Uzmanlar, işgal devam ettiği sürece, Batı Şeria'daki mücadelenin kendi kendini yenilediğini; her neslin ardında bu yolu takip eden nesiller bıraktığını ifade ediyor.
İsrail ordusu Gazze’nin kuzeyini ikiye bölmeyi planlıyor
İsrail'in Gazze Şeridi'ne saldırı başlattığı 7 Ekim 2023'ten bu yana işgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te de Filistinlilere yönelik saldırılarda artış yaşanıyor.
Öyle ki işgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te de 7 Ekim 2023'ten bu yana İsrail askerleri ile Filistin topraklarını gasbeden İsraillilerin saldırılarında 167'si çocuk, 777 Filistinli hayatını kaybetmiş durumda.
Kudüs Araştırmaları Merkezi Başkanı Ahmed Refik Avd, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Batı Şeria'daki direnişin 1967'den bu yana duraksamadığını belirtti.
"Tırmanan ve hafifleyen saldırılar, Batı Şeria'yı tehdit ediyor fakat direniş de devam ediyor. İsrail tüm yasaları, baskıları ve saldırılarıyla bu durumu sonlandıramadı." diyen Avd, bunun sebebini şöyle açıkladı:
"Bunun sebebi işgalin var olması ve iki neslin her birinin işgale karşı direnmesi ve direnmeye devam ediyor olması. İşgal 'gücün' kendisini sonuca ulaştıracağına, bölge sakinlerine boyun eğdireceğine inanıyor. Bunun için de uzaklaştırma, öldürme, evleri yıkma gibi her türlü baskıya başvurdu fakat sonuçsuz kaldı."
Avd, İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana İsrail'in daha önce davranmaya çalıştığını; Batı Şeria'nın kuzeyindeki Tulkerim, Cenin ve Faria kamplarında geniş çaplı saldırılar başlattığını fakat başarılı olamadığını dile getirdi.
İsrail'in kamplardaki alt yapıyı; Filistinlilerin evlerini yıkmasına; toplu cezalandırma politikası uygulamasına dikkati çeken Avd, ancak direnişin devam ettiğini; işgalin direnişin faaliyetlerini baltamalada başarısız olduğunu, raptı zapt altına alamadığını söyledi.
Avd, işgal politikaları, yayılmacı yerleşimleri Gazze Şeridi ve Lübnan'daki katliam ve imhayı reddeden Batı Şeria'nın, yakın gelecekte silahlı çatışmalar, askeri operasyonlar, protestolar, gösteriler ve daha da fazlasıyla alevler içinde kalmaya devam edeceğini ifade etti.
"Filistin direniş ruhu sürekli kendisini yeniliyor"
Filistinli siyaset sosyologu ve toplumsal hareketler araştırmacısı Ahmed Ebu Heyce ise İsrail'in onlarca yıldır Filistin direnişini kırmayı başaramadığını; bununla birlikte aktivistlerini öldürerek ve gözaltına alarak büyük zarar verdiğini aktardı.
Ebu Heyce, "Genç nesil, her gün cinayetlere, yıkımlara, neredeyse her saat başı işlenen katliamlara tanık olurken silahlı direnişten vazgeçmeye ikna edilemez. "dedi.
Tarih boyunca askeri çözümün ya da katliamın hiçbir zaman gerçek bir çözümle sonuçlanmadığını kaydeden Ebu Heyce, katliamın ancak geçici bir sakinliğe yol açabileceğini fakat bir süre sonra olayların yeniden alevlenip patlayacağını; çünkü çatışmanın sebeplerinin ortadan kaldırılmadığına dikkati çekti.
Ebu Heyce, geçmişte olup sonuç vermeyen durumların bugün de sonuç vermeyeceğini; İsrail'in bu denklemi anlamadığını aktardı.
İsrail'in pek çok cephede saldırılar düzenlediğine işaret eden Ebu Heyce, Batı Şeria'daki direniş ruhuna sahip gençlerin, Gazze ve Lübnan'daki çatışmaları; bazı Arap partilerinin desteğini gördüğünü ve doğal olarak bu çatışmada rolünün olması gerektiğini düşündüğünü kaydetti.
