Cumhurbaşkanı Erdoğan partisinin düzenlediği grup toplantısında konuşuyor.
Devlet Bahçeli'nin Öcalan çağrısına ilişkin, "Cesur çıkışıyla istikamet çizdi. Bahçeli'ye şükranlarımı ifade ediyorum" ifadelerini kullanan Erdoğan Cumhuriyetin kuruluşunun 101. yılını kutladı ve şunları söyledi:

"Dün Cumhuriyetimizin 101'inci kuruluş yıldönümüydü. Cumhuriyet Bayramı'nı hep beraber coşkuyla kutladık. Dış misyonlarımıza gelerek veya mesaj göndererek bayram sevincimizi paylaşan herkese teşekkürlerimi iletiyorum. Milli Mücadele'nin şehit ve gazilerini tarihimiz boyunca vatan savunmasında kahramanca çarpışan tüm şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmetle, minnetle ve şükranla yad ediyorum.

TUSAŞ'a yönelik saldırılara da değinen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TUSAŞ çalışanlarını meth etti. İfadeleri şu şekilde:

Geçen hafta Cumhuriyetimizin en büyük kazanımlarından biri olan TUSAŞ'ın Kahramankazan'daki tesislerine yönelik alçakça terör saldırısı oldu. Şehit düşen kardeşlerimize rahmet diliyor, tedavisi devam eden yaralılarımıza şifalar diliyorum. Dün TUSAŞ'ı ziyaret ettik. Geçmiş olsun dileklerimizi ilettik. TUSAŞ tarafından geliştirilen T625-Gökbey'in ilkini Jandarma Genel Komutanlığımıza teslim ettik. Yıl sonu gelmeden iki adet Gökbey'i jandarmamıza teslim etmiş olacağız. TUSAŞ'taki kardeşlerimin 'Hainlere rağmen daha fazla üreterek, çalışarak' şehit arkadaşlarının ruhlarını yad edeceklerine inanıyorum. Bizler de TUSAŞ'ımızın ve savunma sanayi kuruluşlarımızın yanında olmaya devam edeceğiz.

"Türk'ün olduğu kadar Kürt'ün de Cumhuriyeti"

Çatısı altında bulunduğumuz bu aziz Meclis 23 Nisan 1920'de Ankara'da faaliyetlerine başlamış, Kurtuluş Savaşımızı sevk ve idare etmiş, 29 Ekim 1923'te de Cumhuriyetimizi ilan etmiştir. Cumhuriyet, TBMM çatısı altında milletimizin temsilcilerinin onayıyla vücut bulmuştur.

Cumhuriyet belli bir şahsın, zümrenin, kitlenin, mezhebin, etnik kökenin cumhuriyeti değildir. Bu Cumhuriyet, zenginin olduğu kadar yoksulun da Cumhuriyeti'dir. Ne kadar batılının, güneylinin cumhuriyetiyse o kadar da kuzeylinin, doğulunun Cumhuriyeti'dir. Sağın da solun da Cumhuriyeti'dir. Hayat tarzı ne olursa olsun kendisini bu topraklara ait hisseden herkesin Cumhuriyeti'dir. Türk'ün olduğu kadar Kürt'ün de Cumhuriyeti'dir. Bu Cumhuriyet, 'Ben Türkiye Cumhuriyeti'nin onurlu vatandaşıyım' diyen vatan topraklarında yaşayan herkesin Cumhuriyeti'dir. Bu Cumhuriyet hepimizin eseridir. Bu Cumhuriyet 85 milyonun tamamının Cumhuriyeti'dir.

Geçtiğimiz 1 asır boyunca yaşadığımız sorunlar, Cumhuriyet'ten değil, ona ihanet edenlerden kaynaklanmıştır. Cumhuriyet fikrinin arkasına saklanarak ayrımcılık yaptılar, zulmettiler, ötekileştirdiler. Bu ülkenin huzuruna, birliğine, dirliğine, kardeşliğine en büyük zararı verdiler.

Aziz milletimiz her şeyin farkında. Milletimiz tüm olumsuzluklara rağmen hem Cumhuriyet fikrine, hem de TBMM'ye sımsıkı sahip çıkmış, korumuş, kollamıştır.

