1939 yılında başlayan II. Dünya Savaşı'nda Fransa kısa sürede Almanlar tarafından işgal edilirken Cezayirliler de Hitler’e karşı mücadele veren Fransa’nın yanında Fransız bayrağı altında savaştı. Almanya'nın 8 Mayıs 1945'te teslim olmasıyla beraber savaşın kazananı müttefik devletler oldu.

De Gaulle hükümetindeki Fransız Komünist Partisi (PCF) üyeleri, sömürgecilik karşıtı göstericilerin Almanlar tarafından desteklendiğini iddia ederek katliamı destekledi.

Fransız ordusu tarafından kurbanların cesetlerinden kurtulmak için kireç fırınları kullanıldı.

Almanya savaştan çekildi. Savaşın bitişi Avrupa’da kutlanırken Fransız karşıtı duygu ve sömürge karşıtı hareketin cereyan ettiği Cezayir’in Sétif şehrinde yaklaşık 4.000 Cezayirli sömürge hükümetine bağımsızlık ve daha fazla haklar için yeni taleplerde bulunmak üzere sokaklara çıktı. Çok sayıda örgüt, "İşgale son" ve "Eşitlik istiyoruz" yazılı pankartlarla eyleme destek oldu.

Ancak Fransız Sömürge yönetiminin bu gösteriye tepkisi sert oldu ve bu gösteriyi kanlı bir şekilde bastırdı. Müslüman İzciler'in 14 yaşındaki üyesi Saâl Bouzid, Cezayir bayrağını tuttuğunda, Fransızlar General Duval'ın emriyle silahsız protestoculara ateş açıldı. Kalabalığın üzerine makineli tüfeklerle ateş açan Fransız ordu birlikleri, Bouzid'i ve binlerce kişiyi öldürdü.

Ardından Sétif ve yakınlarındaki Guelma ve köylerinde hava kuvvetlerinin de dahil olduğu yoğun saldırılar yapıldı. Ülkede sıkıyönetim ilan edildi. Binlerce insan gözaltına alındı ve sorgusuz bir şekildi infaz edildi.

İnsanlar toplu halde idam alanına götürüldüler.

Dönemin Fransa geçici hükümetinin başkanı General De Gaulle, kısa sürede linç operasyonlarına ve yargısız infazlara dönüşen olaylarda civar bölgelerden çiftçilerin ve köylülerin öldürülmesini de emretti.

22 Mayısa kadar devam eden katliam ve tutuklamaların sonucunda Cezayir kaynaklarına göre 45 bin sivil Cezayirli katledildi.

Said Alpsoy: Lozan olmasaydı, Türkiye Hilafeti gene ilga edecekti Said Alpsoy: Lozan olmasaydı, Türkiye Hilafeti gene ilga edecekti

Cezayirliler ile Fransızlar arasındaki çatışmalar, nüfusu kontrol etmek için her türlü girişimi kullanan Fransızların katliamlarıyla 22 Mayıs'ta son buldu.

Binlerce ceset o kadar hızlı birikti ki onları gömmek imkansızdı, bu yüzden genellikle kuyulara ve çevredeki vadilere atıldılar. Şiddet ve katliam, aşiretlerin teslim olduğu 22 Mayıs'a kadar devam etti.

Sétif ve Guelma bölgesinde 45.000 Cezayirli erkek, kadın ve çocuk katledildi.

Katliamdan sonra Cezayir'de ne oldu?

Fransızların yaptığı katliam, sömürge karşıtı hareketi kışkırttı ve dokuz yıl sonra Cezayir, Kasım 1954'te Bağımsızlık Savaşı'na -1962'de bağımsızlık ilan edilene kadar 1,5 milyon Cezayirlinin hayatına mal olacak bir mücadele- başladı.

8 Mayıs Cezayir'de resmî bir yas günüdür ve Avrupa'daki kutlama yıl dönümleriyle büyük bir tezat oluşturur.

"Affedilemez bir trajedi"

Şubat 2005'te Fransa'nın Cezayir büyükelçisi Hubert Colin de Verdière katliam için resmî olarak özür diledi ve bunu "affedilemez bir trajedi" olarak nitelendirdi. Cezayir Devlet Başkanı Abdelaziz Buteflika, katliamı Cezayir Savaşı sırasında Fransız işgal güçleri tarafından işlenen bir "soykırım"ın başlangıcı olarak nitelendirdi fakat Fransa bu tanımı kınadı.

GZT