Filistin resmi ajansı WAFA'nın haberine göre, İsrail savaş uçakları Gazze'nin doğusunda yer alan Ed-Derec Mahallesi'ndeki El-Eybeki Camii çevresinde bir grup Filistinliyi hedef aldı.
Saldırı sonucu 7 Filistinli şehit oldu, çok sayıda kişi de yaralandı. Şehit ve yaralılar Gazze kentindeki El-Ehli Baptist Hastanesine kaldırıldı.
İsrail'in Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nusayrat'ın batısında yer alan Radi ailesine ait evi hedef alması sonucu şehit olan ve yaralananlar olduğu aktarıldı.
İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ın doğusundaki bölgelere topçu ateşi açması sonucu ise Filistinli bir genç şehit oldu.
Topçu ateşiyle düzenlenen saldırıda Refah kentinin merkezindeki belediye binası da hedef alınırken, savaş uçakları kentteki Doğu Mezarlığı, Refah Sınır Kapısı civarı ve doğusundaki Es-Selam Mahallesi çevresinde çok sayıda alanı hedef aldı.
İşgalci çapulcular için Refah'ın önemi
Refah, terörist İsrail ordusunun ayak basmadığı son büyük yerleşim yeriydi. Han Yunus ve Gazze gibi daha kuzeydeki şehirlere yönelik saldırılar sonucu evlerinden olan yaklaşık 1.5 milyon Filistinli Refah’a sığındı. Şehrin savaş öncesi nüfusu da düşünüldüğünde bölgede sıkışıp kalanların sayısı 2 milyona yaklaşıyor. Bu haliyle Gazze Şeridi’nin en yoğun nüfuslu yerleşimi konumunda. Üstelik nüfusun 600 binini çocukların oluşturduğu değerlendiriliyor.
“Genişletilmiş güvenli bölge”
Terörist İsrail ordusu haftalar süren hazırlığın ardından Pazartesi günü Refah’a yönelik beklenen operasyonunu başlattı. Ordu bu kapsamda on binlerce kişinin “geçici” tahliyesini istedi. Bölgedekiler, Han Yunus ve El Mevasi civarındaki çadır kentlere yönlendirilirken işgalci çapulcular yaklaşık 20 kilometre uzaklıktaki toplanma noktalarını “genişletilmiş güvenli bölge” olarak adlandırıyor. BM Filistin Mültecilerine Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) en az 100 bin kişinin söz konusu tahliyeden etkileneceğini öngörüyor. Filistin Kızılayı ise tahliye emri verilen bölgede yaşayan sivillerin sayısının 250 bin olduğunu açıkladı.
“Refah operasyonu İsrail askeri için bir piknik olmayacak”
İsrail, Refah’ın Hamas’lı mücahitler için son “saklanma” noktası olduğunu savunuyor. Sivillerin zorunlu tahliyesinin başlaması üzerine bir açıklama yapan Hamas, “Refah operasyonu İsrail askeri için bir piknik olmayacak” sözleriyle karşılık verme tehdidinde bulunmuştu. Ki şu anda Yasin füzeleriyle o karşılığı veriyor. Öte yandan Netanyahu, uluslararası kamuoyunun baskısına rağmen Hamas’ı tamamen bitirmeden savaşa son vermeyeceklerini, aksini yapmanın yenilgi anlamına geleceğini söylüyor. İsrail ayrıca, 7 Ekim’deki baskında kaçırılan rehinelerin Refah’ta tutulduğunu belirtiyor.
Netanyahu daha önce yaptığı konuşmalarda Philadelphi (Salahaddin) Koridoru olarak adlandırılan 14 kilometrelik Mısır-Gazze sınırında baştan başa kontrolü ele almak istediklerini ısrarla vurgulamıştı. Bu koridorun orta noktasında bulunan Refah kenti ve sınır kapısı, Gazze için dünyaya açılan kapı işlevi görüyor. Savaş öncesinde İsrail kontrolünde olmayan tek sınır kapısından günde 400 kamyon dolusu malzeme Gazze’ye taşınıyordu. Gazze’ye giriş ve çıkışlar da buradan yapılabiliyordu.
Mısır kapıyı açmıyor!
Refah’ta sıkışıp kalan yüzbinlerce Filistinli ile Mısır arasında yüksek bir duvar ve dikenli teller uzanıyor. Az sayıda Gazi’nin kontrollü geçişi dışında Mısır yönetimi, savaş mağduru Gazzelilere kapıyı kapalı tutuyor.
Bunun askeri, siyasi ve ekonomik “gerekçeleri” ise şöyle:
İlk olarak Mısır, kendi ifadesiyle “Filistinlilerin kalıcı olarak yerlerinden edilmesinden” endişe ediyor. İsrail’in bu operasyonu bahane ederek Gazze’nin demografik yapısını değiştirmesine karşı çıkıyor. Geçen 7 ayda çok sayıda İsrailli siyasetçi Arap nüfusun Sina Çölü’ne sürülmesi ve bölgenin İsraillilerin yerleşimine açılması yönünde açıklamalarda bulundu. Netanyahu da, ABD’nin itirazlarına rağmen, savaşın ardından ordunun Gazze’den çıkmayacağını, gelecekte bölgede güvenliği kendilerinin sağlayacağını ısrarla söylemişti.
Geçen yıl Sudan’da patlak veren iç savaştan kaçan 300 bin kişiyle birlikte Mısır halihazırda 9 milyona yakın mülteciye ev sahipliği yapıyor. Ekonomik krizdeki Mısır “daha fazla” mülteci almak istemiyor.
Bir diğer “gerekçe” ise “Hamas’ın Müslüman Kardeşler örgütüyle olan bağı ise kapıların kapalı tutulması.” Müslüman Kardeşler, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi’nin en önemli siyasi rakibi konumunda. Filistinli sivillerle birlikte bu yapıya yakın silahlı savaşçıların ülkeye girmesi ve Sina Bölgesinde istikrarsızlığa yol açmasından korkuluyor.
Hatırlanacağı üzere Mısır, 2007 yılında Gazze’nin kontrolü Hamas’a geçtiğinde sınır kapılarını kapatmış, İsrail’in Hamas karşıtı kampanyasına destek vermişti.
Öte yandan Mısır’ın Refah’ta yaşananlara nasıl tepki vereceği yakından izleniyor.
Operasyonu “kınadıklarını” bildiren Kahire yönetimi, bölgedeki sivillerin kalıcı olarak yerinden edilmesi halinde İsrail’le barış anlaşmasını askıya alacaklarını açıklamıştı.
Mısır, 1979’da imzaladığı barış anlaşması ile İsrail’le ilişkilerini “normalleştiren” ilk Arap ülkesi oldu. Anlaşmanın varlığı, bugün ABD’nin Mısır’a sağladığı silah yardımları için kırmızı çizgi sayılıyor. Reuters’a göre Mısır, her yıl ABD’den 1 milyar doların üzerinde askeri yardım alıyor. Barış anlaşmasının yokluğunda bu yardımların geleceği riske girecektir.
Amerikan cenahı
Amerikan kamuoyunda terörist İsrail’in saldırılarına yönelik artan tepki yaklaşan başkanlık seçimleri öncesi Joe Biden ve yönetimini baskı altında bırakıyor. Buna rağmen Beyaz Saray’ın İsrail’e desteği sürüyor. Siyonist lobisi ABD’yi bir kukla gibi oynatmaya devam ediyor.