Tek parti döneminin karanlık yüzü: İslam'a karşı yasaklar ve baskılar

Tarihçi Said Alpsoy, 1923-1950 yılları arasında Türkiye'de İslam'ın ve dini yayınların sistematik bir şekilde nasıl baskı altına alındığını çarpıcı örneklerle anlattı. Alpsoy, resmi ideolojinin "dine değil, hurafe ve sömürüye karşı olunduğu" savının aksine, Kur'an-ı Kerim'in dahi yasaklandığı bir dönem yaşandığını dile getirdi.

Alpsoy, “CHP/Tek Parti: İslami yayın yasağı ve günümüzün CHP'si” isimli videosunda yaptığı konuşmada, dönemin resmi belgelerine, yayınlara ve tanıklıklarına dayanarak tek parti döneminin İslam'a bakışını mercek altına aldı.

Kemalizm’le Siyonizm Arasındaki Karşılıklı Sevgi Ontolojik Kökenlere Dayanıyor

5816 sayılı kanun sadece Müslümanlara mı işliyor? 5816 sayılı kanun sadece Müslümanlara mı işliyor?

Konuşmasında öne çıkan noktalar şunlar:

Takrir-i Sükun Kanunu: 1925'te çıkarılan bu kanunla hükümete gazete ve dernekleri kapatma yetkisi verildi ve "halkın dini hissiyatını etkileyecek her türlü yayın" yasaklandı. Alpsoy, bu maddenin son derece muğlak olduğunu ve keyfi uygulamalara açık olduğunu belirtti.

Harf İnkılabı ve Kitap Yakma: Alpsoy, Harf İnkılabı'nın ardından birçok medrese kütüphanesindeki İslam harfleriyle basılmış kitapların yakıldığını, Konya Beyşehir'deki el yazması eserlerin ise Beyşehir Gölü'ne döküldüğünü anlattı.

Matbuat Kanunu: 1931'de çıkarılan ve faşist İtalyan Basın Yayın Kanunu'ndan esinlenerek hazırlandığı belirtilen Matbuat Kanunu ile kitap basımı izne tabi hale getirildi. Alpsoy, bu dönemde yazarların ve yayıncıların kitap basmadan önce devletten izin almak zorunda kaldığını ve bu süreçte birçok dini içeriğin engellendiğini belirtti.

Resmi Yazışmalardan Örnekler: Alpsoy, dönemin İçişleri Bakanlığı Basın Yayın Genel Müdürü Vedat Nedim Tör'ün 1934 tarihli resmi bir yazısında, "Biz her ne şekil ve surette olursa olsun memleket dahilinde dini neşriyat yapılarak bir atmosfer yaratılmasına ve gençlik için dini bir zihniyet fideliği vücuda getirilmesine taraftar değiliz." ifadelerini kullandığını hatırlattı.

Rakamlarla Dini Yayınlar: Alpsoy, 1938'e kadar 10 yıllık süreçte devlet tarafından yayınlanan 754 kitaptan sadece 18'inin dini içerikli olduğunu, 1925-1955 arasında basılan dini kitapların oranının ise yüzde 1.7 olduğunu belirtti.

Elmalılı Hamdi Yazır'ın Tefsiri: Alpsoy, resmi ideolojinin "din karşıtı olmadığı" iddiasına karşı çıkarak, Elmalılı Hamdi Yazır'a yazdırılan ve 1936'da basılan tefsirin tamamının 1950 yılına kadar Ankara'da bir depoda "hapis" tutulduğunu söyledi.

Kur'an-ı Kerim Yasağı: Alpsoy, 1950'de Demokrat Parti'nin iktidara gelmesinin ardından Kahire'den ithal edilen 250 bin adet Kur'an-ı Kerim'in kısa sürede tükendiğini hatırlatarak, "Bu durum, tek parti döneminde Kur'an-ı Kerim'in dahi yasaklandığının en büyük göstergesidir." dedi.

Alpsoy, konuşmasının sonunda CHP'nin günümüzdeki söylemlerine de değindi. Kemal Kılıçdaroğlu'nun "helalleşme" söylemlerinin samimiyetsiz olduğunu savunan Alpsoy, Özgür Özel, Örsan Öymen ve Merdan Yanardağ gibi isimlerin son dönemdeki açıklamalarını da hatırlatarak CHP zihniyetinin değişmediğini savundu.

Alpsoy, "CHP'liler, 80 sene boyunca 'katranı şeker' yapmaya çalıştılar ama başaramadılar. Çünkü cins cinsini çeker." dedi.

Baran Dergisi