Dünya uzunca bir süredir yeni nizam, yeni insan sancısı çekiyor. Kurulu dünya düzeni artık kendini taşıyamaz hâle geldi. Sürekli genişlemeye muhtaç olan kapitalist sistemin genişleyecek alan bulamadığı, sosyal adaletsizliğin had safhaya çıktığı, modern devletin çıkmaza sürüklendiği, modern insanın ise düştüğü ruhî buhrandan kurtuluş için çaresiz kaldığı bir demdeyiz.

Karanlık ve daha karanlık olması beklenen günlerde yaşananlar, uzun süredir ısrarla konuşmaktan kaçınılan “yeni dünya düzeni” tartışmalarının da zarurî olarak açılmasına sebep oldu.

Buna mukabil “yeni dünya düzeni” denilirken Batı menşeli anlayışın yerinde kalması suretiyle mevcut müesseselerin güncellenmesi ve bazı aktörlerin tasfiye edilmesi çerçevesinde bir tartışma yürütülüyor. Oysa problem müesseselerin şeklinde değil, fert ile cemiyet arasındaki muvazeneyi bir türlü tutturamayan, eşya ve hadiseye yaklaşımı sakat olan Batı menşeli anlayışın tâ kendisi… Dolayısıyla onun yerinde durması suretiyle kurulacak hiçbir yapı yeni bir düzen belirtmeyecek, sadece bir güncelleme niteliği taşıyacaktır. Bu da çözüm bekleyen insan ve toplum meselelerini daha da içinden çıkılmaz bir hale getirmekten başka bir anlama gelmeyecektir.

Nitekim yaşananlar gösteriyor ki, aynı temelde, daha vahşi bir yapının tesisi için plânlar yapılıyor. Fakat dünyanın gidişi, bu plânları gerçekleştirip gerçekleştiremeyecekleri hususunda sorular barındırıyor. Böyle bir dönemde Türkiye ise ya çok önemli bir aktör olarak yeni düzenin banisini olmasını sağlayacak adımları atacak yahut bu düzende diğerleriyle birlikte yok olacak.

“Yeni Dünya Düzeni” dosyasında “Buradan Başlasın” diyerek 2. sayımızla okurlarımızı selâmlıyoruz.

Satın almak için tıklayınız Satın almak için tıklayınız

Ramazan-ı şerifiniz mübarek olsun.

Aylık Baran'ın 2. sayısında neler var?

Mevlüt Koç “Son Büyük Oyun” başlıklı yazısında Batı medeniyetinin hastalıklarını analiz ediyor, sömürü medeniyetinin “yeni dünya düzeni”ni tüm ahlâk ve değerlerden arınmış biçimde, dijital faşizme özgü norm ve formlar üzerinden yeniden yükseltmeye çalıştığını anlatıyor.

Doç. Dr. Ramazan Akkır ile Rusya-Ukrayna savaşı bağlamında yeni dünya düzenine dair bir röportaj yaptık.

Ömer Emre Akcebe siyasî, iktisadî ve içtimaî bakımdan günümüzü izah ederken “yeni dünya düzeni” reçetesine de işaret ediyor.

Faruk Hanedar “Türkiye’nin Asıl Beka Meselesi” başlıklı yazısında modern devletin kodlarına temas ederek bugün düzenin temelden bir sarsıntı yaşadığını belirtiyor ve şartların Türkiye’yi bir gerekliliğin eşiğine getirmesinden bahsediyor.

İbrahim Tatlı “Modern Tunç Çağının Sonu ve Türkiye” başlıklı yazısında dünyanın gidişatının Tunç Çağı’nın sonu ile benzerlikler arz ettiğini ifade ediyor. Başta para sistemi olmak üzere yaşanan global gelişmelere dikkat çekip Türkiye’nin de bu dönemde nasıl bir pozisyon alması gerektiğine işaret ediyor.

SWF Institute’de yayınlanan “Petro-Yuan: Parada Yeni Dünya Düzeni” başlıklı araştırmayı okurlarımız için tercüme ettik.

Carlos (S. Muhammed)’un mart ayı boyunca yaptığı konuşmalardan önemli kesitleri sizler için derledik. Carlos, Rusya-Ukrayna savaşında Türkiye’nin önemli bir rolü olduğunu ve bölgesel bir güç olarak geri döneceğini söylüyor.

Bülent Civan “Seküler Anlayış ve Ölüm” başlıklı yazısında hayat ile ölümün birlikteliğinden ve modern hayatın ölüm hassasiyetini insanın ve cemiyetin ruhundan söküp almasından, insanların ölüm yokmuş gibi yaşamasından bahsediyor. 

Mustafa Kökmen “Yeni Dünya ile Değişen Diplomasi: Twitter Diplomasisi” başlıklı yazısında sosyal medyanın diplomaside sebep olduğu değişikliklere ve yeniliklere temas ediyor.

Cevher Dudayev’in şehadetinin 26. sene-i devriyesi vesileyle Said Bulut, “Çeçenistan’ın Aslanı, Şehid Dudayev” başlıklı bir yazı kaleme aldı.

Prof. Dr. Sami Şener ile sosyoloji bilimini, modern toplum ve kültürü konuştuk.

Kazım Albay, “Necip Fazıl ve Hadislerin Hikmetine Yaklaşımı” başlıklı yazısında Üstad’ın hadisleri eserlerinde çözüm reçetesi olarak takdimini ve cemiyet nizamının tesisine dair kullanışını işliyor.

Prof. Dr. Ahmet Fedaioğlu Hoca ile cihad ayı Ramazan’ı konuştuk. Ramazan ayında imamlara çok iş düştüğünü dile getiren Fedaioğlu, Ramazan’ı bihakkın idrak etmenin zaruretini belirtiyor.

Fatma Kolaç, Allah’ın emri olan orucu hem ibadet yönünden hem de birçok bilim adamlarının oruca vermiş olduğu önem üzerinden “Oruç ve Sağlık” başlıklı yazısında ele alıyor.

Tayyar Tercan, “Aksiyonun Zarafeti Sanat” başlıklı yazısında müzik özelinde sanattan bahsediyor.

M. Taha İnci, “Bir Günlük 16. Yüzyıl Hikâyesi” başlıklı yazısında 16. yüzyılın İstanbul’una seyahat ediyor ve bir Osmanlı şehrinin nasıl olduğunu anlatıyor.

Zeynel Abidin Danalıoğlu, “Dil Meselesi” başlıklı yazısında Batıcı rejimin dil meselesi üzerinden bu milletin ruhuna nasıl kast ettiğini anlatıyor.

Abdulkerim Kiracı, “Adaletin Serencamı” başlıklı yazısında Batı felsefesinde “adalet” mefhumunu ele alıyor.

Abdullah Said, “Yeni Dünya Düzeninde Yeni Devlet Anlayışı” başlıklı yazısında yeni dünya düzeninde Türkiye’nin belirleyici aktör olabilmesi için mevcut rejiminden bir an evvel kurtulması gerektiğini ihtar ediyor.