Ruhsatsız maden ocağında çalışan ve cenazesi yakılmış halde bulunan Afganistanlı Vezir Mohammad Nourtani’nin ölümüne ilişkin açılan davanın duruşması yarın (18 Eylül) Zonguldak 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek.

MADEN OCAĞI SAHİBİ MHP’Lİ BELEDİYE BAŞKANI GÜLEREK “YAKTIK BİZ ONU” DEDİ

10 Kasım 2023'te Kirat Mahallesi Koca Osman Sokak'tan geçenler, ormanda yanmış cesedi fark edip, ihbarda bulundu. Gelen ekipler tarafından, benzin dökülerek yakıldığı belirlenen ceset, otopsi için Atatürk Devlet Hastanesinin morguna götürüldü. Cesedin kaçak olarak işletilen maden ocağında çalışan 3 çocuk babası Afganistanlı 50 yaşındaki Vezir Mohammad Nourtani'ye ait olduğu belirlendi.

Otopside Nourtani'nin 9 Kasım'da öldüğü tespit edilirken, ailesinin 10 Kasım sabahı kayıp başvurusunda bulunduğu öğrenildi. Nourtani, ocakta kaçak çalışırken yaşadığı iş kazası sonrası baygınlık geçirmişti.

Hakan Körnöş (46), Enver Gideroğlu (34) ve Körnöş'ün kuzeni Ahmet Aydın (52), kaçak çalıştırılan Vezir Mohammed Nourtani hastaneye götürmemeye karar verdiler. Gerekçe olarak ise olayın duyulması durumunda maden ocağının kapanmasından korktuklarını öne sürdüler.

Mohammad Nourtani’yi yakarak katleden patronu Hakan Körnüş, eski MHP Gelik Belde Başkanı.

MHP, Zonguldak’ta işçi Vezir Mohammad Nourtani’yi yakan 3 isimden biri olan ocak sahibi MHP Gelik Belde Başkanı Hakan Körnöş'ün 'olaydan kısa bir süre önce görevden alındığını' öne sürdü.

Sanıklardan Alaattin Çayırlı ifadesinde, Hakan Körnöş'ün "Bu adamın kimliği yok, zaten Afgan, yakalım" dediğini belirtti. Ayrıca, ertesi gün Hakan'ı arayıp ne yaptıklarını sorduğunda, Körnöş'ün gülerek "Yaktık biz onu" cevabını verdiğini aktardı.

MADEN İŞÇİSİ GÖÇMENİN BÖBREĞİNİN ÇALINMIŞ OLABİLECEĞİ İDDİASI

Yakılarak öldürülen Nourtani'nin sol böbreği bulunamadı. Adli Tıp İhtisas Kurulu raporunda, madencinin cesedinin bazı kısımlarının kömürleşecek kadar yandığı belirtilerek, “İleri derece yanık nedeniyle mide, sol böbrek, pankreas ve bağırsaklar tefrik edilemedi” ifadeleri yer aldı.

Soruşturma aşamasında madencinin eşi Kamergul Maliki’nin savcılık ifadesinde eşine bir telefon konuşmasında böbreğine karşılık 20 bin dolar teklif edildiğini duyduğunu anlattı. Bu kapsamda tutuklu bulunan kaçak ocak sahiplerinden Enver Gideroğlu’nun böbrek hastası olduğu belirlenen babası, kolluk kuvvetleri eşliğinde hastaneye getirilerek muayene ettirildi. Gideroğlu’nun babasında böbrek ameliyatı izine rastlanılmadığı öğrenildi.

Avukat Kerim Bahadır Şeker, “Bu böbrek bulunmadan bir şekilde merdiven altında mı nakli yapıldı, kime yapıldı? Bunun tespitinin yapılması lazım” dedi.

KURUYEMİŞ VE ALKOL ALARAK KUTLAMA YAPTILAR

Hakan Körnöş, Enver Gideroğlu ve Ahmet Aydın, Nourtani’yi yakmadan önce alkol ve kuruyemiş aldı. Yakma planı sırasında "üç şişe alkol" alındığı mahkeme tutanaklarına geçti.

