Business Insider'da yayınlanan bir habere göre, bir ABD'li yetkili, SDG'nin 9 Aralık'ta MQ-9'u bir tehdit olarak algılayarak düşürdüğünü doğruladı. Ancak, SDG'nin bu olayı üstlenmemesi ve hangi silahı kullandığını açıklamaması, olayın arkasında ABD'nin olabileceği ihtimalini güçlendiriyor.
Haberde, SDG'nin eski tip omuzdan ateşlemeli hava savunma füzeleri (MANPAD) yerine, daha gelişmiş sistemlere ihtiyaç duyduğu belirtiliyor. Bu da akıllara, ABD'nin SDG'ye bu tür sistemleri gizlice sağlamış olabileceği fikrini getiriyor. Özellikle, Türkiye'nin Suriye'deki operasyonlarını engellemek amacıyla bu sistemlerin SDG'ye verilmiş olabileceği düşünülüyor.
Ayrıca, haberde SDG'nin yakın zamanda bir Türk Aksungur insansız hava aracını düşürdüğü ve bunun için bir video yayınladığı da belirtiliyor. Aksungur, Türkiye'nin Bayraktar TB2'sinden daha gelişmiş bir insansız hava aracı olsa da, Amerikan MQ-9 ile aynı seviyede değil. Bu durum, SDG'nin hava savunma kabiliyetlerinin arttığını gösteriyor ve bu artışın arkasında kimin olduğu sorusunu gündeme getiriyor.
Haberde, SDG'nin Suriye rejiminden ele geçirilen hava savunma sistemlerini kullanma ihtimalinin düşük olduğu belirtiliyor. Ayrıca, İsrail'in bu sistemleri büyük ölçüde tahrip ettiği ve ABD destekli bir milisin bu sistemleri ele geçirip etkili bir şekilde kullanmasının zor olduğu ifade ediliyor.
Türk medyasında, ABD birliklerinin SDG'ye Stinger füzeleri ateşleyen AN/TWQ-1 Avenger kısa menzilli hava savunma sistemini kullanma eğitimi verdiği iddiaları yer almıştı. Ancak, Suriye'deki kaynaklar, bu sistemleri sadece ABD birliklerinin kullandığını belirtiyor.
Tüm bu bilgiler ışığında, ABD'nin Türkiye'nin Suriye'deki operasyonlarını engellemek için PKK'ya hava savunma sistemleri sağladığı ve hatta bu sistemleri kendisinin kullanarak Türkiye'ye "aba altından sopa gösterdiği" ihtimali güçleniyor.
