BM misyonunu yitirdi!
BM'nin İsrail'in apartheid rejimini destekler pozisyonda olması, Gazze'deki soykırıma karşı hiçbir adım atmaması, savunmasız sivilleri korumaya yönelik hiçbir şey yapamaması Birleşmiş Milletler'in misyonunu kaybettiğini ve dünya genelinde insan hakları söyleminin güvenilirliğini yitirdiğini gösteriyor.
İkiyüzlü kınama!
BM Sözcüsü Florencia Soto Nino, Gazze'deki sağlık tesislerine yönelik saldırıları kınayarak Kemal Advan Hastanesinin kullanılamaz hale geldiğini ve tıbbi hizmetlerin sağlanamadığını vurguladı. BM, tahliye edilen hastalardan 4'ünün ve hastane müdürü Dr. Hüsam Ebu Safiyye’nin işgalci İsrail tarafından gözaltına alındığını açıkladı. Yetkililer, Ebu Safiyye’nin serbest bırakılması için çalışmaların sürdüğünü belirtti.
BM'nin varlık şartı: İsrail
BM’nin kuruluş sürecinde 1947 yılında aldığı Filistin'i bölme kararı, işgalci İsrail devletinin temellerini atmasına yardımcı oldu. Bu kararla birlikte işgalci İsrail ile daima işbirliği içinde olan BM, Filistin halkının büyük bir kısmının topraklarından sürülmesine yol açmış ve Yahudilerin işgal politikalarına meşruiyet kazandırdı.
Yahudilerin çıkarlarına ve bölgeyi kan gölüne döndürmesine hizmet eden BM, ikiyüzlü açıklamalarıyla soykırıma olan ortaklığını da gizlemeye, saman altından su yürütmeye çalışıyor.
"İsrail'in BM çatısı altında yer alabilmesi utanç vesilesi!
Farklı tarihlerde BM'nin yetersizliğine ve adeta İsrail'in koruması haline geldiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan şunları söylemişti:
Filistin'de soykırım yapmış bir suçlunun Birleşmiş Milletler çatısı altında yer alabilmesi gerçekten bir utanç vesilesidir. Bu, vahşice katledilen bebeklerin, çocukların, annelerin, babaların Birleşmiş Milletler görevlilerinin, gazetecilerin ve daha nicelerinin hatıralarına ihanettir. Dün, bizim Birleşmiş Milletler Genel Kurulu konuşmamızın akabinde İsrail delegasyonunun tavırlarına dikkat ettiyseniz, çok garip bir tavır içindeydiler. Çünkü kendilerini savunacak halleri yok. Duruşları zaten bunu gösteriyor. Bu nedenle biz herkesi tarihin doğru tarafında durmaya çağırdık ve çağırıyoruz. Mazlumla zalimi, katille maktulü ayıramayan ve her birine hak ettiği muameleyi yapamayan bir düzen, çürümeye yüz tutmuş demektir. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu ya o katile hak ettiği gibi davranır ya da bu utanç verici durum Birleşmiş Milletler tarihine bir kara leke olarak geçer. Birleşmiş Milletler, savaşları önleme misyonunu yerine getiremeyen, kimseye söz dinletemeyen, kendi görevlilerini dahi koruyamayan ve onları öldüren İsrail'den hesap soramayan bir pozisyondadır.Birleşmiş Milletler, güçlünün haklı olduğu bir düzene bekçilik yapan bir yapıya dönüşmüş ve işlevselliğini yitirmiş durumdadır.
"BM güvenlik konseyi iflas etti"
Tüm insanlığın vicdanını sızlatan savaşlar, doğal felaketler ve zulümler karşısında uluslararası kuruluşlar iflas etti. Bunun en başında BM Güvenlik Konseyi geliyor. Güvenlik Konseyi 193 ülkenin hak, hukuk kaygılarını gözetmek yerine sadece 5 daimi üyenin çıkarlarını önceleyen ve bu 5 ülkeye hizmet eden elitist yapıya dönüşmüştür.
"İsrail'i koruma ve kollama konseyi!"
70'i aşkın basın mensubu Gazze'de ne yazık ki ebediyete yürüdü. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nden ise zaten bir umudumuz, beklentimiz kalmadı. Görevi küresel barışı ve istikrarı korumak olan Güvenlik Konseyi 7 Ekim'den bu yana İsrail'i koruma ve kollama konseyine dönüştü. Ne çatışmalar bir an önce dursun diyen 121 ülkenin iradesi ne Birleşmiş Milletler Genel Sekreterinin çabaları ne de geçici üyelerin gayretleri Güvenlik Konseyi'nin daimi üyelerini harekete geçirmeye yetmedi. Dün gece yapılan oylamayı Amerika'nın vetosu nedeniyle yine ateşkes kararı çıkmadı. Aralarında daimi üyelerin de olduğu 13 ülkenin tasarıya evet oyu vermesine rağmen maalesef sonuç değişmedi. Dünyanın 5'ten büyük olduğu gerçeği bir kez daha görülmüş oldu. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi reformu edilmesi olmazsa olmaz şarttır. Bu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ile insanlığın bir yere varması mümkün değil. Bunu sadece burada konuşmuyoruz. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda da bu ifadeleri aynan kullanan bir lider olarak söylüyorum.