İsrail ve müttefikleri, Gazze'deki soykırımı "adil" bir öz savunma savaşı olarak göstermek için propaganda yapıyor ve yalan söylüyor. İsrail, kamuoyunu kandırarak, Gazze'nin imhasını gerçekleştirmek için "zaman kazanmayı" amaçlıyor. Bu propaganda, Filistinlileri "insan hayvanları", "teröristler" ve "bebek yakıcılar" gibi insanlıktan çıkararak, soykırımı meşrulaştırmaya çalışıyor. Batı liberal kuruluşları ve kurumsal medya da bu söylemi benimseyerek Filistin'i ve Filistinlilerin mülksüzleştirilmesini görmezden geliyor. Bu propaganda, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarını haklı göstermek ve zaman kazanmak için kullanılıyor.

İsrail, gazetecileri öldürerek ve Al Jazeera'yı kapatarak gerçekleri susturmaya çalışıyor. Batı hükümetleri de sansür, iftira ve karakter suikastı gibi yöntemlerle muhalefeti bastırıyor.

Protestolar arttıkça, üniversite öğrencileri ve akademisyenler dahil olmak üzere, fiziksel baskı uygulanmaya başlandı. Antisemitizm, anti-Siyonizmi susturmak için bir bahane olarak kullanılıyor.

İsrail'in Eski İstihbarat Başkanı: Eğer Filistinli olsaydım, topraklarımı çalanlara karşı savaşırdım İsrail'in Eski İstihbarat Başkanı: Eğer Filistinli olsaydım, topraklarımı çalanlara karşı savaşırdım

İsrail'in Filistin'i sömürgeleştirmesi, Batı'nın diğer sömürgeci eylemlerinin bir parçasıdır. İsrail, Batı'nın bilgi, teknoloji ve ahlaki ilkelerini kullanarak, soykırımı haklı gösteriyor.

Filistin mücadelesi, dünyadaki ezilenlerin, sömürgecilik ve baskı altında yaşanan benzer deneyimleri hatırlamasına neden oluyor. Bu mücadele, sömürgecilik sonrası düşünce için yeni yollar açıyor.

Filistin mücadelesi, Avrupa'nın bastırdığı yerli kültür ve bilgileri yeniden keşfetmemizi sağlıyor. Bu mücadele, sömürgecilik sonrası düşünce için yeni yollar açıyor.

Batı'nın egemenliği azalıyor, BRICS ülkeleri yükseliyor ve Batı'nın Gazze'deki soykırıma ortaklığı normatif gücünü paramparça etti.

Batı, kaybettiği ayrıcalıkları geri kazanmak için daha da fazla baskı uygulayabilir ve bu, liberal demokrasilerde fiziksel şiddete yol açabilir.

Filistinlilerin son sekiz ayda soykırım savaşına karşı gösterdiği "sumud" (sarsılmaz direniş), Filistin'in ahlaki ve adil davasını etik mücadelelerin merkezine yerleştirdi, üniversite kampüslerindeki genç kuşakların gösterdiği gibi, sabit ideolojilerden uzaklaştı.

Batı'nın Gazze'de daha fazla imha ve yıkım yapmak için İsrail'e zaman kazandırmak amacıyla verdiği destek, Filistin'i dünyanın lanetli yerinden, özgürlüğün ve adaletin ırmaktan denize kadar herkes için hüküm sürdüğü sömürgeci olmayan bir insanlık yerine dönüştürme mücadelesini durduramadı ve durduramayacak.

Özgürlük ve eşitlik için uzun mücadelede, sömürgeci baskı nihayetinde yenilecektir.

Emile Badarin, Middle East Eye