Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, bu sabah itibarıyla Suriye'nin yeni bir aşamaya ulaştığını belirterek, "Türkiye, Suriye'nin milli birliğine, istikrarına, egemenliğine ve toprak bütünlüğüne çok büyük bir önem atfediyor, aynı zamanda Suriye halkının da refahını önemsiyor.
Fidan, Katar'ın başkenti Doha'da düzenlenen, Doha Forum 2024'te Suriye'deki gelişmelere ilişkin basın toplantısında konuştu.
Bakan Fidan, bu sabah itibarıyla Suriye'nin yeni bir aşamaya ulaştığını belirterek, "Suriye halkı, ülkelerinin geleceğini yeniden şekillendirecek. Bugün ümidimiz var. Suriye halkı, bunu tek başına başaramaz, uluslararası toplumun Suriye halkını desteklemesi gerekiyor." şeklinde konuştu.
"Türkiye, Suriye'nin milli birliğine, istikrarına, egemenliğine ve toprak bütünlüğüne çok büyük bir önem atfediyor, aynı zamanda Suriye halkının da refahını önemsiyor. Bu anlamda ülkelerini terk etmek durumunda olan milyonlarca Suriyeli, artık ülkelerine geri dönebilirler." diyen Fidan, yeni idarenin düzenli şekilde kurgulanması, kapsayıcılık ilkesinden hiçbir zaman taviz verilmemesi gerektiğini, artık birlik ve ülkeyi yeniden inşa etmenin zamanı olduğunu vurguladı.
Fidan, şöyle devam etti:
"Bugün bölgede ve bölge dışında bütün aktörlerin dikkatli ve sakin bir biçimde hareket etmeleri çağrısında bulunuyoruz ve bölgeyi daha fazla istikrarsızlığa götürmemek gerekiyor.
Suriye'nin toprak bütünlüğü ve refahı korunmalı. Bu geçiş döneminde çok dikkatli olmalıyız, farklı gruplarla iletişim halindeyiz. Terör örgütlerinin, özellikle DEAŞ ve PKK'nın bu durumdan bir avantaj sağlamaması için elimizden geleni yapıyoruz. Türkiye, terörizmle mücadele konusunda tüm adımları atacaktır.
Bütün azınlıklar, Hristiyanlar, Kürtler, Müslüman olmayanlar, adil bir muameleye tabi tutulmalı ve kimyasal silahlar ve ilgili materyallerle ilgili envanterin mutlaka güven altına alınması gerekiyor. Yeni hükümet, bütün tarafları kapsayıcı bir şekilde davranmalı ve bütün muhalif güçler şu anda birleşmeli.
Devlet kurumları korunmalı ve doğru çalışmaları sağlanmalı. Bütün bu anlayışla biz, Suriye'de barış ve güvenliğin tesisi için elimizden geleni yapacağız."
"Esad, muhtemelen Suriye dışında"
Beşar Esad'in yerinin bilinip bilinmediğine ilişkin soruya Fidan, "Bu konuda herhangi bir yorumda bulunamam, nerede olduğunu da bilmiyoruz. Muhtemelen Suriye dışındadır." yanıtını verdi.
Suriye'nin yeniden inşa sürecine ilişkin Fidan, "Türkiye, komşu ülkelerle birlikte Suriye'nin yeniden inşa edilmesi için tabii ki mevcut idareyle birlikte çalışabilmeniz son derece önemli, elimizdeki her tür kapasiteyi ve her tür imkanı kullanarak ekonomik sorunlarına ve diğer sorunlarına çözüm bulabilmek için yeni idareyle birlikte çalışmaya devam edecek." diye konuştu.
Fidan, Suriye'deki farklı yapılanmalar ve aralarındaki koordinasyona dair, muhalif güçlerin farklı gruplardan oluştuğunu ancak aralarında bir koordinasyon mekanizmasının bulunduğunu belirterek, bu mekanizmanın ilerleyen günlerde daha da iyileşeceğini çünkü şu anda ellerinde başarmaları gereken çok daha büyük bir işin olduğunu ifade etti.
Bu grupların bir araya gelebileceklerini ve birlikte düzenli biçimde çalışmaya başlayabileceklerini ümit ettiklerini dile getiren Fidan, böylece bu süreçte Suriye içindeki tüm tarafların dahil olduğu iyi bir geçiş dönemini tesis edebileceklerini dile getirdi.
