Liselerde sınıf geçme ve sınıf tekrarına ilişkin detayların yer aldığı yönetmelik, Resmi Gazete'de yayımlandı. Buna göre; Liselerde sınıf tekrarı geri geldi. Alt sınıf dâhil 6'dan fazla dersi başarısız olan sınıfta kalacak.

Liselerde 50 ortalamayla sınıf geçme uygulamasına son verildi. Açık lise geçiş de zorlaştırıldı.

Ahlaktan da sınıfta kalma var mı?

Eğitim müesseseleri öğrencilerin maddi tarafıyla ilgilenmekten manevi tarafını unutmuş vaziyette. Yahut manevi tarafıyla ilgilenmedikleri için maddi tarafı artmış vaziyette. 

Evrensel değerler saçmalığından arındırılmış, bizzat bize köklerimizi yeniden hatırlatan, geçmişinden ders alan, ders çıkaran bir ahlak eğitimi her geçen gün daha da kendisini hissettiriyor.

Nasıl ki altı dersi başarısız olan öğrenci sınıfta kalıyorsa, bu derslere din ve ahlak da dahil edilmeli. Çünkü ahlak olmadan ve kendi dinini, tarihini ve kültürünü gözetmeden verilecek eğitimden insan değil sadece yığınlar ççıkarabiliriz. 

Seyyit Ahmet Arvasi’nin ahlak eğitimine dair deklare ettiği beş madde de bu hususta önem arz ediyor:

1. Türk milli eğitimi, ahlâk derslerini, teorik bir «laf ü güzaf» olmaktan çıkaracak, milletimizin vicdanında yatan değerlere bağlı olarak yapacaktır. Yani, «ahlâk eğitiminde» dinî ve millî ahlâk telakkilerimiz esas alınacaktır.

2. Okullarda verilen ahlâk dersleri, millî ve dinî hayatımızın desteklediği değerlere ters düşemez. Ahlâk, «içtimaî bir müessesedir» laf değil…

3. Ahlâk teori değil, bizzat milletin yaşadığı ve yaşamak istediği «iyi haller» olarak pratiktir. Kâbil-i tatbik olmayan filozofik doktrinler, millî ve dinî hayatımızın yoğurduğu vicdanlarda heyecan ve hassasiyet uyandırmayan felsefi kanaatler, genç vicdanlara sadece yük olur. Fayda değil, zarar tevlid eder.

Tekin: Bizim değerlerimizle inşa edilmiş yeni müfredatı yakın zamanda paylaşacağız Tekin: Bizim değerlerimizle inşa edilmiş yeni müfredatı yakın zamanda paylaşacağız

4. Fransız sosyologu G. Gurvitche'in işaret ettiği gibi, bir ahlak filozofisi, teoride gerekli olabilir, ancak, bu milli törelerle ve dinî ahlâkla çatışan ve millî vicdanı tahrip edici biçimlerde tezahür edemez. Bir ahlâk felsefesi yapılabilir, ancak, bundan «norm çıkarmak» kâbil değildir. Teorik bir ahlâk felsefesi, millî ve dinî ahlâkı geliştirici, besleyici, destekleyici ve onlarla iş birliği yapıcı nitelikte olursa elbette faydalı olur.

5. Öte yandan ahlâk eğitimini yapan öğretim vasatının ve kişilerin millî ahlâkı yaşayan, yaşatan değerlerle yoğrulmuş olması şarttır.