Göç İdaresi, savaş sebebiyle Türkiye’de yaşayan Filistinli, Suriyeli, Çeçen ve Uygur Türklerini sorgusuz sualsiz geri göndermeye devam ediyor. Açılan mahkeme kararlarını bile dikkate almayan Göç İdaresi keyfine göre insanları sınır dışı ediyor. Geri gönderilen insanlara ne ailesi ne de avukatları ulaşabiliyor. Sadece mülteci Araplara değil, Çeçenlere ve Uygur Türklerine de zulmediliyor, ihanet ediliyor.
Son günlerde bu hukuksuzluğa karşı tepkilerin yükselmesi ile Göç İdaresi tehditvari bir açıklamada bulundu.
Göç İdaresi Başkanlığınca, sosyal medya ve bazı basın yayın organlarında geri gönderme merkezleriyle ilgili iddialara ilişkin açıklama yapıldı.
Açıklamada, geri gönderme merkezlerinde idari gözetim altına alınan her bir yabancının öncelikle kayıt altına alındığı ve durumunun bireysel olarak değerlendirildiği kaydedildi.
Söz konusu yabancılara, yakınlarına, yasal temsilcisine ve avukata erişme, bunlarla görüşme yapabilme, ayrıca telefon hizmetlerine erişme imkanı sağlandığı belirtilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
"Geri gönderme merkezlerinde kötü muamele iddiaları kesinlikle doğru değildir. Geri gönderme merkezleri, düzenli olarak denetlenmekte ve 7/24 esasına göre sürekli kameralarla kayıt altına alınarak izlenmektedir.
Yabancılar hakkındaki tüm değerlendirmeler, 6458 sayılı Kanunun 'Geri gönderme yasağı' başlıklı 4. maddesi ve 'Sınır dışı etme kararı alınmayacaklar' başlıklı 55. maddesi dikkate alınarak yapılmakta ve sınır dışı işlemleri gerçekleştirilmektedir. İlgili kanun maddeleri uyarınca hiçbir yabancı, işkence göreceği, ölüm cezasına çarptırılacağı ülkeye sınır dışı edilmemektedir."
Açıklamada, "Türkiye'nin huzuru ve güvenliği için ilgili kurumlarımızla işbirliği ve koordinasyon içinde yürütülen kamu düzeni ve güvenliği ile ilgili çalışmaları ve terörle mücadeleyi hedef alan, yalan ve iftira niteliğindeki söz konusu paylaşımlar, kesinlikle gerçeği yansıtmamaktadır. Gece gündüz demeden titiz ve tavizsiz bir çalışma yürüten Başkanlığımızın ağır ve mesnetsiz ithamlarda bulunularak saldırıya maruz bırakılması kabul edilemez." ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada ayrıca, haberler ve sosyal medya paylaşımları hakkında yasal sürecin başlatıldığı belirtildi.
Göç İdaresi kimin elinde?
Göç İdaresi sorgusuz sualsiz mültecilere zulmediyor, hukuksuzluklara imza atıyor.
Yıllardır Türkiye’de hayatını düzene oturtmuş, iş güç sahibi olmuş insanlar, Göç İdaresi tarafından tutuklanıp, geri gönderme merkezlerine alınıyor. Özellikle Antep, Urfa ve Van’daki geri gönderme merkezlerindeki şartlar içler acısı.
Sosyal medyada @digermesele isimli bir kullanıcı, Göç İdaresi’nin zulmünü gündeme taşıdı. Göç İdaresi tarafından korkunç muamelelere tabi tutulduğunu aktaran kullanıcı, “Bu insanlara aileleri ve avukatları bile ulaşamıyor, dünyayla bağlantıları tamamen kesiliyor. Akıbetleri bazen haftalarca bazen aylarca belirsiz kalıyor. Bu nasıl bir düzendir? Her türlü zulmü ve felaketi yaşamış Çeçen halkına Türk milletinin muamelesi bu olabilir mi?
Veya Filistinliler… Kanuna göre bu insanlara ülkelerinde aktif bir savaş olduğu için insanî ikamet izni verilmesi gerekir. Bunu Göç İdaresi’ndeki memurlar da tasdik ediyor ama gereğini yapmıyorlar. Savaştan önce vizeyle Türkiye’ye gelip burada mahsur kalmış Filistinliler metro çıkışlarında, cami bahçelerinde yakalanıp geri gönderme merkezlerine gönderiliyorlar. Allah aşkına bu soykırımın ortasında, ailesini kaybetmiş çaresiz insanlara reva mı bu? Sadece biz, bu durumu yaşayan kaç Filistinli ile ilgilendik, geri gönderme merkezlerinde daha kaç tanesi var Allah bilir.
Şunu da not düşeyim: Bu sıkıntıları sadece Çeçenler veya Filistinliler yaşamıyor. Türk soylu kardeşlerimiz bile bazen bu muameleye maruz kalıyor ve hatta sınırdışı edilebiliyor, arada sırada medyaya yansıyor ve görüyorsunuz sizler de.
En büyük sorunlardan birisi de @Gocidaresi’nin kendini kanundan bile yukarda görmesi. Bu şekilde mağdur edilen insanlar için dava açıyoruz. Mahkeme diyor ki evet siz haklısınız, kanuna göre Göç İdaresi’nin yaptığı yanlış. Gel gör ki Göç İdaresi mahkeme kararını dahi dikkate almayacağını açıkça beyan ediyor.
Daha ne acı hikayeler var ama uzatmaya lüzum yok. Anlattığımız her şeye dair yüzlerce dosya, binlerce şahit var. Bize düşen, adına bu işlemlerin yapıldığı yetkililere ve halka bu zulüm düzenini duyurmak. Gerisi mühür sahiplerinde…”
Göç İdaresi'ni hangi hak tanımaz kadro yönetiyor?
İlahiyatçı Mehmet Ali Büyükkara da bu probleme dikkat çekti ve şunları söyledi:
“Irkçı desem ırkçı değil, Arab'ın Afganlı'nın yanında Uygur'a Özbek'e Kafkasyalı'ya da zulüm-eziyet var. Göç idaresi hangi ideolojinin elinde! Yahut hangi işbilmez, baştansağmacı hak tanımaz eyyamcı kadro yönetiyor?”
"Göç İdaresi bunu ilk defa yapmıyor"
Avukat Enes Kafadar ise Göç İdaresi'nin bu zulümleri ilk defa yapmadığını sosyal medyadan paylaştığı şu bilgilerle ortaya koyuyor:
"Göç İdaresi bunu ilk defa yapmıyor. 2015 yılında yaşanan benzer olaylar Anayasa Mahkemesi kararlarına da yansımıştı. Delil soranlar için AYM'nin 2016/5604 numaralı dosyasından verilen ihlal kararının ufak bir kısmını paylaşıyorum."