Fidan, terörizmle ilgili DEAŞ ve diğer terör örgütleri konusunda aynı derecede endişelendiklerini ifade ederek, "Bu durumdan faydalanmalarını ya da bunu kötüye kullanmalarını istemiyoruz. DEAŞ ve PKK'nın bu süreci kötüye kullanmamasından emin olmak için çok dikkatli hareket ediyoruz. Amerikalı dostlarımızla temas halindeyiz. Bizim bu konuda ne kadar hassas olduğumuzu biliyorlar, özellikle YPG/PKK konusunda ve Türkiye'ye bu gruplardan gelecek her tehdide cevap vereceğimizi, bir reaksiyon göstereceğimizi biliyorlar. Amerika'daki yeni idarenin, yeni hükümetle tabii ki bu konuyla ilgili olarak bazı temaslar halinde olacağımızı ifade etmek istiyorum." diye konuştu.
Suriye'de yönetimin el değiştirdiğini belirten Fidan, bunun bir gecede olmadığını söyledi.
"Son 13 yıldır ülke zaten bir iniş-çıkış sürecinde ancak 2016'dan bu yana Astana Süreci vesilesiyle biz durumu ve gerilimi düşürdük ve savaşı dondurduk." diyen Fidan, bu sürenin rejim tarafından kendi halkıyla barışmak için kullanılmadığını ve rejimin bu fırsatı değerlendirmediğini dile getirdi.
Fidan, "Bütün girişimler başarısızlıkla sonuçlanınca Cumhurbaşkanı (Recep Tayyip) Erdoğan rejime el uzattı ve bir milli birlik ve barışa ulaşabilmek için Suriye'de bir çağrıda bulundu.
Rejimin devlet kurumlarının Suriye halkının ihtiyaçlarına cevap veremediğini anlatan Fidan, halkın en temel hizmetlerinin yerine getirilemediğini, hem ülke içinde hem de ülke dışında halkın yerinden edildiğini, bunun göç akımlarına neden olduğunu dile getirdi.
Fidan, rejimin uyuşturucudan elde edilen parayla ayakta kalabildiğini söyledi.
Son haftada hem bölgesel hem de uluslararası aktörlerle yoğun diyaloglarının olduğunu belirten Fidan, dün Doha Forumu çerçevesinde Suriye'nin geleceği için Astana ülkeleri Türkiye, Rusya ve İran'ın bir araya geldiklerini ve bu gelişmeleri ele aldıklarını dile getirdi.
Fidan, Rusya ve İran'ın yapıcı yaklaşımını son derece önemsediklerini vurgulayarak, toplantıda BM Suriye Özel Temsilcisi'nin de kendileriyle birlikte olduğunu söyledi.
Bakan Fidan, şunları kaydetti:
"Arap ülkeleriyle Suudi Arabistan, Katar, Irak, Mısır ve Ürdün'le bir araya geldik. Bu kardeş ülkelere de yapıcı yaklaşımlarından dolayı teşekkür etmek istiyoruz. Amerika Birleşik Devletleri ile de temaslarımız oldu, bölgesel ve uluslararası aktörlerle iş birliğimizi devam ettireceğiz."
Suriye'deki istikrarlı geçiş döneminin nasıl gerçekleşebileceğine ilişkin soruya cevap veren Fidan, Türkiye'nin uzun süredir Suriye'nin istikrarı için çaba gösterdiğini belirtti.
Fidan, aktörleri ve problemleri yakından tanıdıklarını kaydederek, bunların gerçekten zorlu problemler olduğunu ve çok yoğun çalışılması gerektiğini ifade etti.
"Bölgesel ve uluslararası aktörler sürece dahil olmalı"
Suriye halkıyla çalışılması gerektiğini vurgulayan Fidan, "Sadece Türkiye değil aynı zamanda bölgesel aktörlerin ve uluslararası aktörlerin bu sürece dahil olması gerekiyor. Çok iyi ve sorunsuz bir geçiş döneminin olması için sivil halka herhangi bir zarar verilmemesi gerekiyor. Halk için temel hizmetlerin verilmesi gerekiyor ve her şeyden önce bölgesel ülkelerin yeni idare ve yeni Suriye'yi komşuları için tehdit ortaya çıkarmayan bir yapı halinde görmesi gerekiyor. Suriye, mevcut problemlerine cevap vermeli ve bu tehditleri engellemeli." diye konuştu.
Fidan, Türkiye'nin son zamanlarda Beşar Esad ile temas halinde olup olmadığına ilişkin, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın son birkaç aydır özellikle Suriye rejimine ve Esad'a ulaşmaya çalıştığını ancak bütün bu çabaların sonuçsuz kaldığını hatırlattı.
