Afganistan İslam Emirliği, dilencilik yapan binlerce kişiyi toplayarak topluma kazandırmayı hedefliyor.
Yardıma muhtaç olanlar Çalışma ve Sosyal İşler Bakanlığı’na yönlendirilerek bakım evlerinde barındırılıyor, eğitim imkânları sağlanıyor ve maaş bağlanıyor. Eğitim ve geçim desteğinin yanı sıra, rehabilitasyon ve psikolojik destek de veriliyor.
Tecrit edilen yüz bine yakın kişinin yarısı yardıma muhtaç iken, yarısı sahtekâr dilencilerden ve uyuşturucu bağımlısı çocuklardan oluşuyor.
Batı'nın bıraktığı yaraların izleri siliniyor
Hasta adam Batı'nın Afganistan'da 100 seneyi aşkın yapmış olduğu katliamı, sömürüyü ve yıkımı; Afganistan İslam Emirliği temizlemeye ve düzeltmeye çalışıyor. Batı'nın perişan ettiği Afganistan, yine Batı eliyle dünyaya kötü gösterilirken, Batı medeniyeti ise her bir sokağını mesken edinen evsizlerle, uyuşturucu illetine saplanmış ve intihardan başka çaresi kalmamış bunalımlı toplumuyla karşı karşıya...
Önce tecrit ediliyor sonra topluma kazandırılıyor
Afganistan’daki bu muhteşem tablo, Üstad Necip Fazıl Kısakürek’in, İdeolocya Örgüsü’nde ele aldığı dilencilik mevzuunu hatırlattı.
Necip Fazıl’a göre, dilenme ve dilencilik eylemi, tüm biçimleriyle kesinlikle yasak olmalıdır. Dilenciliğin toplumun düzenini bozduğunu ve ahlaki çöküşe yol açtığını belirten Üstad, dilencilerin yakalanmasını, tecrit edilmesini ve ıslah edilerek topluma kazandırılmasını öneriyor.
Üstad’ın dilencilikle mücadele yöntemi, herkesin çalışması ve çalışmayanların devlet tarafından bakılması gerektiği fikrine dayanıyor. Bu bağlamda, dilencilik yapmadan devlete başvuranlar, şefkat ve yardım göreceklerdir. Ancak dilenciliği gizlemek için yapılan sahtekarlıklar, cezayı artırıcı bir sebep olarak kabul edilir. İşsizler, serseriler ve mekansızlar da parazit olarak görülür ve hemen takip altına alınır. Çocuklarını dilencilikte kullanan ebeveynler ise en ağır şekilde cezalandırılır.
Üstad'a göre, başıboşluk, sefalet ve serserilik gibi görünümler bile parazitliğin işaretidir ve takip gerektirir. Sahipsiz çocuklar, denetimsiz gençler ve mesleksiz kişiler de devlet tarafından himaye altına alınacak ve meslek sahibi yapılacaktır.
Üstad, Büyük Doğu ideali çerçevesinde, hiçbir parazite yer vermeyen, temiz ve çalışkan bir toplum hedefliyor.
Cumhurbaşkanından muhtarına herkes sorumludur
Afganistan’daki misal gibi, insanın duygularını sömüren, suiistimal eden dilenciliğin kesinlikle devlet tarafından dizayn edilmesi ve bunun ranta çevrilmemesi elzem.
Bilhassa kadınların bu sefil hale girmeleri o bölgenin muhtarı, belediye başkanı, valisi için vebaldir. Bu vaziyette fertleri derhal topluma kazandırmak ve kişiyi kula değil Allah’a olan muhtaçlığını fark ettirerek rızkın peşinde koşmayı nasihatlemek de devletin görevidir. Devlet ne aç bırakmalı ne de dilendirmeli...
Baran Dergisi