Albert Camus, daha çok romanları, Başkaldıran İnsan isimli felsefe temelli incelemesiyle tanıdığımız ve batı dünyasına, 20. asra damga vuran isimlerden biri. Onun tiyatro oyunu yazdığı hakkında bugüne kadar ne bir şey okumuş, ne de duymuştum. Fransa gibi köklü tiyatro geleneği olan bir ülkede buna kayıtsız kalması beklenemezdi. Bazı büyük kalemler, kendileri bir işle bilfiil iştigal etmeseler dahi o mevzu hakkından en az erbabı kadar bilgi sahibi olabilmekte ve söz söyleyebilmekteler. Camus da, doğrudan yazmamış olsa bile tiyatro kültürü oturmuş bir memlekette elbette söz sahibi olurdu. Küçük bir seri olacak kadar oyun yazmış olan Camus, kendi felsefî düşüncelerini ve 20. asrın buhranlı hâlini de oyunlarına aksettirmiştir.
Camus’nun dört perdelik Caligula oyunu
Camus’nun dört perdelik Caligula oyunu, tarihî bir kişilik olan imparatorun elinde bulundurduğu “güç” ile en çılgın hareketlerin mihrakında yer alıp etrafının ikiyüzlülüklerini, onlardan daha kötü ve aşırı davranarak yine onlara aksettiren ve kendi trajedisini yine kendi imzalayan karakterin hikâyesidir.
Trend Haberler
Üstad Necip Fazıl ve müzik
Torunuyla "gözlerinin içini öperek" vedalaşan Halid dede şehit oldu
Kassam'dan şehadet operasyonu: İsrailli teröristlerin arasına sızıp pimi çekti!
15. Dergi Günleri "Bi' Dünya Dergi" Taksim'de düzenlendi
Kemalistler putlarına sahip çıkıyor! Yine 5816, yine hukuksuzluk, yine ceza
Suriye'de son durum! Suriye'de toplu mezarlık bulundu!