“Bu bir soykırımdır!"
Önde gelen uzmanlar ve akademisyenler aylardır bu gerçeği dile getiriyor. İsrailli yetkililer, Gazze nüfusunu yok etme, Filistin devletini imkansız hale getirme ve Filistin topraklarını ele geçirme hedeflerini açıkça ifade ediyor. Bu, 75 yıllık yerinden edilme, etnik temizlik ve apartheid uygulamalarının devamıdır.” “Kültür, bu adaletsizliklerin normalleşmesinde ayrılmaz bir rol oynamıştır. Çoğu zaman devletle doğrudan çalışan İsrail kültür kurumları, on yıllardır milyonlarca Filistinlinin zorla yerinden edilmesini ve baskı altına alınmasını gizlemek, maskelemek ve sanat yoluyla aklamakta önemli bir rol oynamıştır.” “Bizim de bir rolümüz var. Vicdanımız rahat bir şekilde, apartheid ve yerinden edilme ile ilişkisini sorgulamadan İsrail kurumlarıyla işbirliği yapamayız. Güney Afrika'daki apartheid dönemine karşı da sayısız yazar benzer bir tutum sergilemişti; bu, apartheid karşıtı mücadeleye katkılarıydı.” Bu nedenle: Filistinlilere uygulanan büyük baskıya sessiz kalan veya bu baskıya ortak olan İsrail kültür kurumlarıyla çalışmayı reddediyoruz. Filistin haklarını ihlal eden ayrımcı politikalar ve uygulamalara katılan veya İsrail’in işgalini, apartheidini ya da soykırımını aklayan ve meşrulaştıran İsrailli kurumlarla işbirliği yapmayacağız. Mektup, Booker, Pulitzer, Ulusal Kitap Ödülü ve Kadınlar için Kurgu Ödülü gibi dünyadaki büyük edebi ödüllerin kazananları ve finalistleri tarafından imzalandı ve kitap dünyasındaki herkese eylem çağrısıyla sona eriyor: Tam metin: “Yazarlar, yayıncılar, edebiyat festivali çalışanları ve diğer kitap sektörü çalışanları olarak, 21. yüzyılın en derin ahlaki, siyasi ve kültürel krizine karşı bu mektubu yayımlıyoruz. Filistinlilerin karşı karşıya kaldığı ezici adaletsizlik inkar edilemez. Mevcut savaş, evlerimize girmiş ve kalplerimizi derinden yaralamıştır. Acil durum burada: İsrail Gazze’yi yaşanmaz hale getirdi. Ekim ayından bu yana Gazze’de kaç Filistinlinin öldüğünü tam olarak bilmek mümkün değil, çünkü İsrail, ölüleri sayma ve gömme kapasitesini bile yok eden tüm altyapıyı imha etti. Bildiğimiz kadarıyla, İsrail Ekim ayından bu yana en az 43.362 Filistinliyi şehit etti; bu, yüzyılın çocuklara karşı en büyük savaşıdır. Bizim de bir rolümüz var. Vicdanımız rahat bir şekilde, apartheid ve yerinden edilme ile ilişkisini sorgulamadan İsrail kurumlarıyla işbirliği yapamayız. Güney Afrika’daki apartheid dönemine karşı sayısız yazar benzer bir duruş sergilemişti; bu, apartheid karşıtı mücadeleye katkılarıydı. Bu nedenle: Filistinlilerin büyük baskı altındaki durumuna sessiz kalan veya bu baskıya ortak olan İsrail kültür kurumlarıyla çalışmayacağız. Yayıncılar, festivaller, edebiyat ajansları ve yayınlar gibi Filistin haklarını ihlal eden, ayrımcı politikalar ve uygulamalara katılan veya İsrail’in işgalini, apartheidini ya da soykırımını aklayan İsrailli kurumlarla işbirliği yapmayacağız. Bu kurumlarla çalışmak, Filistinlilere zarar vermektir; bu yüzden meslektaşlarımız olan yazarları, çevirmenleri, illüstratörleri ve kitap çalışanlarını bu taahhüde katılmaya davet ediyoruz. Yayıncılarımızı, editörlerimizi ve temsilcilerimizi de tavır almaya, kendi ahlaki sorumluluğumuzu tanımaya ve İsrail devleti ile baskıcı İsrail kurumlarıyla işbirliğini durdurmaya çağırıyoruz.”