"Alparslan'ın ordusunda Kürt de Türk de Arap da vardı"

Sayın Bahçeli'nin dediği gibi, 'Türklerin ve Kürtlerin birbirini sevmesi dini ve siyasi farzdır. Türkleri sevmeyen bir Kürt varsa Kürt değildir, Kürtleri sevmeyen bir Türk varsa, Türk değildir.' Türk Kürtsüz, Kürt Türksüz yaşayamaz. En son Ahlat'ta hem bedenimizle, hem ruhumuzla hem dilimizle bu hakikati bir kez daha ifade ettik. Alparslan'ın ordusunda Kürt de Türk de Arap da vardı. Malazgirt Türk'ün de Kürt'ün de ortak zaferidir.

29 Ekim'de sahneye yeniden çıkmış bir milletiz

Sevr'de bize harita dayatarak 'Sizin ülkeniz burası olacak' dediler, 'Hayır' dedik. 'Sınırlarımızı kendimiz belirleriz' dedik. Köklü devlet tecrübemizle, toprağımız için savaşarak, can vererek bağımsız vatanımızı inşa ettik. Yakın coğrafyamızdaki bazı ülkeler aynı başarıyı gösteremediler. Bu coğrafyada bir asırdır kan, gözyaşı, savaş dinmiyor.

Osmanlı Devleti'nin mirasçısı olarak Türkiye Cumhuriyeti de bu kaostan etkileniyor. Coğrafyamızdaki kaosa bakanlar korkmuşlar, ürkmüşler ve Cumhuriyetimize ürkek bir kuş muamelesi yapmışlardır. Bu milletin her bir ferdi şunu çok iyi bilmeli; Türkiye Cumhuriyeti Devleti sıradan bir devlet değildir. Biz 29 Ekim 1923'te ilk defa tarih sahnesine çıkmış değil, sahneye yeniden çıkmış bir milletiz. Kuşkusuz 29 Ekim çok önemlidir. Tarihin kritik bir dönüm noktasıdır. Bu aziz millet yüzyıllardır, bin yıllardır hem tarih sahnesinde var olan, tarih yazan, tarih yapan bir millettir.

"Cumhuriyet kardeşliktir"

Bu Cumhuriyet korkmaz. Biz İstiklal Marşı bile 'Korkma' diye başlayan bir milletiz. Bizim Cumhuriyetimizin mayası kardeşliktir. Onu ilelebet ayakta tutacak olan da içinde bulunduğumuz kardeşliğimizdir.

Savaştan çıkmış bir ülke bugün dünyanın 11'inci ekonomisidir. Ülkemizin her köşesini imar ettik. Üniversitelerle, okullarla, hastanelerle, yollarla, tünellerle donattık. İddialarımızı, ideallerimizi muhafaza ettik. Tek başına savunma sanayinde elde ettiğimiz mesafe bile ülkemizin nereden nereye geldiğinin göstergesidir. 23 yıl önce biz yüzde 20'deydik, şimdi yüzde 80. Terör bütün her türlü gayretleriyle saldırmasına rağmen yüzde 80'i yakaladık ve çok değişik alanlarda savunma sanayinde ayağa kalkıyoruz.

"Yılmadık, yıkılmadık"

Belli dönemlerde Cumhuriyet'in öz evlatları ayrımcılığa maruz kaldılar, görmezden gelindiler, ötelendiler. AK Partimizi 23 yıl evvel kurarken en büyük hedefimiz devlet ile milleti kucaklaştırmak, Cumhur ile Cumhuriyeti buluşturmaktı. Bu ülkede dindarlara ikinci sınıf muamelesi yapılıyordu, üzerine gittik. Ayrımcılığa son verdik. Yoksulun sesi çıkmıyordu, nefesi olduk. Alevi kardeşlerimizin sorunlarını çözmek için samimi adımlar attık. Gayrimüslimlerin sorunları vardı, cesur adımlar attık. Önümüze çok engeller çıkardılar, darbe girişimlerinde bulundular. Acılardan nemalananlar her türlü yol, yöntemi kullanarak sorunları istismar ettiler. Biz yılmadık, yıkılmadık, durmadık ve kardeşliği büyütmekten asla vazgeçmedik.

Göreve geldiğimizde ülkemizin tamamıyla birlikte doğu, güneydoğu illerimizde ciddi bir ihmalkarlık söz konusuydu. Doğu, güneydoğu illerimize altyapısıyla, üstyapısıyla tarihin en büyük yatırımlarını biz yaptık. Terörü ve ürediği bataklığı kurutacağız, kardeşliği büyüteceğiz dedik. Aynı istikamette yürüyoruz.

