeyleri yaşatacak. Bu tabiî yerel müttefik-ittifaklar için de bir işaret.
Teşekkür ederiz vakit ayırdığınız için.
Kolay gelsin.