Deprem nedeniyle Türkiye'nin güneyinde ve Suriye'nin kuzeyinde korkunç bir vaziyet hâkim. Resmî olarak 20 binden fazla insan öldü. Tabii ki enkaz altındaki cesetlere ulaştıklarında bu sayı artacaktır. Soru şu: Bu binaları neden bu kadar kötü inşa ettiler? Bu yeni bir sorun değil. Bu tür sorunlar o bölgede her zaman vardı. Suriye'de, Irak'ta ya da Türkiye'de... Bölgenin tabiatında deprem var. Ama durumu takip etmeleri ve daha iyi bir şekilde hazırlanmaları gerekiyordu. Aynı hataları yapmaktan vazgeçmeliler. Diğer taraftan Suriye topraklarında iç savaş ve ayaklanmalar devam ediyor. Ve şimdi Suriye'nin, Türkiye’nin kontrolünde bulunan kısmında tam bir karmaşa var. Bu durumda bölgeyi düzgün bir şekilde yeniden inşa edemezsiniz.
Türkiye Cumhurbaşkanı'nın dayanışmaya ihtiyacı var. Umarım insanlara yardım etmeyi başarır ama her gün çok sayıda ölü bedene ulaşıyorlar. Bu korkunç bir vaziyet.
Çok üzülüyorum. Çünkü uzun yıllar önce o bölgede bulundum. Yoldaşlarımın bir kısmı Türkiye'de, bir kısmı Şam'da ve çoğu da Lübnan'ın başkentinde.
Şimdi ne olacağını kimse bilmiyor; çünkü manzara korkunç. Sadece Allah bilir neler olacağını. İnsanlar kendilerini her türlü ihtimale hazırlamalılar. Tabii ki halktan da bahsediyorum; ama daha çok Türkiye ve Suriye hükümetinden bahsediyorum. Bir tür sınır savaşı ve iç savaş ihtimali bulunuyor. İşleri yoluna koymak artık kolay değil. Türk Cumhurbaşkanı mükemmel bir insan. İnsanları yaklaşan felaketle yüzleşmeye hazırlamayı başarıyor. Çünkü yüzyıllar boyunca bu felaketlerin daha da fazlası olacak. Bu bölgenin tabiatı böyle.
Suriye'nin durumu daha zor. İç savaş devam ediyor. Türk ordusu dahil yabancı güçler ülke topraklarında. Şam hükümetine karşı olmayan ama ABD'nin desteğiyle Suriye'nin bir bölümünü işgal eden Kürt isyancılar da var. Ayrıca İslâmî gruplar da bazı toprakları ele geçirmiş durumda.
Umarım insanlar bu trajediden, sefaletten ve dehşetten kurtulabilirler. Sınırın her iki tarafındaki bu binalar gelecekteki depremlere karşı hazır hale getirilmelidir. Çünkü deprem gelecekte yeniden vuku bulacak, bu bir hakikat. Ortadoğu'nun en iyi insanlarına sahip olan Türkiye'de halkın, fiili hükümetin hataları nedeniyle dünyanın geri kalanındaki insanlar gibi acı çektiği söyleniyor, NATO ve diğer Batı ülkeleri gibi müttefikleri tarafından.
Ben 1949 yılında Venezuela'da doğdum. Dünyanın en zengin ülkesiydi, hatta ABD'den bile daha zengindi. Şimdi hükümetin hatası yüzünden bir sefalet var. Tabii ki dış müdahale de başka bir faktör. Venezuela en zengin petrol rezervlerine ve doğalgaza sahip. Bazen, bazı düşman ajanlarının hükümeti etkilemeyi başardığını düşünüyorum. Enerji eski Bakanı Rafael Ramirez'e bir mesaj gönderdim. Resmi görevli olan kardeşim Lenin aracılığıyla ona bazı tavsiyelerde bulundum. Sorun çıkaran bazı kişilerden bahsettim. Ve en iyisini ümid edin ve en kötüsüne hazırlanın dedim. Venezuela'nın tüm mülkleri ABD'deydi. Bu hususta 20 yıldan uzun bir süre önce uyarmıştım. Sonuç olarak, ABD el koydu mülklere. Ve altın... Venezuela altınları İngiltere Merkez Bankası'ndaydı. Onlara altınları Venezuela'ya geri getirmelerini tavsiye ettim. Bunu yapmadılar ve sonuç olarak bu haldeyiz. Venezuela halkı göç etmek zorunda kaldı ve mülteci konumuna düştü.
Başkan Maduro devrimci bir adam. Başkanlık ona Chavez'den miras kaldı. Ancak bazı insanlar hükümet içinde karışıklık çıkarıyor ve Başkan Maduro'ya ihanet ediyorlar.
Ben sadece Venezuela hükümeti yüzünden hapisteyim. Yoldaşlarım yıllarca benim yoldaşım olmalarından dolayı bedel ödedi. Yaşlanıyorum; yeteneklerimi ve sağlığımı kaybediyorum. Şu anda 70,8 kiloyum. 60 yıl önce de böyleydim. Cezaevinde yaklaşık 30 kilo verdim; 99 kiloydum. İyi avukatlarım var ve Allah'a inanıyorum. Lâ ilâhe illallah muhammedün resûlullah. Ben buradayım ve hayattayım.
Allahü Ekber!
11.02.2023