Kıbrıs, uzun yıllar boyunca Filistin davasına destek vermiş, 1975 yılında Filistin Kurtuluş Örgütü’ne (FKÖ) bir temsilcilik açmış ve 1988 yılında Filistin devletini tanımıştı. Bu pozisyonları nedeniyle, Kıbrıs’ın tarihsel olarak Filistin’e yakın bir duruş sergilediği biliniyor.
Ancak son yıllarda Kıbrıs ve İsrail arasındaki ilişkilerde belirgin bir dönüşüm yaşandı. Özellikle 2004 yılında Kıbrıs’ın Avrupa Birliği’ne katılması ve Akdeniz’de keşfedilen gaz rezervlerinin her iki ülke için de ortak çıkar haline gelmesiyle, İsrail ve Kıbrıs arasında siyasi, askeri ve ekonomik işbirliği artmaya başladı. Kıbrıs, 1960 yılında İsrail’i resmi olarak tanımasına rağmen, ilişkilerdeki asıl yakınlaşma bu dönemde gerçekleşti.
Kıbrıs'taki Askeri Üsler ve İsrail’in Stratejik Hedefleri
Kıbrıs, stratejik konumu nedeniyle Batı ülkeleri ve özellikle İsrail için önemli bir askeri üs haline gelmiş durumda. İsrail, 2014 yılından bu yana Kıbrıs'ta askeri tatbikatlar gerçekleştiriyor ve bu tatbikatların birçoğu İsrail ordusunun özel operasyonlarına ev sahipliği yapıyor. 2022 yılında yapılan “Ateş Arabaları” tatbikatında, İsrail ordusu Lübnan’a yönelik olası kara saldırılarını simüle etti ve aynı zamanda İran’a yönelik uzun menzilli hava saldırılarının provası yapıldı.
Bununla birlikte, Kıbrıs’taki İngiliz üsleri de İsrail’in askeri operasyonlarında kritik bir rol oynuyor. Özellikle Akrotiri ve Dikelya’daki İngiliz üsleri, ABD’nin İsrail’e silah sevkiyatı yaptığı merkezlerden biri haline gelmiş durumda. 2023 yılında Gazze’ye yönelik İsrail saldırıları sırasında, ABD ve İngiliz nakliye uçaklarının Kıbrıs’taki üsler aracılığıyla İsrail’e silah sevk ettiği rapor edilmişti. Bu üsler, İsrail’in Gazze operasyonlarına destek vermek amacıyla yoğun şekilde kullanıldı.
Gazze Katliamı Sırasında Artan İşbirliği
2023 yılında başlayan Gazze katliamı sırasında, Kıbrıs’ın İsrail’e sağladığı lojistik destek daha da belirgin hale geldi. ABD’nin Akrotiri üssü üzerinden İsrail’e düzenli olarak silah sevkiyatı yaptığı ve bu silahların Gazze’ye yönelik saldırılarda kullanıldığı rapor edildi. Ayrıca, İngiltere de bu dönemde Kıbrıs’taki üslerini İsrail’in kullanımına açtı. Ancak, İngiliz hükümeti Uluslararası Adalet Divanı’nın Gazze’de soykırım iddialarını içeren kararları sonrası, bu üslerin kullanımını kısıtlamaya başladı.
Özellikle, Akrotiri üssü ile İsrail’in Nevatim Hava Üssü arasındaki kısa mesafe (yaklaşık 30 dakika uçuş süresi) dikkate alındığında, Kıbrıs’ın İsrail için ne denli stratejik bir askeri merkez olduğu açıkça görülüyor. Kıbrıs’taki üsler, İsrail’in Gazze’de ve Lübnan’daki operasyonlarını destekleyen kritik birer lojistik merkez haline geldi.
Kıbrıs'taki İngiliz askeri üsleri
Kıbrıs'taki İngiliz askeri üsleri, İsrail'in güvenliği için stratejik bir rol oynuyor ve özellikle Gazze operasyonlarına destek sağlıyor. 7 Ekim'de başlayan İsrail'in Gazze saldırıları sırasında ABD ve İngiltere, bu üsler aracılığıyla İsrail'e istihbarat ve silah desteği sundu. İsrail, Kıbrıs'ın İngiltere'ye ait Ağrotur ve Dikelya üslerinden hem askeri hem de istihbarat anlamında faydalanarak bölgedeki etkinliğini artırıyor.
Bölgesel ve Küresel Etkiler
Kıbrıs’ın İsrail ile artan işbirliği, bölgedeki dengeleri de etkiliyor. Özellikle Türkiye ile Kıbrıs arasındaki gerilimlerin bu sürece katkıda bulunduğu, Kıbrıs’ın İsrail ile yakınlaşmasının aynı zamanda Türkiye’ye karşı bir denge politikası olarak kullanıldığı belirtiliyor. Bunun yanı sıra, ABD’nin Kıbrıs üzerinden yürüttüğü askeri operasyonlar, adayı Batı’nın bölgedeki stratejik çıkarları için önemli bir üs haline getiriyor.
Sonuç olarak, Kıbrıs’ın İsrail ile artan askeri ve ekonomik işbirliği, adayı bölgedeki çatışmalarda önemli bir oyuncu haline getiriyor.
Al Jazeera