Lozan’da alınıp verilenleri madde olarak sayarsak:
İskenderun Fransa’ya bırakıldı.
Musul, Kerkük meselesinin çözümü sonraya bırakıldı.
Mısır, Irak, Sudan, Kıbrıs, Suriye, Lübnan, Filistin üzerindeki haklardan İngiltere lehine vazgeçildi. Buraların senedi bizde idi, fiilen elimizde değilse de. Bu resmiyeti kendi elimizle verdik.
Batı Trakya elden çıktı. Yunanistan yenilmesine rağmen Batı Trakya’yı bizden aldı. Karaağaç Yunanistan’ın savaş tazminatı olarak bize bırakıldı.
12 Adalar İtalya’ya resmen verildi. Çünkü geçici bir süre ile İtalya’nın elindeydi ve iade etmesi gerekiyordu. Bu haktan vazgeçildi. Bozcaada ve Gökçeada bizde kaldı. Bu arada Limni’yi bize bırakacaklardı ama bizim heyet antlaşmaya yazmayı unutmuş.
Kapitülasyonlar kaldırıldı. Bu bir kazançtır. Fakat adli sistemimizin değiştirilmesi şartıyla. Kemalist devrimler sayesinde Batı’nın kültürel, siyasî ve iktisadî hegemonyasına girildi. Öyle ki fiili kapitülasyonlara gerek kalmadı. Ancak Ticaret Sözleşmesi, Sağlık Sorunlarına İlişkin Bildiri ve Yargı Yönetimine İlişkin Bildiri ile, bu üç mevzuda kapitülasyonlar fiilen devam etti.
Adlî ıslah yapılana kadar beş yıl Türkiye’de yabancı hukukçular heyeti görev yaptı. Görev süreleri 1929’da doldu. Ülkeyi İslâm’dan koparacak bütün devrim ve reformların bu süre zarfında gerçekleştirilmiş olması, mezkûr hukukçuların işlerini başarıyla gerçekleştirdiklerinin kanıtıdır.
Osmanlı’nın borçlarının %62’si bize yıkıldı. Osmanlı topraklarında borçlar eşit olarak, paylaştırılacaktı. Bu şarta uyulsaydı 780 bin kilometreye bu oran düşmezdi. Daha az olurdu. Hem Osmanlı’nın mirasını reddedip hem de borçlarını kabullenmek büyük bir tezat.
Makalenin tamamı için TIKLA