Türkiye’de Kemalist diktatörlük kurulduğundan beri İslâm’a hayat hakkı tanımamak için faaliyet gösteriyor; hatta son 20 senedir başımızda Müslümanlar iktidar olduğu halde kültür, sanat ve eğitimde Kemalistler hâlâ muktedir. Keza kültürel iktidar olmadan muktedir olunamaz.
Eğitim-İş, dün, “Devrim Yasalarının Yıl Dönümünde Dersimiz Laiklik Olacak!” başlığı altında bir deklarasyon yayınlamış ve deklarasyonda, “İlan ediyoruz: Eğitim-İşli öğretmenler olarak, 3 Mart Perşembe günü, derse girdiğimiz her sınıfta ilk dersimiz laiklik olacak. Laikliği, devrim yasalarını ve o yasalara tekrar kavuşmanın önemini öğrencilerimize anlatacağız! Onlara 98 yıl önceden gelen bilge bir sesle sesleneceğiz: Uygarlık yolunda yürümek ve başarılı olmak yaşamın şartıdır!” demiş. Yani okullarda bugün bu rezillik faaliyete geçmiş durumda.
Ayrıca Eğitim-İş, laik eğitim için hazırladığı ilkokul, ortaokul ve lise ders planında ise öğretmenlere “Kurtuluş Savaşından önce yurdumuzu kim yönetiyordu? Atatürk'ün Türk toplumuna kazandırdıklarını Atatürk Köşesinden izleyelim. İslâm dininden başka hangi dinleri biliyoruz?” gibi soruları sordurarak çocukların zihnine Osmanlı düşmanlığını zerk etmeyi amaçlıyor. Hazırlanan diğer planlar da fecaat arz ediyor.
Laik eğitim dedikleri de, İslâm’a, İslâm kültürüne ve Müslümanların tarihine düşman olan bir müfredat. Yani İslâmî değerlerden uzak ve İslâmî değerleri aşağılayan, Batı tandanslı bir eğitim modeli. Batıcılara göre ise bu “Muasır Medeniyetler Seviyesi.”
Kemalist güruh tarafından sürekli empoze edilen “Çocuklara din eğitimi yasaklansın, çocuklar kendi yolunu kendi seçsin” gibi söylemlere kendileri bile inanmıyor. Çocuklarına dini eğitim vermeyen bu insanlar, Kemalizm'in getirdiği ideolojiyi öğreterek bir nevi kendi zihnî yapılarına göre eğitiyor.
Bunlar Batılılaşma adına “çocuklara dini eğitim yasaklansın” diyedursun, bugün Batı dünyasında başta psikologlar olmak üzere fikir ve ilim adamları çocuğun fıtratında dinin olduğunu kabul etmişlerdir. Bilim diye yana yakıla gezen bu tiplere bugün Avrupa'da bile bu şekilde bir başıboşluğa izin verilmediğini söylemek dahi boş. Bizim asıl niyetimiz nesillerimizi kurtarmak ve Kemalist ideoloji uğruna gençliği heba etmemek.
Nasıl ki bir çocuğun 3-6 yaş aralığında şahsiyeti oturuyorsa, 7-12 yaş aralığında da ahlâkî ve dinî terbiyesini almak mecburiyetindedir. Çünkü çocuk bu terbiye ile dinine, kültürüne, değerlerine sahip çıkar. Haliyle çocuk hiçbir şekilde başıboş bırakılamaz. Nitekim Batıcılar da bugün çocuklarına Kemalizm dinini aşılıyor.
İktidar acele etmeli
İktidarın acilen yeni bir eğitim modeline geçmesi, laiklikten arındırılmış bir müfredatla Müslüman Anadolu insanını yeniden yoğurması gerekiyor. Elbette iş dönüp rejim değişikliğine dayanıyor.
Bu meselede ailelerin mesuliyeti iktidardan daha fazla. Ebeveynler çocuklarını yolladıkları okullar ve öğretmenler hakkında malumat sahibi olmalı, çocuklarının imânına tasallut edilmesine müsaade etmemeli, bu kadar ehemmiyetli bir mesele ses çıkarmayı bilmelidir.
Okullarda laiklik propagandası yapan, dersin dışına çıkıp kendi sapkın düşüncesini çocuklara zerk eden, genç dimağlara tarihimizi ve İslam’ı kötüleyen, Kemalizm’i zerk etmeye çalışan öğretmenlere müsamaha gösterilmemeli.
Görüş: M. Taha İnci