İsrail'in Gazze'de dokuz aydır sürdürdüğü vahşi saldırı, bölgedeki insan kayıplarını dehşet verici boyutlara ulaştırdı. Bu soykırım savaşının yükünü özellikle kadınlar ve çocuklar çekiyor. 40 binden fazla Filistinli, bunların 17.000'i çocuk olmak üzere, şehit oldu. 20.000'den fazla çocuk kayıp, gözaltına alındı veya molozların altında kaldı. Binlerce anne öldürüldü ve yaklaşık 19.000 çocuk yetim kaldı.

İsrail'in saldırılarından kurtulanlar ise yerlerinden edildi, dul kaldı ve açlık, susuzluk ve hastalıklara karşı mücadele etmek zorunda kaldı. Gazze'nin bombalamalar ve insani krizle boğuştuğu bu dönemde, üreme haklarına yönelik saldırıların etkisi gelecek nesiller boyunca sürecek.

Kadınlar ve kızlar çatışma ortamlarında her zaman daha fazla risk altında bulunuyor. Gazze'deki vahşetin özellikle kadınlara dayalı etkileri, kadınların vücutlarının uzun zamandır savaş alanının bir parçası olarak görülmesi nedeniyle daha da ağırlaşıyor.

Kutsal beldeler Suudi Arabistan'ın işgalinde Kutsal beldeler Suudi Arabistan'ın işgalinde

Filistinli kadınlar çocuklarını, eşlerini, ailelerini, evlerini ve geçim kaynaklarını kaybetmenin acısı ve yaralarıyla boğuşurken derin bir dehşet içinde yaşıyorlar.

İsrail'in üreme haklarına yönelik saldırısı, Gazze'deki savaşın Filistinli kadınları orantısız bir şekilde nasıl etkilediğinin önemli bir göstergesi. Gazze'de bir milyondan fazla kadın ve kız çocuk, neredeyse hiç yiyecek, içme suyu, tuvalet ve su erişimi olmadan açlıkla karşı karşıya.

Hamile ve emziren kadınlar, temiz suya erişimin hayati önem taşıdığı bu dönemde, sağlıkları ve bebeklerinin sağlıkları için büyük risk altında bulunuyor. Hastanelerin hedef alınması ve ablukanın ilaç ve hijyen ürünlerine erişimi kısıtlaması, sağlık hizmetlerine erişimi ciddi şekilde engelledi.

İsrail'in saldırılarının soykırım niteliği taşıdığı, kadınların doğumlarını engellemeyi amaçlayan bir politikaya dayanması nedeniyle daha da belirginleşiyor. Güney Afrika'nın İsrail'e karşı açtığı davada, İsrail'in üreme haklarına yönelik saldırıları, soykırım suçu kapsamında değerlendirilmelidir.

Gazze'deki kadınlara karşı işlenen şiddetin soykırım olarak yargılanması, bu suçun uluslararası hukukta tanınmasını sağlayacak ve Filistinli kadınların haklarının ihlaline karşı sembolik bir tazminat sağlayacak fakat İsrail’in saldırganlığı karşısında İslam coğrafyasının sessizliği katliamı daha da büyütüyor.