Son iki senedir, bugün Kemal Kılıçdaroğlu’nun danışmanı olan MHP kökenli biri tarafından bürokratlar ve iş adamları ile iletişim kurularak, “Biz de milliyetçi muhafazakâr insanlarız ama eğer mevcut iktidar değiştirilmezse ABD ülkemizi işgal edecek, bu yüzden istemesek de ABD’nin tuttuğu tarafı seçmek zorundayız” ifadesi dillendiriliyor, ABD ile savaş korkusu üzerinden siyasî etki tesis edilmeye çalışılıyor.

“Tam Bağımsız Türkiye”den öte, “Bölgesel Güç ve Küresel Aktör” olma yolunda ilerleyen memleketimizde, geçmişte de ne zaman "Millîleşme" yoluna girilmişse, her seferinde NATO ve Gladio devreye girmiş, siyasî olarak iktidarı yıpratma ve en sonunda da darbe gibi yöntemlerle yönetimi değiştirmiştir. FETÖ’nün belirli oranda tasfiye edilmesinden sonra zayıflayan Gladio, sivil ve sivil olmayan bürokrasi içinde gizlenen unsurları vasıtası ile korkak ve gevşek gördüğü, makamını korumak için her şeyi yapmaya hazır tipleri bulup, onları, “eğer ki Erdoğan yeniden seçilecek olursa Amerika Türkiye’yi işgâl edecek” söylemiyle korkutmaktadır.

Son iki yıldır, her geçen gün artan dozda işlenen bu söylemden etkilenen bürokratların, kendilerine verilen emirlere tam olarak uymadığını, yukarıda alınan kararları hakkıyla uygulamadığını, emrinde çalışan personel ve hizmet vermeleri gereken halkın menfaatine uygun hareket etmediklerini, iktidara yakın görünmemek için dinî, millî, manevî çalışmaları bile yapmadıklarını; masonlara, millî ve manevî değerlere düşman batı hayranı çevrelere sempatik görünmeye çalıştıklarını biliyoruz.

Bunu biz biliyoruz, devlet de biliyor. Buna karşılık hiçbir adım atılmadan bu ihanete göz yummanın ve ilgili kimse hakkında soruşturma başlatmamanın da ihanet olduğunu hatırlamaya lüzum yok herhâlde. İktidarın savunma psikolojisinden bir ân evvel çıkması, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Amerikan Büyükelçisi Flake’e verdiği ayarın devamı olarak içeride onlar adına iş görenlere karşı adlî işlemlerin başlatılması zaruridir. 

Yılanın başını küçükken ezmek icab eder. Türkiye siyaset tarihi, rejim kurulduğu günden beri vakti zamanında başı ezilmemiş solucanların ejderhalaşıp memleketimize verdiği zararın tarihidir aynı zamanda. Seçim üzeri “cadı avı” suçlamasına muhatab olmamak adına da olsa bütün bu hainliklere seyirci kalınmamalı, yılanın başı küçükken ibretlik olacak şekilde ezilmelidir. Bu iç ihanet şebekelerinin başı lâyıkıyla ezilecek olursa, Türkiye’ye saldırmaya  kimsenin cüret edemeyeceği anlaşılmalıdır.

Genel anlamda Amerikan işgâllerinin tarihine bakılacak olursa görülecektir ki, her işgâlin ortak paydası Amerikan işgaline zemin hazırlayan bu ve bunun gibi iç işgâl şebekelerinin zamanında lâyıkıyla tepelenmemiş olmasıdır.

Ha bu arada Amerika Türkiye’ye saldırmaz zaten de, olur ya böylesi bir manyaklık yapacak olurlarsa; gelecekleri varsa, görecekleri de var! 

Baran Özel Haber Servisi