Kemalist Batıcı rejim, bu topraklardan İslam’ı ve İslam’a dair tüm izleri silmek için ezanı da asli dilinden koparıp Türkçeleştirerek manasını yok etmeye çalıştı. Bu zulüm tam 18 sene sürdü.
-
Türkçe ezan için yapılan zulümler: "Ezan okuyan meczup bir adam yakalandı"
-
Müslüman Anadolu'ya dayatılan Şapka Kanunu
-
11 Ekim 1926 - Kıyafet Kanunu kabul edildi
30 Ocak 1932 tarihinde ilk Türkçe ezan, Hafız Rıfat Bey tarafından Fatih Camii'nde okundu. İslâm’ı ve Müslümanları bu topraklardan silmeyi görev edinen Batıcı Kemalistler, bu sürecin akabinde Kur’an-ı Kerim’i “Türkçeleştirme” çalışmalarına başladı. 3 Şubat 1932 tarihine denk gelen Kadir Gecesi'nde, Ayasofya Camii'nde Türkçe Kuran, tekbir ve kamet okundu. Bir “ses sanatçısı” Dolmabahçe Sarayı’nda saz eşliğinde “ezan” okudu. M. Kemal de bu “etkinliğe” katıldı.
1932 yılının Temmuz tarihinde ise Türkçe ezan resmiyet kazandı, Diyanet'in yayınladığı genelge ile ülkenin her yerinde uygulamaya koyuldu. 1941 yılında ise ezanın aslî lisanında okunması yasağı uygulamaya konuldu.
İslâm’ı Anadolu’dan silmek, silemiyorsa da Müslümanların anlayışlarını iğdiş etmek isteyen Batıcı Kemalistler eliyle Türkçe ezana muhalefet eden herkes ya hapisle cezalandırıldı ya da yurt dışına çıkış yasağı verildi.
Bu cezaya uğrayanlardan biri de Yahya Kemal’di. Ezansızlığın verdiği buhrana dayanamayan Yahya Kemal 1942’de "Ezan-ı Muhammedi" isimli bir şiir kaleme almış ve bu şiirden dolayı laikliğe karşı çıktığı gerekçesiyle dava açılmıştı. Şaire hem yurt dışına çıkış yasağı konulmuş ve pasaport da verilmemişti. (Kaynak)
Tarihçi Dursun Gürlek, bu şiir için şunları dile getirir:
“Türkçe Kur’an, Türkçe ezan diye ortalığın velveleye verildiği, zihinlerin bulandırıldığı, dini kavramların sulandırıldığı bir devirde İslam’ın asliyetini ve safiyetini bozmak için mezbuhane gayretlerin sergilendiği, adeta terör havası estirildiği bir zamanda böyle harika bir şiiri kaleme alması Yahya Kemal’in aynı zamanda cesur bir karaktere sahip olduğunu gösteriyor.”
İşte Yahya Kemal’in ceza aldığı şiiri:
Ezân-ı Muhammedî
Emr-i bülendsin ey Ezân-ı Muhammedî
Kâfî değil sadâna cihân-ı Muhammedî
Sultan Selîm’i Evvel’i râmetmeyüp ecel
Fethetmeliydi âlemi şân-ı Muhammedî
Gök, nûra garkolur, nice yüzbin minâreden
Şehbâl açınca rûh-ı revân-ı Muhammedî
Ervâh cümleten görür Allahü Ekber’i
Akseyleyince arşa lisân-ı Muhammedî
Üsküp’de kabr-i mâdere olsun bu nev-gazel
Bir tuhfe-i bedî’ ü beyân-ı Muhammedî
Yahya Kemâl Beyatlı
Baran Dergisi