Dünyada yaygın hâle gelmeye başlayan bir sapkınlığın, Türkiye’de de geniş kitlelere ulaştığına dâir manipülasyonlar yapılıyor son bir kaç senedir. Bu propagandanın yanı sıra, yabancı menşeli vakıflar, içerideki yabancılaşmış vakıf ve müesseselerle ortaklaşa faaliyetler yürüterek bu sapkınlığı yaygınlaştırmak adına gençlerin zihnini allak bullak etmeye çalışıyorlar. Bu sapkınlığın adı LGBTİ; yani kadın ve erkekten müteşekkil olan ve insan denen varlığa fıtrata aykırı bir biçimde üçüncü cinsi ekleme çabası... Daha açık ifadeyle homoseksüellik! Bunun biyolojik ve normal bir durum olduğu iddiası sürekli işlenerek, bu sapkınlığın toplum tarafından kanıksanmasını sağlamaya çalışıyorlar.

Global bir proje kapsamında yürütülen bu faaliyetin Türkiye’deki en önemli distribütörü ise tabiî ki, kurulduğu günden bu zamana Müslüman Anadolu halkının faydasına hiç bir şey yapmayan, tek gayesi Müslüman halkı efendileri namına sömürgeleştirmek, ezmek, dinine ve imanına saldırarak yozlaştırmak olan Cumhuriyet Halk Partisi tabelalı küfür müessesesidir. 1923 yılında Batıcı elitlerin gerçekleştirdiği bir darbeyle Türkiye’de idareyi ele alan Kemalizm ve onun müesseseleşmiş hâli CHP, 31 Mart Yerel Seçimleri’nde çıkardığı adayların profilleriyle “muhafazakâr”lara göz kırpmasına mukabil, İslâm ve Müslümanlar ile uzaktan yakından alâkası olmadığını bir kez daha ortaya koydu; biz zaten biliyorduk da, bu hafta yaşananlar bunu idrak etmekten aciz Müslümanlara (!) da bir ihtar olmuştur diye ümid ediyoruz.

CHP, en başta tek gayesi Batılı efendileri adına Müslümanlığa ve Müslüman millete düşmanlık etmek olan bir emperyalist maşasıdır. Bu yüzden darbecidir, bu yüzden halk düşmanıdır, bu yüzden Türk ve Kürt düşmanıdır. Şimdi bir de homoseksüelliği bünyesinde barındırdığı aşikâr olan bir şer odağıdır. CHP, ortadan kaldırılmadığı müddetçe memleketin felaha kavuşmayacağı bir küfür yuvasıdır. Üstad Necip Fazıl’ın da dediği gibi; CHP, Müslüman Anadolu halkının öncelikli imha hedefidir!

Bu parti görünümlü şer ocağına manen ve madden yanaşan her tür siyasi oluşum da milletimizin imha hedefidir, adı ve sıfatı ne olursa olsun. İster AKP’li fırıldak, ister İstanbul sözleşmesi adı altında ülkenin belki de tek sağlam kalmış kurumu olan ailenin temelini dinamitleyenler olsun, isterse de göstere göstere CHP adlı bu ifsad ocağına oyuyla destek veren sözde İslamcı parti veya cemaatler olsun.

Son İstanbul seçimleri, Müslümanların, CHP’nin varlık sebebini unuttuğunu göstermişti, biz de kapağımızdan bu mânâyı tekrar hatırlatıyor, CHP’nin LGBTİ’lilere verdiği desteğe atıfla “CHP’nin Varlık Sebebi: İslâm’a ve İnsana Düşmanlık!” diyoruz.

Kapak mevzumuzu Ömer Emre Akcebe, “Gazabın Kıyısındaki Gaflet Rahatlığı” başlıklı yazısında içinde yaşadığımız küresel buhrana dâir teşhislerde bulunuyor, Büyük Doğu-İbda dünya görüşüne nisbetle bir çözüm önerisi ortaya koyuyor.

Global cinsiyetsizleştirme projesinin kimler tarafından desteklendiğini ve projeyle neler amaçlandığını Araştırmacı-Yazar Murat Akan’a sorarken; “CHP deyince ne anlaşılması gerekiyor?” sualini de bir yazısından hareketle Gazeteci-Yazar Resul Tosun’a yönelttik.

Ayrıca dergimizin orta sayfasında CHP’nin ne mânâya geldiğini hatırlatmak babında, Üstad Necip Fazıl’dan ibretlik pasajları sizlerle paylaşıyoruz.

Kerim Bozdağ, “Vicdansız Muhafız!” başlıklı yazısında “Türkiye’nin Çernobil’i ‘Kemalizm’ adı altında pompalanan ne idüğü belirsiz sapkın ideoloji’dir.” diyor ve Türkiye’deki tüm sapkınlıkların bu ideolojiden doğduğunu belirtiyor.

M. Taha İnci, "LGBT’nin Türkiye’de Gelişimi ve Sapkınlığı" başlıklı araştırma yazısında LGBTİ’nin dünyada yaygınlaşmasına ve Türkiye’de kimler tarafından fonlanıp desteklendiğine değiniyor.

Esasında tüm bu tartışmaların merkezinde aile müessesesi var; bu sapkınlıklar aile müessesesinin temeline dinamit koyuyor. Bahattin Yeşiloğlu, “İnsanî Hakikatte Buluşalım” başlıklı yazısında aile müessesesinden ve onu meydana getiren erkek ile kadının birbiriyle olan münasebetlerinden bahsediyor.
***
Bu haftanın önemli hadiselerinden birisi de, Suriyeli mültecilere yönelik İstanbul’un çeşitli ilçelerinde girişilen provokatif saldırılardı; bu meseleyi Gazeteci-Yazar Yılmaz Bilgen ile konuştuk.
***
Çakal Carlos (Salim Muhammed), “50 Milyar Dolara Filistin Davası” başlıklı yazısında “Yüzyılın Anlaşması” olarak adlandırılan Filistin davasını bitirme plânından ve bu plân çerçevesinde Bahreyn’de gerçekleştirilen ekonomi zirvesinden bahsediyor.
***
Osman Temiz’in “Abdülhakîm Koltuğu Sembolü Çevresinden” başlıklı yazısı ikinci bölümüyle devam ediyor.
***
Dergimizde ayrıca sizler için derleyip yorumladığımız haberleri de bulabileceksiniz.

Gelecek sayımızda görüşmek dileğiyle.

Allah’a emanet olun.