Siyonist İsrail Gazze’de soykırıma devam ediyor. Öyle vahşet görüntüleri var ki, bir şey yapamamanın ıstırabıyla içten içe ölüyoruz, ruhumuz çürüyor… İnsanlık ama özellikle Müslüman dünya bu vahşeti izlemenin bedelini çok ağır ödeyecektir.

Aylardır söylenmesi gereken her şey söylendi, işgalci umursamadı bile. Artık söz tükendi. Zalim ancak güç ve zor ile durdurulabilir.

Yüz bine yakın şehit kat kat fazla sayıda yaralı, harabeye dönmüş şehirleriyle Gazze yorgun bitkin ve maalesef çaresiz…  Savaş tarihine bakın, bu kadar imkansızlıkla, orantısız bir güç karşısında bu kadar zaman direnen hiçbir millet yoktur teslim olmadan.

Ama Gazze yoruldu. Yalnızlıktan yoruldu. Bombalardan yoruldu. Lanetli Siyonistlerin bebeklerini öldürmelerinden, en aşağılık şekilde saldırmalarından yoruldu. Aynı ümmetten olup da yanlarında duramayan kardeşlerinin esaret zincirlerini kıramayışlarından yoruldu. Müslüman ülkelerin aciz ve korkak şekilde siyonist katillerle işbirliği yapmasından yoruldu. Açlıktan, susuzluktan, soğuktan, vurulunca gidecekleri hastane bulamamaktan, doktorlarının öldürülmesinden ilaçsızlıktan, enkaz altından kurtaracak kimse olmamasından, çocuklarının cesetlerini poşetlere toplayıp gömmekten, çocuklarının cesedini bile bulamamaktan, çadırlarında yakılarak öldürülmelerinden, bir avuç vatanlarında oradan oraya savrulmaktan yoruldu, sesini duyuramamaktan çok yoruldu kardeşlerimiz…

O kadar ağır şartlarda Allah’tan ümit kesmeyip imanlarını diri tutarken, yeryüzü ehlinin acziyetinden ölümü isteyecek kadar çok yoruldu Gazze’nin her biri dağ gibi yiğit ve necip insanları…

Siyonist İsrail her geçen gün daha pervasızca saldırmaya devam ediyor…

“Yeryüzü ehlinden yardım ve umut kesildi” diye dua ediyordu bir Gazzeli. Dünyanın gözü önünde insanlık tarihinin en vahşi soykırımı yapılırken bu vahşeti durduracak gücü bulamamak, çaresizce izlemek o kadar sefil bir durum ki, başımız dik yürüyemez hale geldik.

Hassasiyet sahibi birçok insan gibi kardeşlerimiz için elimizden gelen her şeyi yapmaya çalışıyoruz. Ama neticede bir avuç azgın lanetlinin vahşetini durduramadıktan sonra neye yarar?

Allah katında, zalimlerin safında olmadığımıza şahitlik etmesi anlamında bunlar önemli. Ve zalimlere karşı haykırmaya devam edeceğiz tabi ki. Maddi manevi, duamız, sözümüz, yazımız, paramız, boykotumuz, uyuyanları uyandırma çabamız ve 500 gündür meydanlarda zulmü lanetleyerek kardeşlerimizin acısına ortak olmaya gayretimizle “zalimlerin safında olmadık” ama yine de durduramadık soykırımı.

Artık söz bitti. Sözün bir hükmü yok. İşgalci siyonist katillere ve onlara her türlü silah, para ve siyasi destek sağlayan Amerika ve Batı ülkelerine karşı harekete geçmek gerek.

Bu nasıl olur bilmiyorum. 

Günlerdir Gazze’ye bir kuru ekmek girmiyor. Un stokları tükendi fırınlar kapandı. Yakında açlıktan toplu ölüm haberlerini duymaya başlayabiliriz.

Müslümanlar olarak, yeryüzünün lanetlisi siyonist Yahudilerin kölesi olmak istemiyorsak kurtuluş için tek çare var. Ne yapıp edip işgalci katillerin soykırımını durdurmak, katillerden hesap sormak zorundayız.

Milyonlar toplanıp Mısır ve Ürdün üzerinden Gazze’ye doğru yürüyüş mü gerçekleştirilir, dünyanın her yerinde işgalci siyonistlerin ve soykırımın suç ortağı ABD’nin elçilikleri mi kuşatılır bilmiyorum.

Bu vahşeti durdurmak için artık sözün ötesine geçilmeli, katilleri durduracak aksiyona geçmeli…

İşgalci terörist israilin, Gazze’de yaptığı soykırım, emperyalist Batı ülkelerinin Müslüman ve mazlum milletler karşısında tek millet olduğunu bir kez daha gösterdi. Aynı şekilde az da olsa şahsiyetli duruş sergilemeye çalışan bir kaçı hariç, öncelikle Müslüman ülkelerdeki aciz korkak ve emperyalizmin işbirlikçisi kukla iktidarların devrilip yerine bağımsız ve milli yönetimlerin geçmesi gerektiğini de gösterdi.

“Türkiye’nin güvenliği Gazze’den, Aksa’dan başlar” sözünü  fantezi olsun diye demiyorduk.

Suriye’de yaşanan gelişmeler gösteriyor ki, eninde sonunda işgalci İsrail ile karşı karşıya geleceğimiz ortada. Kaldı ki, Filistin topraklarını Arzı Mevud hayaliyle işgal eden Yahudiler elbette Türkiye’yi de parçalama ideallerinden vazgeçmediler. Suriye’de PKK-Nusayriler ve Dürzileri kaşıma sebepleri ve Türkiye’nin kendilerine engel olacak şekilde Suriye’de etkin olmasını istemiyorlar. Cani Netenyahu bu yüzden koşa koşa abisi ABD’ye gitti.

Devlet olarak acil şekilde Suriye’de üs kurmanın yanında, ülkemizden işgalci orduya katılan çifte vatandaşlık hakkına sahip siyonist teröristlerin soykırım suçundan yargılanıp cezalandırılmaları gerekiyor. Bu adım birçok ülkeye örnek olarak Siyonistlere ciddi bir şamar olacaktır. Kara hava ve deniz yolunu kapatarak işgalci katillerin ümüğünü sıkmalıyız.

Sözü bırakıp fiili adımlar atmaya başlayınca zalimlerin bu kadar rahat soykırım yapmayacaklarını göreceğiz. Hareket berekettir. Cihat nimettir. Ümmet olarak cihattan uzaklaştığımız için zillete düştük, cihat nimetini kuşanırsak izzete kavuşuruz…

Türk-İsrail savaşı adım adım yaklaşıyor Türk-İsrail savaşı adım adım yaklaşıyor

Artık söz bitti aksiyon zamanı!

Tayyar Tercan, Milat