İsviçre, 1 Ocak 2025 itibarıyla kamusal alanda yüzü tamamen örten giysilerin kullanımını yasakladı.

Bu yasak, parlamento ve hükümetin karşı çıkmasına rağmen, yapılan bir referandum sonucu halk tarafından kabul edildi.

Yasağın gerekçesi olarak "kimlik tespiti" ve "güvenlik" konuları öne sürülse de, asıl gerçek 7 Ekim 2023'te Aksa Tufanı ile birlikte Batı'da İslam'a olan ilginin artması... Avrupa, bu tür yasaklarla İslam'a olan ilgiyi kesmeye, bir saplantı haline getirdikleri "İslamofobi"yi silaha dönüştürerek kullanmaya çalışıyor.

Erdoğan: Necip Fazıl, fikirleriyle nesilleri peşinden sürükleyen aksiyon adamıdır Erdoğan: Necip Fazıl, fikirleriyle nesilleri peşinden sürükleyen aksiyon adamıdır

Menfaatleri mevzu olduğunda dünyayı yangın yerine çeviren işgalci Batı, bu kadar vahşet içerisinde yine korkulması gerekenin İslam olduğunu göstermekten geri kalmıyor. Bu algıyı da her geçen gün yayıyor. İslam korkusunun sebebinin Müslüman milletler ve ülkeler olduğu algısını çeşitli dijital araçlarla umumileştiriyor. Müslümanlar olarak biliyoruz ki; İslam ile terörizmi bir arada tutan da Batı; vahşeti, katliamı ve sömürgeleriyle dünyayı talan eden de Batı'dır. 

Ayrıca uzmanlar ve insan hakları örgütleri bu yasağın popülist bir tepki olduğunu ve aslında İsviçre'de çok az sayıda görülen, burka veya peçe takan kadınları hedef aldığını belirtiyorlar.

Uluslararası Af Örgütü İsviçre Ofisi, bu yasağın çözmeye çalıştığı sorunun aslında "uydurma" olduğunu, kadınların özgürleşmesine destek olmak yerine onları ayrımcılığa maruz bıraktığını ve ötekileştirdiğini vurguluyor. Ayrıca, dini inancın bir kıyafet aracılığıyla ifade edilmesinin yasaklanmasının din ve ifade özgürlüğüne aykırı olduğu da belirtiliyor. Bu yasağın benzerleri Tacikistan gibi ülkelerde de uygulanmış; bu ülkelerde başörtüsü ve diğer "yabancı kıyafetler" yasaklanmış, hatta sakal kesme ve başörtüsü çıkarma gibi uygulamalara da gidilmişti.