Kan emici KOÇ grubunun her sene düzenlediği Vehbi Koç Ödülü’nün 22’incisi 5 Mayıs’ta tertiplendi.   

"22. Vehbi Koç Ödülü”nü, “sanat” dalında Genco Erkal ve Dostlar Tiyatrosu aldı.

Erkal, Koç başlı heykelciğini Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç'un elinden aldı.

Hayatı boyunca Komünist Nazım Hikmet’in eserlerinin ekmeğini yedikten sonra Genco Erkal kendisine takdim edilen “ödülcük”le ilgili kodaman sermaye deyince Türkiye’de akla gelen bir numaralı isme övgüler düzdü:

 "Kuruluşundan bu yana sağlık, eğitim ve kültür alanında önemli çalışmalar gerçekleştiren, toplumda saygın yeri olan Vehbi Koç Vakfından bu imrenilen ödülü almak benim için büyük onurdur. Bu ödülle 64 yıllık sanat hayatımın doruk noktasına ulaşmış gibiyim." dedi.

Genco Erkal etkinlik gecesinde, tabii ki yine Nazım Hikmet’ten “Güneşin Sofrası” türküsünü seslendirdi. Tek bildikleri içip içip, eceli gelmiş sırtlanlar gibi sağa sola saldıran, bunu da “sanat” diye zihni iğdiş edilmişlere kakalayan, “İslâm gelmesin de ne olursa olsun” paydasında buluşanlar, Nazım’ın türküsünün seslendirildiği esnada 14 Mayıs’ta CHP’yi destekleyeceğini ilân etti. Genco Erkal sahnede, “Aya gidilecekmiş. Teleskopla görülmeyen yerlere, daha da ötelere gidilecekmiş. Ne zaman kimse korkmayacak, kimse kimseden? Ne zaman emretmeyecek kimse kimseye? Ne zaman yermeyecek kimse kimseyi? Ne zaman umudunu çalmayacak kimse kimsenin?” gibi sorular sorarak, “üstün zekâsı”yla aklınca alay etti. “Ne zaman sorusunun cevabını da kendileri verdi: “14 Mayıs’tan sonra”ymış… 

Kendini hukuk üstü imtiyazlı zümre zanneden, 22 yıllık Ak Parti döneminde milletin iliği ve kemiği hâlen kendisine peşkeş çekilmeye devam edilen Koç grubunun gecesinde CHP’nin alenen desteklenmesi ve bunu “şov”a dökmesi kimin suçu peki? 

Ak Parti diyor ya bizden öncesi “çöp, çamur, çukur”du diye. Sermaye, bürokrasi, sanat ve akademideki bu çöpü kim kaldıracak, çamuru kim kurutacak, çukuru kim dolduracak?