Gazze’ye yönelik üç ayı geçen saldırılarda ulaşılan ve yok edilen tünellerin toplam tünel ağı içinde önemsiz bir rakamı ifade ettiğini söyleyen Pfeffer, açıkça dillendirilmese de, İsrail rejimi ordusunun bunun farkında olduğunu vurguluyor.
Pfeffer’e göre Gazze’deki tüneller yeni bir durum değil. 1967’deki Altı Gün Savaşı’nın ardından Filistinli direniş örgütleri Gazze’de bazı tüneller inşa edip militanlarını ve silahlarını buralarda saklamaya başladılar.
HAMAS’ın Gazze’yi tam anlamıyla kontrol altına aldığı 2007’de Mısır ile Gazze arasında faal yüzlerce tünel olduğunu belirten Pfeffer, bunların üçte ikisinin Mısır ve İsrail tarafından imha edildiğini söylüyor.
Gazze’deki tünel ağının kaçakçılık için kullanılmaktan çıkarılıp İsrail rejimi ordusuna karşı operasyonlar için kullanılmasının ise son yirmi yılın gelişmesi olduğunu kaydeden Pfeffer, HAMAS’ın tünel kazımında çok daha gelişmiş malzeme ve aletler kullanmaya başladığını vurguluyor. Pfeffer’e göre, bu tünellerde bulunan malzeme ve aletler hem tünellerin inşasında hem de bu tüneller yoluyla Gazze’ye sokulan silahlarda Lübnan ve İran izlerini taşıyor.
Pfeffer, Mayıs 2021’de İsrail rejimi ordusu HAMAS’ın tünel ağına dair pek çok şey bildiğini düşünürken, bugün itibariyle İsrail ordusu ve istihbaratının tünellere ilişkin bilgisinin son derece sınırlı olduğunun açığa çıktığını ifade ediyor.
Terörist İsrail ordusunun Gazze içindeki tüneller yoluyla savaşan Filistinliler karşısında ağır kayıplar verdiği ve bazı birliklerini geri çekmek zorunda kaldığı biliniyor.