28 Şubat 1997 tarihinde Batıcı Kemalist rejim tarafından Müslümanlara bir darbe yapılmış ve bu süreçte bankalar hortumlanırken, şirketler batırılmış, binlerce Müslüman fişlenmiş ve bu darbeye karşı dik duran nice Müslümana da “terör örgütü mensubu” yaftası vurularak cezaevlerine gönderilmişti. Yine bu süreçte medya tarafından üretilmiş düzmece haberler vasıtasıyla yargının Müslümanlara ceza vermesi sağlanmış, Kur’an kursları ve İmam Hatipler kapatmış, başörtüsüne karşı büyük bir baskı ve zulüm oluşmuş, üniversitelerde ikna odaları kurulmuştu.

28 Şubat’ta tıpkı 15 Temmuz’da olduğu gibi dik durdukları için içeri alınan İbda bağlıları, 5 Ocak 2000 tarihinde Bandırma Cezaevi’nde büyük bir operasyona maruz kaldılar. Batıcı Kemalistlerin amacı cezaevindeki İbdacılar nezdinde tüm Müslümanlara bir operasyondu aslında… Zira operasyon da “Noel Baba Operasyonu” olarak adlandırıldı.

Hasan Meriç şehit edildi

Görevliler tarafından cezaevindeki tutsaklara herhangi bir zarara uğramadan başka bir cezaevine nakledileceği söylendi. Fakat daha en başta ne olduğu anlaşılmadan tam teçhizatlı rütbeli bir ekip tarafından cezaevine baskın düzenlendi. Hapishanenin içinde önlerine gelene ateş etti rütbeli askerler. Birçok Müslüman yaralanırken, İbda bağlılarından Hasan Meriç G3 mermisiyle şehit edildi.

Operasyonun üçüncü günü Adalet Bakanlığı operasyonun durdurulması yönünde bir söylemde bulunurken, Genelkurmay’dan “Bu operasyon sonuna kadar gidecek, bitirilmeyecek” noktasında bir talimat geldi. Bu süreçte de Kemalist rejimin Müslümanlardan korkan sözde “asker”leri durmadı ve cezaevini savaş alanına çevirdiler. Müslümanlar ellerinde imkân olmamasına rağmen direndi.

Üç gün boyunca koğuşlara girmek için askerin tahrip ettiği ve yer yer yangın çıkardığı hadiseler, tek yanlı tutanaklarla mahkumlara yıkıldı. Batıcı Kemalistlerin mermilerine hedef olan Müslümanlar bir de isyan çıkarmakla suçlandı ve 2005 yılında ağır cezalara çarptırıldı. Bu cezalar yeni TCK uyarınca hafifletilecek ve zamanaşımından düşecekken, tam zaman aşımı süresi dolmak üzereyken daha sonra FETÖ’cülerin karargâhı olduğu söylenen Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafından 17-25 Aralık yargı darbesi teşebbüsünün yaşandığı süreçte, 25 Aralık 2013’te hukuksuzca onaylandı.

Noel Baba Operasyonu, 1999’da rezil oluşlarının intikamıydı

Bu operasyon, Kumandan Salih Mirzabeyoğlu’nun “Metris, bir milletin, beklenen bir tarih için dünya çapına gebe bir çekirdek hâlinde uyanışının müjdesidir!” dediği 5 Aralık 1999 Metris zaferinin, Batıcı Kemalistlerin İbdacılar tarafından püskürtülüşünün intikamıydı.

5 Aralık 1999’da Kemalist rejim tarafından 63 kişilik koğuşa 400 asker ile baskın düzenlenmişti. Baskında 63 Müslüman, laik Batıcı rejim askerine karşı cansiperane bir direnişle karşılık verdi. Batıcı Kemalistlerin 54 askeri yaralanırken, 2’si binbaşı olmak üzere 20 subayı ve 170 askeri de o bir avuç Müslüman tarafından rehin alındı. Müslüman Anadolu’da Batı’nın kuyrukçuluğunu yapanların, ellerinde savaşmak için teçhizat dahi olmayan bir avuç Müslüman karşısındaki bu hali, dünya medyasında da geniş yankı buldu. Müslümanların bu zaferi, Batıcı Kemalistler için büyük hezimetti.

4 Şubat 1926: İskilipli Atıf Hoca şapka takmadı diye idam edildi 4 Şubat 1926: İskilipli Atıf Hoca şapka takmadı diye idam edildi

2000 yılında birçok cezaevine baskın yapıldı

2000 yılında, sadece Bandırma Cezaevi’ne değil, 10’un üzerinde cezaevine, Kemalist rejim tarafından baskınlar düzenlenmişti. Solculara düzenlenen operasyonlara Hayata Dönüş, İbdacılara düzenlenen operasyonlara ise Noel Baba ismi verilmişti. Bu kapsamda 15’e yakın cezaevine kanlı baskınlar düzenlenmiş, 30’un üzerinde ölüm ve yüzlerce yaralanma olmuştu. Ve Bandırma ve Metris isyan davası haricinde açılan, yani sola karşı açılan davaların çoğu zamanaşımından düşmüştü.

Müslümanlar, dik duranlar sayesinde rahat

İslâm davası için can vermeyi her şeyden aziz bilen İbda bağlıları, bir Müslümanın nasıl bir duruş sergilemesi gerektiğini, nerede ve nasıl davranması gerektiğini göstermiş ve Batıcı Kemalist rejime karşı mücadele ederek Müslümanların başlarını dik tutabilmesine vesile olmuştur. 15 Temmuz’da Müslümanların aksiyona geçmesinin, bugün hâkim pozisyonda durabilmesinin yolunu açan da onların bu duruşudur.