Ebu Heyce, Filistinli gençlerin "Aksa Tufanı" sonrası düşünce yapısının eskisi gibi olmadığı; artık direniş ve silahlı eyleme yönelik büyük bir talep olduğuna ilişkin düşüncesini aktardı.
İsrail'in Batı Şeria'daki direnişe ciddi şekilde zarar verdiğini kaydeden Ebu Heyce "Ancak Filistin direniş ruhu sürekli kendisini yeniliyor, her zaman silah taşıyan yeni bir nesil yetişiyor." dedi.
"Batı Şeria'da tansiyonun düşmesi zaman alır"
Ebu Heyce, Filistinli direniş gruplarının, Batı Şeria'nın Gazze'yi desteklemesi konusunda kararlı olduğunu ifade ederek, bölgede atmosferin sürekli değiştiğini, tansiyonun bir yükselip bir alçaldığını ancak yıpratma halinin mevcut olduğunu dile getirdi.
"Bireysel ya da gruplar halinde yapılan eylemler İsrail'i yordu ve bu durum onlar için kabusa dönüştü." diyen Ebu Heyce, "Gazze'ye yönelik saldırılar bitse bile Batı Şeria'da tansiyonun kısa süre içerisinde düşmesini beklemiyorum." ifadesini kullandı.
İşgal altındaki Batı Şeria'nın Ramallah kentinde yer alan Yabous Stratejik Araştırmalar Merkezi Müdürü Süleyman Bişarat da Batı Şeria'daki Filistin direnişinin durumunun, İsrail'in 1967'de Batı Şeria ve Gazze'yi işgalinden ve hatta daha öncesinden bu yana devam eden Filistin mücadelesinin devamı niteliğinde olduğunu söyledi.
Bişarat, Gazze'ye yönelik saldırıların başladığı tarihten yaklaşık 2 yıl öncesindeki gelişmelere bakıldığında Batı Şeria'da çeşitli şekillerde direnişin görüldüğüne işaret etti.
Bişarat, şöyle devam etti:
"Gazze'ye yönelik saldırılar dursa bile işgal ve Filistinlilerin topraklarını gasbeden İsraillilerin eylemleri devam ettiği sürece Batı Şeria'daki direniş genişleyecektir. Batı Şeria'daki direnişin durumu, işgal güçlerinin saldırılarının seviyesine ve ihtiyaca göre kademeli olarak azalabilir ve farklı aşamalarda yükselebilir."
İşgal, direnişi engelleyemiyor
Direnişin bir tepki ya da özel bir nitelikle bağlantılı olmadığını, aksine devam eden Filistin mücadelesinin kimliğini ifade ettiğini belirten Bişarat, "Bu, İsrail işgalinin karşı karşıya olduğu en büyük zorluklardan biri. Çünkü Filistin kimliğinin bir parçası olan direniş yaklaşımını ortadan kaldıramıyor." dedi.
Bu durumun "örgütler, hareketler, partiler veya doğrudan bireylerle ilintili olmadığını, daha ziyade işgalin varlığına ve ondan kurtuluş çabasına bağlı ideolojik bir kimliğin yansıması" olduğunu kaydeden Bişarat, şöyle devam etti:
"Belki de Gazze'ye yönelik saldırılar, Batı Şeria'daki mücadelenin harekete geçmesi için ilham verecek bir model olmuştur. Belki de işgalin Gazze'de gerçekleştirdiği katliam ve soykırımın boyutu, ulusal sorumluluk meselesi olarak Filistinlilerin derdini paylaşma konusunda ayrı bir motivasyon oluşturmaktadır."
Bişarat, İsrail saldırılarının artarak sürmesi, kısıtlamalar, siyasi bir ufkun olmayışı ve Mescid-i Aksa'ya yönelik ihlaller nedeniyle Batı Şeria'da ilerleyen zamanlarda direnişin tırmanabileceği öngörüsünde bulundu.