1 Ekim 2004 tarihindeki ilk sayısıyla yayın hayatına başlayıp Şubat 2022’ye kadar aralıksız 209 sayı yayınlanan Aylık ile 11 Ocak 2007 tarihinde yayın hayatına başlayıp 13 Ocak 2022 tarihindeki 783. sayısına kadar Türkiye’nin aralıksız en uzun süre yayınlanan haftalık dergisi olan Baran’ın tek bir bünyede “Aylık Baran” adıyla birleşeceğini okurlarımıza duyurmuştuk.

Fikir, kültür ve sanat manzaramız ile dünya ve memleket çapında cereyan eden siyasî, iktisadî ve içtimaî hadiselerin önü, arkası ve yaşanması muhtemel gelişmeler Aylık Baran Dergisi’nde. Aylık Baran Dergisi gazete bayilerinde değil, online satış sitemizde (www.aylikbaran.com), seçkin kitapçılarda ve abonelerimizin posta kutusunda olacak.

Aylık Baran’a nasıl abone olunur?

Aylık Baran’a 0533 166 20 50 irtibat numarasından yahut [email protected] adresinden abone olabilirsiniz.

Aylık Baran'ın 1. sayısında neler var?

Aylık Baran Dergisi’nin ilk sayısı, insanlığın global salgın hastalığa karşı alınan tedbirlerin siyasî ve iktisadî maliyetiyle henüz yüzleşmeye başlamışken, Amerika’nın başı çektiği Anglosakson-Yahudi ittifakı tarafından NATO üzerinden adım adım sıkıştırılan Rusya’nın sabrının taşması ve Ukrayna’ya yönelik askerî bir harekâta girişmesiyle işlerin iyiden iyiye kontrolden çıktığı günlere tevafuk etti.

Amerika, Rusya’yı Ukrayna meselesinde cezalandırmanın ve bunun üzerinden de senelerdir ağzı burnu kan içinde kalmış imajını düzeltmenin peşinde. Tabiî Rusya’dan sonra haddi bildirilmesi gerekenler listesinin “bir numara”sını, bir süredir bağımsız bir şekilde hareket etmeye kalkan Türkiye’nin teşkil ettiğinden hiç şüphe yok.

O veyahut bu sebeblerle dünya çapında fert ve toplumların şuurlarında büyük bir bozulma yaşanıyor ve bu çapta bir kargaşanın kıtalar çapında bir ihtilâl ile noktalanmasınaysa kaçınılmaz gözüyle bakılıyor.

Gerek Üstad Necip Fazıl’ın gerekse Kumandan Salih Mirzabeyoğlu’nun, dünya çapındaki müesses nizâmın bozuklukları henüz dışa vurmadan evvel vaziyeti muayene edip, ufukta işaretledikleri “Kıtalar Çapında İhtilâl”in fiiliyata döküleceği günlere varmış bulunuyor, inkılâbın mânâsını nabzında duyanlara has bir heyecanla dergimizin ilk sayısında “Kıtalar Çapında İHTİLAL” manşeti ve dosyasıyla ve de zengin muhtevamızla Bismillah diyoruz. Allah mahcup etmesin!

***

Faruk Hanedar, “Anarşi Dönemi” başlıklı yazısında dünya kamu düzenini yakın geçmişiyle birlikte ele alırken kaosun tüm bünyeye sirayeti neticesinde müesses nizamın sürdürülemez bir hâle geldiğini belirtiyor.

Mevlüt Koç, “Cehline Kurban Gitmek” başlıklı yazısında ideal bir devletin ancak tek-bütüncül yapı “İslâm’a Muhatap Anlayış”ın “vasıta sistem”i olan “Büyük Doğu-İbda Dünya Görüşü” ile olacağını anlatıyor.

Siyaset bilimci Andy Knight’ın, son 30 yılda yaşanan olayların yeni bir dünya düzenini habercisi olduğunu ifade ettiği röportajını okurlarımız için tercüme ettik: “Yeni Bir Düzene Geçişte Fetret Devrini Yaşıyoruz!”

Aylık Baran Dergisi 33. sayı çıktı Aylık Baran Dergisi 33. sayı çıktı

Araştırmacı-Yazar Abdullah Kiracı ile iktisadî ve siyasî meseleler üzerine bir röportaj yaptık. “Dünya Ahlâkî Bir İhtilâl Bekliyor!” diyen Kiracı, ahlakî bir devrim olmadan Müslümanca bir iktisadın düşünülemeyeceğini söylüyor.

Abdulkerim Kiracı, “Post-truth -Ya da Aşırılıklar Çağı-” başlıklı yazısında tüm yönleriyle post-truth kavramını incelerken günümüzü tarif ediyor.

İbrahim Tatlı, insanlığın topyekûn ölüm-kalım savaşı vermesinin muhtemel olduğuna dikkat çektiği “Kurtulacak ve Kurtaracak Ülke Türkiye” başlıklı yazısında, geçmişten bugüne bir analiz yaparak 2022’nin Türkiye’nin kader yılı olduğunu belirtirken Müslümanların “hazırol”da durması gerektiği uyarısında bulunuyor.

Ak Parti Milletvekili Hulusi Şentürk ile Rusya-Ukrayna krizi ve Türkiye’nin vaziyeti üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik. Alaka ile okuyacağınızı düşünüyoruz.

Abdullah Said, “Türkiye’de Bürokratik Dönüşüm” başlıklı yazısında Türkiye’nin yakın siyasî tarihine ışık tutuyor.

Ömer Emre Akcebe, “Fitil Tutuştu Bir Kere - Olacak Yahut Yok Olacağız” başlıklı yazısında, kıtalar çapında ihtilâle doğru yol alan insanlığı ve son yaşanan aktüel hadiseleri işliyor.

Gazeteci-Yazar Ardan Zentürk, Rusya-Ukrayna krizini Aylık Baran okurları için yorumladı.

Faruk Hanoğlu, “İdealist Bir Gencin Günlüğü” başlıklı yazısında kendisi üzerinden gençliğin ahvalini işliyor.

Mustafa Kökmen, “Latin Amerika’da Müslüman Diasporası ve Etki Alanı”nı işliyor.

Said Bulut, “Aksiyoner, Alim ve Lider Bir Şahsiyet: Selahaddin Eyyübi” başlıklı yazısında vefatının sene-i devriyesi vesilesiyle Selahaddin Eyyübi’nin hayatını anlatıyor.

M. Taha İnci, Cumhuriyet döneminde Batılılaşma uğruna yok edilen kadim mimari anlayışımızı ve yerine çarpık bir anlayışın ikame edildiğini “Gelenekten Kopuş ve Cumhuriyet Mimarisinin Günümüze Yansıyan Çarpıklaşması” başlıklı yazısında anlatıyor.

Emrah Daş, zamanın kıymetine “Asra Yemin Olsun ki” başlıklı yazısında dikkat çekiyor.

Fatma Kolaç, “Dijital Ebeveynler” başlıklı yazısında teknolojinin aileleri esir almasıyla birlikte, dijitalleşen topluma ve aileye dikkat çekiyor.

Zeynel Abidin Danalıoğlu, “Özel Hayat” başlıklı hikâye ile dergimizde.