İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları 320 gündür aralıksız devam ederken, can kaybı 40 bin 223'e yükseldi. Özellikle son 24 saatte gerçekleştirilen dört farklı saldırıda 50 Filistinli daha şehit oldu. İsrail, Gazze'de insani yardım bölgelerini daraltarak baskıyı artırıyor ve bu bölgelerde yaşayan sivilleri hedef almaya devam ediyor.
Ayrıca, ABD'nin Gazze'yi parçalamayı ve dünyadan izole etmeyi amaçlayan planları da ortaya çıktı.
İsrail’in BM binalarına yönelik saldırgan tavırları da artarken, Gazze'de yaşanan insani krizin boyutları giderek derinleşiyor.
ABD ve İsrail’in bu stratejileri, Gazze’yi dünyadan koparma ve bölgeyi kontrol altında tutma amacını güderken, uluslararası kamuoyunda ciddi eleştiriler almaya devam ediyor.
Özellikle Filistinli gençler, İsrail’in çevrim içi izleme ve baskılarına maruz kalmamak için sosyal medya hesaplarında otosansüre gitmeye zorlanıyor. Bu durum, Gazze'deki sivillerin hem fiziksel hem de dijital anlamda büyük bir baskı altında olduğunu gösteriyor.
İsrail'in saldırılarının BM binalarına kadar uzanması, uluslararası hukukun açık bir ihlali olarak görülüyor. Bu süreçte, özellikle Filistinli sivillerin yaşadığı trajedinin boyutları, dünyanın dikkatini Gazze'ye çekmeye devam ediyor, ancak uluslararası toplumun tepkisi yetersiz kalıyor. Giderek artan bu baskı, Gazze’deki insani krizi derinleştiriyor ve Filistinlilerin yaşam koşullarını daha da zorlaştırıyor.
İsrail'in bu saldırıları ve ABD'nin desteklediği stratejiler, bölgedeki barış çabalarını baltalayarak, Filistin halkının geleceğini daha da belirsiz hale getiriyor. Gazze'de süregelen bu insani dram, uluslararası toplumun acil müdahalesini gerektiren bir krize dönüşmüş durumda.