Gazze’de bir Filistinli, savaşın ardından evine döndüğünde kendisini derin bir şekilde etkileyen bir not buldu. Notta şu ifadeler yer alıyordu:
"Bizi bağışlayın ve özrümüzü kabul edin; evlerinize girdik, eşyalarınızı kullandık, yiyeceklerinizden yedik. Her çocuğun ağlayışı, her acı ve her keder için bizi affedin. Vallâhi kaçmadık ve elimizden geldiğince cihâd ettik. İnşâAllâh buluşmamız Mescid-i Aksa'nın avlusunda zaferle, tekbir ve tehlil ile olur...
Kassam Tugaylarından Kardeşleriniz, Zeytun Taburu..."
Bu not, direnişin sadece bir savaş değil, aynı zamanda ahlak ve insani değerlerle örülü bir mücadele olduğunu gözler önüne seriyor.
Kassam Tugayları, Gazze’nin savunmasında kritik bir rol üstlenirken, savaşın ortasında bile ahlaki prensiplerden ödün vermemeleriyle biliniyor. İnsanların eşyalarına saygı duyan, zaruri durumlarda bile özür dilemekten çekinmeyen bu direnişçiler, sadece askeri cesaretleriyle değil, aynı zamanda insani duyarlılıklarıyla da örnek teşkil ediyor.
Bu davranış, Kassam Tugaylarının eğitim sistemine ve disipliniyle ahlakı bir arada ele alan ideallerine işaret ediyor. Tugay üyeleri, savaşta bile zulme meyletmemeyi, insanların haklarına riayet etmeyi bir görev olarak görüyor.