Meselâ bir kömür meselemiz mi var? Bunu halletmek için büyük ihtisas sahibi maden mühendislerine ihtiyacımız yok!

Meselâ fiat ve mal buhranımız mı var? Bunu gidermek için büyük tabahhur sahibi iktisat âlimlerine ihtiyacımız yok! Meselâ bir sıhhat davamız mı var? Bunu neticelendirmek için büyük keşif sahibi tıb üstadlarına ihtiyacımız yok!

Meselâ bir ahlak faciamız mı var? Bunu nihayetlendirmek için, büyük sistem sahibi felsefe büyüklerine ihtiyacımız yok!

Var oğlu var, yok oğlu yok!!!

Biz, olgun bir cemiyette maddî ve ruhî bütün iş şubelerini kuş bakışı bir tertip ve tekzip içinde zihnine sığdırmış ve bütün bu şubeler arasındaki ahenk zaviyesinden umumi ve ameli bir zekâ ve idrake kavuşmuş, (sentez) sahibi münevvere muhtacız.

Büyük ihtisas sahibi maden mühendisi, büyük tabahhur sahibi iktisat âlimi, büyük keşif sahibi tıb üstadı, büyük sis- tem sahibi felsefe büyüğü, bir cemiyette, ancak birkaç kişilik kadro içinde kifayet ve mükemmeliyet ifade eder. Bir ordunun kurmay hey'eti gibi... Fakat (sentez) sahibi münevvere, hem keyfiyet, hem de kemiyet bakımından, ayni ordunun büyük kumandanları derecesinde ihtiyaç var!

İşte başmemur, başmüdür, başusta, başhekim, başmuallim, başmuharrir, başkumandan, başvekil, baş filân, baş fişman, hep bunlardan çıkar. Ve bir cemiyetin kıvamını, umumi ve ameli bir ahenk içinde hep bunların varmış olduğu keyfi- yet ve kemiyet seviyesi tayin eder. Ve zaten bunlar olmayınca, misallerimizdeki münferit ve mücerret ihtisas örneklerinin zuhuruna imkân kalmaz.

Türkiye’de yargı sistemi nereye gidiyor? Türkiye’de yargı sistemi nereye gidiyor?

İşte bu cins münevverse bizim en hazin kıtlığımız!..

Yağı 5, pirinci 2 liraya bulamıyoruz! Çünkü münevveri, Tanzimat başından beri bir milyon liraya bulamadık!

Necip Fazıl Kısakürek, Çerçeve 2, 22 Eylül 1942