Bir yanda İsrail’in Gazze’deki soykırımı, diğer yanda bu suçların hesabını soracak uluslararası mekanizmaları baltalayan işbirlikçi aktörler… Middle East Eye’ın haberine göre, BM İnsan Hakları Konseyi’nin Filistin’deki savaş suçlarını soruşturmak amacıyla kurmayı planladığı yasal yapı, ABD’nin baskısı ve Mahmud Abbas liderliğindeki Filistin Yönetimi’nin iş birliğiyle engellendi.

Kararın ilk taslağı, Suriye ve Myanmar örneklerindeki gibi etkili bir yapı öngörüyordu. Ancak son metin, yalnızca "yeni bir mekanizma kurulmasının düşünülmesini" tavsiye etmekle yetindi. Amerikan Kongresi’nden gelen baskılar, olası yaptırımlar ve Abbas yönetiminin isteksizliği, bu tasarıya engel oldu.

Filistin Yönetimi’nin bu tutumu ilk değil. Daha önce de Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) tutuklama kararları karşısında sessiz kalmış, terörist İsrail’e karşı hiçbir diplomatik adım atmamıştı. Uzmanlar, bu yapının varlığını işgale borçlu olduğunu ve bağımsız bir siyaset üretme kabiliyeti bulunmadığını vurguluyor.

KKTC'nin laik-kemalist, 28 Şubatçıları hortladı KKTC'nin laik-kemalist, 28 Şubatçıları hortladı

Uluslararası mekanizmaların etkisizliği kadar, Filistin’in sözde temsilcilerinin ihaneti de dikkat çekici. Gazze’de akan kan, sadece siyonizmin değil, ona zımni destek veren, 7 Ekim'den beri Hamas'a çelme takmaya çalışan işbirlikçi yönetimlerin de eseridir.