Türkiye'nin bir şeyler olacağını beklediğini, Suriye'nin ve halkının problemlerini çok yakından bildiklerini kaydeden Fidan, gruplar üzerindeki baskıyı, mülteciler ve özellikle de ekonomik sorunları çok yakından bildiklerini ifade etti.
"Rejim, yavaş yavaş çürüyor ve çöküyordu"
Fidan, Suriye rejiminin durumuna ilişkin, "Rejim, aslında yavaş yavaş çürüyordu ve çöküyordu. Biz de bunu görüyorduk. Bu nedenle gerçekten bunu engellemek için bir şeyler yapmaya çalıştık ancak kısa cevap hayır, (Esad'la) onlarla görüşmedik, herhangi bir temasımız olmadı." dedi.
Suriye'deki durumun nasıl kısa sürede sona erdiğine ve Türkiye'nin Suriye'nin yeniden inşasındaki rolüne ilişkin Fidan, Astana Süreci'nin 2016'da savaşı dondurmasından bu yana rejimin mevcut problemlerle baş edebilmek için gerçekten son derece değerli bir zamanının bulunduğuna dikkati çekerek, 2016'ya kadar rejimin gerçekten çok yüksek bir adrenalinle hareket ettiğini bildiklerini söyledi.
Fidan, Esad tarafından Türkiye ile herhangi bir iletişimin olmadığını da yineledi.
"PKK uzantısı, Suriye'de herhangi bir şekilde meşru bir taraf olarak değerlendirilemez"
Suriye'deki bütün tarafların sürece dahil edilmesi ve Türkiye'nin bu konudaki temaslarına dair soru üzerine Fidan, Suriye'nin kuzeyinde çalışan son derece meşru Kürt tarafların bulunduğu ve onların uzun süredir muhalif güçlerin parçası haline geldiği yanıtını vererek, "Ancak herhangi bir PKK uzantısı, Suriye'de herhangi bir şekilde meşru bir taraf olarak değerlendirilemez. Suriye'deki görüşmelerde görüşeceğimiz bir taraf olamaz." dedi.
Fidan, PKK kadrolarının Suriyeli olmadığına, dünyadan ve bölge ülkelerinden mensuplar barındırdığına işaret ederek, "Suriyeli olmayanlar (PKK/YPG uzantılı), SDG'yi yönetiyor ve herkes bunu biliyor. Bu, gerçekten açık bir sır. Kısaca sorunuzun cevabı, hayır, kendileriyle ilgili bir değişikliğe gitmedikleri sürece bu mümkün değil." ifadelerini kullandı.
"Suriye'nin yaralarının sarılmasına odaklanılmalı"
Fidan, uzun yıllardır Türkiye'nin Suriye'nin birliği, beraberliği ve bütünlüğü için elinden geleni yaptığının altını çizerek, özellikle son aylarda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yaklaşmakta olan bu süreci görmesinden hareketle başlattığı inisiyatifin Suriye rejimi tarafından reddedilmesinin Türkiye'nin endişelerini haklı çıkaran gelişmelerin olmasına yol açtığını söyledi.
Muhaliflerin an itibarıyla Şam'ı ele geçirdiğini, Esad rejimin çöktüğünü ve Esad'ın Suriye'yi terk ettiğini dile getiren Fidan, "Biz, bundan sonra Suriye'nin yaralarının sarılması için, birliğinin, bütünlüğünün, güvenliğinin sağlanması için ne yapabiliriz? El birliğiyle şu anda onun mücadelesi içerisindeyiz." dedi.
Fidan, bölge ülkeleriyle ve uluslararası aktörlerle bu konuda çalışmaya başladıklarını kaydederek, özellikle bölge ülkeleriyle işbirliğinin fevkalade önemli olduğunu vurguladı.
Irak ve Türkiye'nin Suriye ile uzun sınırları bulunan ülkeler olduğuna işaret eden Fidan, "Bizim özellikle beraber koordinasyonumuz önemli." ifadesini kullandı.
Fidan, Ürdün, Suudi Arabistan ve Katar'ın da önemli ortaklar olduğunu kaydederek, bu ülkelerle çalışmaya devam edeceklerini söyledi.
ABD ile de görüşmelerin sürdüğünü anlatan Fidan, özellikle terörizm ve güvenlik konularındaki hassasiyetlerini onlarla da paylaştıklarını aktardı.
Fidan, ilerleyen günlerde Suriye halkını daha güzel günlerin beklediğine işaret ederek, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu konudaki hassasiyetinin bilindiğini vurguladı.
Mültecilerin ülkelerine geri dönmesi meselesinin de önemine dikkati çeken Fidan, bu konuda da çalışmaların devam ettiğini sözlerine ekledi.
CNN Türk