Milli Savunma Üniversitesi Kara Harp Okulu’nun düzenlediği mezuniyet töreni sonrasında, Erdoğan ve protokol Milli Savunma Üniversitesi'nde açılan camiye giderken, genç teğmenler töreni geleneksel olarak askeri okullarda yapılan “kılıç çatma” ile bitirdiler. Önce bayrağı ve şeref tribününü selamladılar, ardından halka olup “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye slogan attılar. Daha sonra Teğmen Ebru, arkadaşlarına subay yemini ettirdi.

Aslında soru çok basit: Türk Silahlı Kuvvetleri Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın subay kadrosunu teşkil edecek 960 mezundan yaklaşık 400 teğmenin, yani yarısının “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye slogan atması normal mi?

Cephede savaşacak askeri şehadetle motive eden Kemalist bir kurmay kadrosu oluşturmak, milletle alay etmek değil de nedir? Böyle bir saçmalık olur mu? Kemalist olmanın şehadete mâni olmadığını söyleyenler muhakkak çıkacaktır. Abdülhakîm Arvâsî Hazretleri diyor ki, “’Habis ruh’a muhabbet eden kâfirdir. Bilmeyenler ma'zurdur. Bilmemek ise imkânsızdır; meğerki kör ola. Bunlara buğz ve düşmanlık büyük ibadettir.” Ölçü ve hüküm böyle. Her geçen gün bölgede ortamın kızıştığı bir zamanda, orduyu sevk ve idare edecek subay kadrosunun kâfir yahut kör keleş tiplerden teşkil edilmesi yalnızca dinî değil, aynı zamanda stratejik bir hatadır.

Bir diğer taraftan, “Laiklik ve Kemalizm, olası bir harpte asker için yeterli bir motivasyon kaynağı değil midir?” diye soranlar çıkabilir mi bilmiyorum. Çıkacak olursa, cevabını atalarına sorsunlar; savaş bitene kadar ne yapmış, bittikten sonra ne yapmış ona baksınlar. Müslüman, aynı delikten iki kere sokulmaz.

Bunun yanı sıra, 28 Şubat’a tepki olarak yükselen dalganın sırtına binerek yükselen ve 15 Temmuz ile iktidarını perçinleyerek 20 senedir iktidarda bulunan AK Parti’den beklenen, Genelkurmay Başkanlığı'na bağlı tüm askerî okullar, liseler ve akademileri kapattıktan sonra kurduğu Milli Savunma Üniversitesi marifetiyle milletin ruh köklerine düşman yeni tipler yetiştirmek ve milletin tepesine bindirmek midir? Böyle bir saçmalık olur mu? Hadi ayırt edemediniz, oldu bir rezillik diyelim. O zaman bu hadiseyi ayıklamanın fırsatını bilip bu durumu düzeltmek yerine, neden parti sözcüsü Ömer Çelik aracılığıyla bu saçmalığa sahip çıkıyorsunuz?

Necip Fazıl'ın polisiye romanı: Meş’um Yakut Necip Fazıl'ın polisiye romanı: Meş’um Yakut

İktidara geldiğinden beri kendisini destekleyen Müslüman milletin sırtına binip azgın azınlığa yaranmaya çalışan, buna karşılık ellerine geçirdikleri her fırsatta o azgın azınlık tarafından tokat manyağı yapılan Ak Parti’yi rasyonel bir akılla anlamak yahut izah etmek mümkün değil.

Abidin, gayesiz, hedefsiz, mihraksız siyasetin resmini yapacak olsaydı, herhalde AK Parti'nin ampulünü çizer geçerdi.

Bu arada bir sorun daha var: Bir süredir AK Parti ile MHP, millete karşı iyi polis kötü polis oyunu oynuyor ve milletin aklıyla alay ediyor. Bu millet, böyle küçük ve hasis oyunlara gelmez. Gelmeyeceğini de 30 Ağustos’tan beri bilhassa sosyal medyada vermiş olduğu şiddetli tepkiyle açıktan gösteriyor. Siyaset tarihinin çöplüğü Türkiye’de milletin aklıyla alay edilebileceğini zanneden ahmak siyasetçilerle doludur.

Baran Dergisi