5 Temmuz 1993’de Türkiye'de tarihin en karanlık günlerinden biri olan Başbağlar Katliamı, tarihi olarak Müslüman Anadolu insanına karşı gerçekleşmiş en büyük katliamlardan biridir.

5 Temmuz Pazartesi akşamı 20.00'de başlayan katliam saat 22.00'ye kadar sürdü. Köyün giriş çıkışları tutuldu, telefonlar kesildi. Gece 01.00 sularında Başpınar Jandarma Karakolu'na haber verildiği halde ihbara itibar edilmedi. Sabah 05.00 sıralarında komşu köye sığınan bir vatandaşın, İstanbul'daki oğlunu, oğlunun da Kemaliye Kaymakamını aramasıyla devlet olaydan haberdar oldu.

Erkekleri kurşuna dizdiler

Ezanın okunduğu sırada camiye giren PKK’lılar cemaati zorla dışarı çıkardı. 1,5 saat örgüt propagandası yaptıktan sonra tüm erkekler kurşuna dizildi, burada 29 kişi şehadete erişti. Daha sonra köy ateşe verildi ve 214 ev, köy okulu, köy camii, halkevi yakıldı. Yakılan evlerde saklanan 1'i kadın 4 kişi de yanarak şehid oldu.

Köylülerin kendi imkânları ile yaptırdığı okul, cami, köy odaları, imam evi, mahalle odaları, öğretmen lojmanı, yüzlerce hayvan; lav silahları, el bombaları, dinamit ve yanıcı kimyasallarla yakıldı.

33 kişinin şehadetiyle sonuçlanan Başbağlar katliamını yapan zihniyet belliydi ve 2 Temmuz'da Madımak'a misillemede bulunulduğu son derece aşikârdı. Çünkü köylüleri meydanda toplayıp 1,5 saat propaganda yapan ve halkı kurşuna dizen katiller, "Sivas'ın intikamı alındı." diyorlardı.

Madımak olayının intikamı

PKK tarafından gerçekleştirilen ve Madımak olayının intikamı olarak gösterilen olayda, İsa kod adlı teröristin yönettiği 100 kişilik bir grup, Başbağlar köyüne baskın düzenledi. Saldırganlar ilk olarak köyün telefon ve elektrik hatlarını keserek iletişimi kesti. Akşam ezanını yarım bıraktıran PKK’lılar, köyün erkeklerini meydanda toplayarak acımasızca kurşuna dizdi. Ardından köyü ateşe veren PKK'lılar, 33 kişinin ölümüne, 3 kişinin de yaralanmasına sebep oldu. Saldırıda çok sayıda ev ve iş yeri de yakılarak kullanılamaz hale getirildi.

“Burada bir soykırım yaşandı”

Yaşanan katliamdan yaralı kurtulan Başbağlar köyü eski muhtarı Ali Akarpınar, "Burada bir soykırım yaşandı. Katliamdan ben de yaralı kurtuldum. 28 sivilin yanı sıra burada evleri, hatta evlerin içindeki 5 köylümüzü yakarak katledenler vahşetin adını Başbağlar koydular" dedi.

Başbağlar Köyü Güzelleştirme ve Kalkındırma Derneği Başkanı Mehmet Ali Dikkaya, “5 Temmuz akşam saat 20.00’da başlayan PKK’lıların eylemleri saat 22.00’ye kadar devam etti. Tabi teröristler dört koldan köyü basmışlar, telefonları kesmişler, giriş-çıkışları tutmuşlar, evleri talan edip ne var ne yok ziynet eşyalarına varana kadar hepsini almışlar götürmüşler” dedi.

Aralarında kadınların da olduğu 5 kişi de sığındıkları evlerin ateşe verilmesiyle yakılarak öldürülmüştü. Köydeki evlerin büyük bölümü, köy okulu, köy camisi ve halkevi de ateşe verilmişti. Saldırı sırasında, köyün telefon ve elektrik hatları kesilmişti.

Almanya'ya Siyonist destekçisinden saldırı Almanya'ya Siyonist destekçisinden saldırı

Başbağlar Katliamı 31 Yıl

Bu insanlık suçunun hesabı sorulmadı!

Aradan uzun zaman geçmesine rağmen katliam, failleri noktasında hukuki olarak aydınlatılamamış, katiller hak ettikleri cezaya çarptırılmamış, katliamın acısı kalplerde yara olarak kalmıştır. Katliamın aydınlatılması, sadece gerçeklerin ortaya çıkması için değil, toplumsal barış ve adaletin tesis edilmesi için de gereklidir.

Mağdurlar anlatıyor: Acımız hala taze

Katliamdan sağ kurtulanlar, olayın üzerinden 31 yıl geçmesine rağmen acılarının hala taze olduğunu belirtiyor. Olay sırasında 11 yaşında olan İsa Parto, "Babaannemle evdeyken teröristler geldi ve bizi dışarı çıkardı. Köyü ateşe verdiler. Dereye gittiğimizde babamı, dedemi ve akrabalarımı ölmüş buldum" diyerek yaşadığı dehşet dolu anları anlattı. Bir diğer mağdur Hafize Çelik Parto ise "Bize 'Allah'ınız varsa gelsin sizi kurtarsın' dediler. Arkadaşına 'Şaban ölmedi, birkaç tane daha sık' diye bağırdı. Sonra da evimizi yaktılar" sözleriyle katliamın vahşetini gözler önüne serdi.

Başbağlar adalet bekliyor?

Başbağlar katliamı, Türkiye'nin tarihinde kara bir leke olarak duruyor. Katliamda yakınlarını kaybedenler olayın tam olarak aydınlatılmasını ve sorumluların cezalandırılmasıyla acılarının bir nebze olsun hafiflemesini umuyor!

Azmettiriciler ve gerçek faillerin ortaya çıkması için çalışılmadıkça, Başbağlar katliamı davası akim kalmaya mahkûm olacaktır.