Rıhtım, Beyazıt'taki Maliye arşivlerinde bulunan Osmanlı'nın geçmişine dair önemli belgelerin imha edilmesiyle başlayan süreci şöyle anlattı: "Beyazıt'taki Maliye arşivleri, Osmanlı'nın geçmişine dair önemli kaynaklar içeriyordu. Bu belgeler, işçilere kamyonlara yüklettirilerek Seka'ya gönderildi."

Bulgaristan konsolosu veya askeri ataşesinin bu durumu fark ederek ülkesine haber verdiği ve arşivleri satın almak istediğini bildirdiğini belirten Rıhtım, şöyle devam etti: "Bulgar yetkililer, Osmanlı arşivlerinin imha edildiğini görünce harekete geçip bunları satın almak istedi. Çok cüzi bir fiyata anlaştılar ve belgeler, kamyonlara doldurularak Sirkeci garına götürüldü. Oradan da trenlerle Bulgaristan'a ulaştırıldı."

Konyalı tarihçi İbrahim Hakkı'nın ise bu olayı tesadüfen öğrendiğini aktaran Rıhtım, "İbrahim Hakkı, buradan geçerken yol üzerindeki kamyonlarda kağıtları görüyor ve bunların arşiv belgeleri olduğunu fark ediyor. Hemen telefon açıyor, soruşturuyor ve sonunda gazeteye yazı yazarak yetkilileri uyarıyor" dedi.

Yok Edilen Tarihimiz - İbrahim Hakkı Konyalı - 1000Kitap

Ancak olaya rağmen arşivlerin satışının engellenemediğini vurgulayan Rıhtım, yaşananları şöyle özetledi: "İbrahim Hakkı'nın girişimleri sonucu İnönü, satış işlemini durdurmak zorunda kalıyor. Fakat giden gidiyor. Ne kadar gittiği tam olarak bilinmiyor, 150 vagon civarında belge gönderildiği tahmin ediliyor. Ben orada, bunu tespit etmeye çalıştım."

Rıhtım, satılmayan belgelerin akıbetini ise Yusuf Kerim amcasından öğrendiğini belirterek, "Yusuf Kerim amcama sordum, o da yazar bir insan. Bana, bu belgelerin Kiril Metodiy Kütüphanesi'ndeki arşivde olduğunu söyledi. Kendisi orada paleografi ve kaligrafi dersleri vermiş. Oradaki arşivde depoda, bu belgelerden çeviriler yapmış. Ben de o depoya gitmek ve belgeleri incelemek istediğimi söyledim."

Bulgaristan Kütüphanesi'nin müdürüyle tanıştığını ve kendisine kataloglar gösterildiğini anlatan Rıhtım, "Bana istediğimi seçip oradan çalışabileceğimi söyledi. Çünkü resmi belgeler olduğu için izin gerekiyordu. Ben de o arşivde günlerimi geçirdim ve belgeleri inceledim. Aynı zamanda katalog bilgileri de vardı. 1 milyon civarında belgenin olduğunu gördüm" şeklinde konuştu.

Ekrem Buğra Ekinci - OKKASI 3 KURUŞA BULGARİSTAN'A SATILAN OSMANLI ARŞİVİ

Rıhtım, yaşanan olayların Türkiye'ye yansımalarını ise şöyle değerlendirdi: "Satış durdurulunca Türk hükümeti, Bulgaristan hükümetine müracaat ederek bir yanlışlık olduğunu ve belgeleri tekrar göndermelerini istemiş. Onlar da biraz oyalamışlar, birkaç sene oyalamışlar. O dönem içerisinde kaba bir tasnif yapmışlar. İşe yaramayacak kağıtlara falan böyle üç torbaya toplamışlar veya üç dört torbanın içerisine koymuşlar. Ve göndermişler, buyurun demişler, bizden aldığınız belgeler bunlardır demişler."

Londra'da 'bomba' paniği! Londra'da 'bomba' paniği!

Bulgaristan'ın iade ettiği torbalarda hiçbir belge olmadığını belirten Rıhtım, İbrahim Hakkı'nın yaşadığı ikinci bir trajediyi de anlattı. Hakkı, satışın durdurulmasıyla rahatlamış ancak yıllar sonra kalan belgelerin akıbetini merak edip araştırmış. Sonunda bu belgelerin de Seka'ya gönderilip imha edildiğini öğrenince büyük bir pişmanlık duymuş. Çünkü Bulgaristan'a satılan belgelerin bir kısmı daha sonra Türkiye tarafından satın alınarak geri getirilmişti.

Rıhtım, Azerbaycan arşivlerinde yaptığı araştırmalar sırasında, Bulgaristan'ın elinde 1 milyon civarında Osmanlı belgesi olduğunu tespit ettiğini belirtti. Bu belgelerin Bulgaristan tarihiyle ilgili 30 ciltlik bir külliyat oluşturduğunu ve titizlikle tasnif edildiğini söyledi.

Prof. Dr. Mehmet Rıhtım'ın çarpıcı açıklamaları, Osmanlı arşivlerine yönelik ihmalleri bir kez daha gözler önüne serdi.