"Sırtımızdan hançerlendik"

Türk ile Kürt'ün kardeşliğini büyütmek için ne gerekiyorsa yaptık, tecrübe ettik. Ancak karşımıza duvar, ihanet, alçaklık çıktı. Sorundan beslenenler engel oldular. Şiddetten, terörden nemalananlar sona ermesi istemediler. Çok ihanet gördük, hatta sırtımızdan hançerlendik. Ancak umudumuzu kaybetmedik. Samimiyetimizi yitirmedik, kardeşlik hukukundan asla ayrılmadık.

SDK, Ankara karşısında Washington ve Paris'in arabuluculuğuna güveniyor SDK, Ankara karşısında Washington ve Paris'in arabuluculuğuna güveniyor

Bu bir dönemin, bir kesimin değil; topyekun insanların hayatını etkileyecek bir meseledir. Rabbim ömür ve fırsat verirse bu meseleyi ülke gündeminden çıkararak, 40 yıllık siyasi hayatımızı taçlandırmak niyetindeyiz.

Türkiye bugün düne göre çok farklı bir yerde. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle, devlet içindeki, devlet kurumları arasındaki koordinasyonu güçlendirdik. Ordumuza, emniyetimize sızmış olan hain FETÖ terör örgütünü temizledik, temizliyoruz. Tüm vesayetleri kaldırdık. Savunma sanayimizdeki atılımlarla terörle mücadelede çok büyük ilerleme kaydettik. Nereden bakarsanız bakın, Türkiye her zamankinden daha güçlüdür.

Terör belası başta olmak üzere kronik sorunları çözmek, kardeşliğimizi büyütmek için bugün önümüze bir kez daha bulunmaz imkan çıktı. Cumhur İttifakı'ndaki yol arkadaşımız MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'ye, MHP camiasına, aziz milletim adına selam ve şükranlarımız ifade ederim.

Devlet Bey tavır, konuşma ve siyasetiyle, cesur çıkışlarıyla daima tarihe not düşen, istikamet çizen bir liderdir. Kendisi mazrufa odaklanma iradesi gösterebilenler için, vatan-millet sevgisinin ne olduğunu, milliyetçiliğin ne olduğunu en açık şekilde izah etmiştir. MHP Genel Başkanı'nın çağrılarını bu çerçevede okuyanlar, tarihi fırsat penceresini görmektedir.

"Çağrımız bölücü terör örgütüne değil"

Bizim muhatabımız milletimizdir. Bizim Irak ve Suriye'nin kuzeyindeki bölücü terör örgütüne, Kandil'deki terör baronlarına hiçbir çağrımız yoktur. Israrla bizimle muhatap olmaya çalışma gayretleri, iplerini tutan patronlarına kendilerini ispat etmekten başka bir şey değildir. TUSAŞ'a yapılan saldırı göstermiştir ki teröristin anlayacağı tek dil terörle tavizsiz mücadeledir. Terörle mücadelemizi kararlılıkla sürdürecek, tehdit nereden geliyorsa mutlaka kökünü kazıyacağız.

Türkiye'nin terörü destekleyen, arka çıkan, terörün sözcülüğünü yapan oluşumlara taviz vermesi, bunlara göz yumması mümkün değildir. Terörle siyaset, şiddet ile demokrasi yan yana gelmez. Bir koltukta terör diğerinde sivil siyaset taşınmaz. Hukuk ve demokrasi içine girmeyen karşılığını alır.

CHP Genel Başkanı Sayın Özgür Özel'e de takdirlerimi iletiyorum. AK Parti olarak, kurulduğumuz andan itibaren söylediğimzi 'Devlet herkesin devleti olmalı, herkesi eşit kucaklamalı'. Siyasetimizi 23 yıllık bir gecikmeden sonra olsa da kardeşliğe katkı sağladığı için SAyın Özel'i tebrik ediyorum. CHP'nin Sayın Özel'in Genel Başkanlığı'nda doğru yerde duracğaına, kardeşliğin safında yer alacağına inanmak istiyorum.

Esenyurt Belediye Başkanı'nın gözaltına alınması

Hukuksuzluğun olduğu yerde adalet olmaz, hukuksuzluğun olduğu yerde adil yönetim olmaz. Bunları öğrenmeye mecbursun. Terör örgütü mensupları Esenyurt'u kasıp kavururken bundan rahatsız olmayacaksın. Mevcut yönetime destek vereceksin. Attığımız adımlardan geri durmayacağız. Sayın Özel, benim Kürt kardeşim bölücü terör örgütü üzerinden sahnelenen oyunu görmektedir.