Son dönemde İsrail'in Gazze'deki eylemlerine yönelik protestolar dünya genelinde yaygınlaşırken, bu protestolar "antisemitizm" suçlamalarıyla karşı karşıya kalıyor. Ancak bazı eleştirmenler, bu suçlamaların gerçekte var olmayan, hayali bir krize dayandığını ve İsrail destekçilerinin, soykırım protestolarına karşı dikkatleri dağıtmak için bu taktiği kullandığını savunuyor.

Yazar Caitlin Johnstone'a göre, İsrail'in Gazze'deki eylemlerine yönelik eleştirilerin sistematik bir şekilde "Yahudi düşmanlığı" olarak yaftalandığını öne sürüyor. Oysa bu eleştirilerin özünde, İsrail'in Filistinlilere yönelik insan hakları ihlallerine ve ayrımcı politikalarına karşı çıkmak yattığını vurguluyorlar.

Anti-Defamation League (ADL) gibi, "Yahudi karşıtı" söylemlerle mücadele etmeyi amaçlayan kuruluşların da bu çarpıtmaya alet edildiğini iddia ediyorlar. ADL'nin Filistin yanlısı protestoları antisemitik olaylar olarak sınıflandırarak istatistikleri manipüle ettiğini ve medyada yanlış bir antisemitizm artışı algısı yarattığını belirtiyorlar.

ABD’nin Gazze’ye kurduğu “işgal limanı” tamamlandı ABD’nin Gazze’ye kurduğu “işgal limanı” tamamlandı

Johnstone'a göre, "antisemitizm" suçlamalarının, sadece İsrail'in eylemlerini eleştirenleri susturmakla kalmayıp, ifade özgürlüğünü kısıtlamak için de siyasi bir araç olarak kullanıldığı iddia ediliyor. Üniversitelerde ve diğer platformlarda düzenlenen Filistin yanlısı etkinliklerin bu suçlamalarla hedef alındığını ve akademik özgürlüğün tehdit altında olduğunu belirtiyorlar.

Eleştirmenler, İsrail destekçilerinin, gerçek bir soykırımı görmezden gelirken hayali bir antisemitizm krizi yaratarak gerçekliği çarpıttığını ve gerçek sorunları ele almaktan uzaklaştırdığını savunuyor. "İsrail'in eylemlerinin eleştirilmesi antisemitizmle eşdeğer değildir," diyen eleştirmenler, bu tür sahte suçlamaların gerçek antisemitizmle mücadele çabalarını baltaladığını vurguluyorlar.