Pakistan Meclisi iki gün önce, Başbakan Han'a karşı güvensizlik oylaması oturumu için toplandı. Yapılan oylamada Pakistan Başbakanı İmran Han güven oylaması sonucunda görevden alındı.
Türkiye ile ilişkilerinden dolayı hedefte olan İmran Han, Rusya-Ukrayna savaşında Batı bloğunu karşısına aldığı ve Rusya ile ilişkilerine devam ettiği için de başta ABD olmak üzere Batılı ülkeler tarafından istenmiyordu. İsrail’in de Pakistan’dan duyduğu rahatsızlık bilinen bir gerçek.
Pakistan’daki hâdiseleri gazeteci-yazar Mustafa Özcan’a sorduk…
İmran Han
Pakistan’daki sürecin âniden geliştiğini söyleyen Özcan, ülkenin meclisinde gensoruyla alâkalı olarak, İmran Han’a karşı bir tutumun ortaya çıktığını söyledi.
Özcan şu ifadeleri kullandı: “Pakistan’da gelişmeler dramatik şekilde devam ediyor. Pakistan Cumhurbaşkanı Arif Alvi ile Başbakan İmran Han meclisi feshetme kararı aldı. Gensorudan sonra, hükümetin meclisi feshetmesinin anayasaya aykırı olduğu ifade ediliyor, ilgili maddeler de ortaya koyuluyor. Yüksek mahkeme, Arif Alvi ve İmran Han’ın meclisi feshetme kararını iptal etti. Gensoruda da İmran Han düştü.”
İmran Han’ın “ABD beni komplo ile devirmek istiyor” sözünü hatırlatan Özcan, “Bilindiği gibi Pakistan, Çin-Rusya’ya yakın. Bunu da açık bir şekilde söylüyorlar. Özellikle Ukrayna meselesinde İmran Han, Rusya’dan yana tavır alıyor. ABD’nin Pakistan’a düşmanlık ettiğini söylüyor. Pakistan, İsrail’i nükleer mânâda tehdit ediyor. Rus lider Vladimir Putin’in Batı’ya yaptığını, İmran Han İsrail’e yapıyordu. Pakistan’da yaşananların geçmişe dönük arazları var.” dedi.
Pakistan’da İmran Han destekçileri sokaklara döküldü
Pakistan’da Müslümanların sokaklara döküldüğünü, İmran Han’ı desteklediğini hatırlattık ve Mustafa Özcan konuşmasını şöyle sürdürdü: “Pakistan halkı duygusal bir halk. İmran Han’ı da mazlum olarak kabul ediyorlar. İmran Han’ın komploya maruz kaldığını, bu yüzden devrildiğini düşünüyorlar. Sokaklara çıkmalarının sebeplerinden birisi bu… İmran Han’ın da eli güçlendi aslında.”
Pakistan’ın stratejik ehemmiyeti
“İmran Han’ın Pakistan Adalet Hareketi isimli partisi var. Tekrar seçimlere girebilir.” diyen Mustafa Özcan, “İmran Han, Pakistan halkı tarafından mazlum görünüyor; yine kazanabilir. Belki bu süreçten daha kârlı da çıkabilir… Böyle şeyler Pakistan’da zaman zaman yaşanıyor. Nevaz Şerif 1999’da Pervez Müşerref tarafından bu şekilde devrilmişti. Keşmir meselesi vardı. Tabiî her zaman olduğu gibi. Pakistan’da büyük bir problem yok. Sürtüşmeler var. İmran Han, İsrail’e yönelik olarak ‘Nazi Almanyası’ benzetmesi yapmıştı. Pakistan çekişme bölgesinde. İran, Suudi Arabistan ve diğer Arap ülkeleri… Suudi Arabistan ve ona yakın Arap ülkeleri Pakistan’ı yakınında tutmak istiyor. Zaman zaman işbirliği-kredi teklif ediyorlar. Öbür taraftan da İmran Han kendisini Rusya-Çin-İran eksenine yakın hissediyor. Eski Cumhurbaşkanı Muhammed Ziya ül Hak’tan beri Pakistan, ABD tarafından düşman belleniyor. Pakistan’ın da ABD’ye karşı sempati beslemesi bir hâyli zor.” dedi.
Pakistan-İsrail çekişmesi
Hem ABD’nin hem de İsrail’in, Pakistan’ı nükleerden arındırmak istediğini söyleyen Özcan, “Pakistan bundan sonra nükleer kuvvetiyle alâkalı daha fazla gündeme gelecektir. Sonuç itibariyle İsrail-Pakistan arasında nükleer konulu çekişmeler var. Bunlar not edilmeli.”ifadelerini kullandı.
Pakistan-Türkiye ilişkileri giderek artıyor. İki ülke hem savunmada hem de ekonomide işbirliğini geliştiriyor. Pakistan’daki kargaşanın Türkiye’yi nasıl etkileyeceğini Özcan’a sorduk…
“Pakistan-Türkiye ilişkileri her zaman iyi”
Pakistan-Türkiye münasebetlerinin her daim iyi olduğunu vurgulayan Özcan, Ziya ül Hak’ın şu sözünü hatırlattı: “Pakistan, Türkiye’nin Doğu’daki bir eyaleti gibidir.”
Türkiye’nin tarihî misyonundan dolayı, Pakistan’ı etkilediğini söyleyen Mustafa Özcan şunları söyledi: “Biz büyük bir tehlikeye düşsek, Türkiye’ye yardım etmeye çalışacak ülkelerin başında Pakistan gelir, sonra da Afganistan… Pakistan bizim yanımızdadır, inşallah bu duygudaşlık devam eder.”
Mustafa Özcan
Mustafa Özcan kimdir?
1962 yılında Bolu’da doğdu. Erken yaşlarda Arapça ve İslâmî ilimler öğrendi. Talebelik yıllarında çeşitli Avrupa ülkelerinde bulundu. Eğitimine daha sonra Kahire el-Ezher Üniversitesinde devam etti. Arapça ve İslâmî ilimler üzerine eğitimini devam ettirmek için Şam'a gitti. Burada bir taraftan Fethü'l-İslâm gibi klasik medreselerde İslâmî ilimler öğrenirken diğer taraftan da Daru's-Selâm adlı devlet okulunda “modern Arapça” eğitimi aldı. 1982 yılına kadar Ezher Üniversitesi bünyesinde şer'i ve dinî ilimleri tahsil etti. 1982 yılında Türkiye'ye döndü.
Zafer, Girişim, İslâm Dergisi, Kodaya Ed-Düveliyye, Aylık Dergisi gibi yerli ve yabancı birçok mevkutelerde makaleleri yayınlandı.
Soruşturma: Oğuz Can Şahin