Koç Üniversitesi Hastanesi Adli Tıp bölümünün hazırladığı otopsi raporunda, Nourtani’nin ölmeden önce yakılmış olabileceği belirtildi.

Raporda şu ifadeler yer aldı: “Ciğerlerde hasar ve is bulunmadığı için madenci yaşarken yakılmış olabilir. Ancak ceset çok fazla yandığı için kesin bir sonuca varmak zor. Önceki raporda ‘Öldükten sonra yakıldığı’ ifadesi kesin olarak söylenemez”

NOURTANİ’NİN AİLESİNİN KİMLİKLERİ İPTAL EDİLDİ

Ayrıca Nourtani ailesinin ülkelerinde Taliban rejimi nedeniyle can güvenliği olmadıkları gerekçesiyle kaçak olarak geldikleri Türkiye’de yaptıkları uluslararası koruma başvurusu, Zonguldak İdare Mahkemesi tarafından reddedildi.

KARAR’a konuşan Şeker, davaya ilişkin önemli detayları paylaştı:

“Koç Üniversitesi Hastanesi Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’nın mütalaasında dikkat çekici noktalar var. İlk olarak, madencinin diri diri yakıldığına ilişkin bir değerlendirme mevcut.

Şöyle diyorlar: ‘Ciğerlerde hasar ve is bulunmadığı için madenci diri diri yakılmış olabilir. Ancak kesin olarak söyleyemeyiz çünkü ceset aşırı derecede yanmış.”

Bu nedenle yakılma ihtimali, yakılmama ihtimalinden daha yüksek görünüyor. Oran verecek olursam, yüzde 85'e yüzde15 gibi bir fark var."

BAYGIN HALDE DIŞARI ÇIKARILIP CANLI BİR ŞEKİLDE YAKILDI

"İkinci olarak, dosya kapsamında Nourtani’nin kırıklarıyla ilgili de bazı önemli durumlar var. Madencinin bacaklarındaki kırıkların vagon çarpmasına tekabül etmeyeceği belirtiliyor. Ayrıca, simetrik kırıklar dışında boyun bölgesinde bası izleri, asfiksi (nefessiz kalma) sonucu oluşan kanamalardan bahsediliyor.

Buradan yola çıkarak, maden içerisinde iş kazasından ziyade boğulmaya bağlı bir boyun kırılması olduğu ve madencinin baygın halde dışarı çıkarılıp canlı bir şekilde yakıldığı değerlendiriliyor.

Terörist İsrail, Nusayrat Mülteci Kampına saldırdı Terörist İsrail, Nusayrat Mülteci Kampına saldırdı

Nourtani, nefes alır vaziyetteyken, bilinci kapalı halde bulunuyor. Bu esnada sanıklar fıstık ve alkolle (viski, votka) eğleniyor. Sonrasında madenciyi diri diri yakmaya karar veriyorlar.

Eray’a verilen görev de önemli. Eray, kendisinin madende sıradan bir çalışan olduğunu iddia ediyor ancak kamera kayıtlarında kameralara zarar verdiği, vura vura kırdığı tespit edildi. Dolayısıyla Eray’ın da bu suçta kasıtlı olarak yer aldığı ve adam öldürmeye iştirak ettiği görülüyor. Eray’ın da bu adamlarla birlikte hareket ettiği ve kastî öldürmeye katıldığı değerlendirilmekte.

Mezar açılma işlemi gerçekleştirilip kemikler incelenebilir. Şüpheli kemik kırıkları mevcut ve biz bu durumu raporumuzda net bir şekilde ortaya koyduk. Dosyadaki bulgular, neredeyse tüm şüpheleri ortadan kaldıracak nitelikte.

Afgan madenci ülkeye giriş yaptığında, maden işçisi olarak çalışması söylenmiş. Zonguldak'ta madenlerde kaçak olarak çalışmaya zorlanmış. Kendi ülkesinde madenci olmamasına rağmen burada maden işçiliğine yönlendirilmiş. Bu, ailesine bakabilmek için rahat bir para kazanma umuduyla burayı seçmiş olmasından kaynaklanıyor.

Davanın sonuçlanıp suçlular kanun önünde hesap verene kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu davanın peşini bırakmayacağız.”

Karar