İsrail ekonomisinin ithalata olan yoğun bağımlılığı, bu ülkeyi küresel ticaret yaptırımlarına karşı hassas bir noktada tutuyor.

İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) üyesi 57 ülkenin İsrail ile olan ticari ilişkilerini kesmesi, Siyonist rejimin Filistin toprakları üzerindeki saldırgan politikalarını engellemede etkili bir yöntem olarak görülüyor. Türkiye'nin başlattığı bu girişim, İİT üyelerini de harekete geçirebilir. Eğer bu ülkeler, İsrail limanlarından çıkan ya da bu limanlara varmak üzere olan gemilere hizmet vermeyi durdurursa, İsrail’in küresel ticaretteki payı ciddi şekilde azalabilir.

Yeni Şafak'ın haberine göre, küresel ticarette önemli bir yere sahip olan İsrail, Basra Körfezi, Kızıldeniz, Akdeniz ve Asya'nın güney kıyıları gibi stratejik noktalarda bulunan İİT üyesi ülkelerin limanlarından yararlanamayacak olursa, bu durum ülkenin ekonomik ve askeri kapasitesini sınırlayabiliyor. İsrail'e uğrayan gemilere getirilecek bu tür bir ambargo, İsrail'in petrol, demir, tahıl gibi kritik ithalat kalemleri üzerinde büyük bir baskı oluşturarak, ülkenin ekonomik dengelerini altüst edebilir.

2023 yılı itibarıyla İsrail'in toplam dış ticaret hacmi 143 milyar dolar seviyesindeyken, ihracat ve ithalat rakamları arasındaki dengesizlik dikkat çekici. İsrail, ham madde kaynaklarına erişimde sınırlı kapasiteye sahip olduğu için, üretilen ürünlerin büyük bir kısmında ithalata dayanıyor. Bu durum, ülkenin iç piyasasında da büyük bir tüketim baskısı oluşturuyor.

Gazze 2035 planı ve Filistin’in geleceği Gazze 2035 planı ve Filistin’in geleceği

Özellikle Asya ile olan ticari ilişkileri, 2023 yılında yapılan 30 milyar dolarlık ticaretin kesilmesi, İsrail ekonomisi için ciddi bir kayıp anlamına geliyor. Türkiye'nin öncülük ettiği bu ambargo politikası, İsrail'in dünya genelindeki ticari faaliyetlerini büyük ölçüde durdurabilir.

Ayrıca, İspanya, Hindistan ve İtalya gibi ülkelerdeki liman işçileri ve sendikalar, Filistin halkına destek olmak adına İsrail ve Filistin'e yönelik askeri malzeme taşıyan gemilere hizmet vermeyi reddediyor. Bu tür eylemler, İsrail'e karşı küresel düzeyde bir baskı oluşturarak, Filistin halkının zulme uğramasını önlemede etkili bir araç haline geliyor. Namibya gibi bazı Afrika ülkeleri de benzer şekilde İsrail'e silah taşıyan gemilerin kendi karasularına girmesine izin vermiyor. Bu eylemler, İsrail’in askeri harekatlarını sınırlamada ve Filistin halkına yönelik saldırıları durdurma noktasında önemli adımlar olarak değerlendiriliyor.