Sonuçları geçen yıl açıklanan bir ABD istihbarat soruşturması, ilk kez 2016 yılında Küba'nın başkenti Havana'daki ABD elçilik yetkilileri tarafından rapor edilen hastalıktan yabancı bir düşmanın sorumlu olmasının ‘pek olası olmadığı’ sonucuna varmıştı.
Ancak Letonya'nın başkenti Riga merkezli Rusya odaklı araştırmacı medya grubu Insider, Rusya'nın 29155 olarak bilinen askeri istihbarat birimi üyelerinin, ABD personelinin karıştığı bildirilen sağlık olaylarında olay yerinde olduğunu bildirdi.
Reuters'in haberine göre Insider'ın 60 Minutes ve Alman Der Spiegel dergisiyle iş birliği içinde bir yıl boyunca yürüttüğü soruşturmada, 29155'in üst düzey üyelerinin ‘öldürücü olmayan akustik silahların’ geliştirilmesiyle ilgili çalışmalarından dolayı ödül ve terfiler aldığı bildirildi.
Rusya daha önce konuyla herhangi bir ilgisi olduğunu reddetmişti.
Hastalığın belirtileri arasında migren, mide bulantısı, hafıza bozukluğu ve baş dönmesi yer alıyor.
Insider raporunda Havana Sendromu’nun ilk vakasının 2016'dan önce meydana gelmiş olabileceği belirtildi.
Raporda, “İki yıl önce Almanya'nın Frankfurt kentinde, oradaki konsoloslukta çalışan bir ABD hükümeti çalışanının güçlü bir enerji ışınına benzeyen bir şey tarafından bayıltıldığı bir saldırı olmuş olabilir” ifadesi yer aldı.
Kremlin yalanladı
Kremlin bugün (pazartesi) bu haberi yalanladı. Reuters'ın haberine göre Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, böyle bir varsayımı destekleyecek hiçbir kanıtın kesinlikle bulunmadığını belirterek medyadaki suçlamaların asılsız olduğunu söyledi.
ABD Kongresi 2021 yılında Dışişleri Bakanlığı, CIA ve diğer ABD devlet kurumlarının görevdeyken hastalanan çalışanlarına ve ailelerine ödeme yapmasına olanak tanıyan Havana Yasası’nı kabul etmişti.
HAVANA SENDROMU
Adını, ortaya çıktığı Küba'nın başkenti Havana'dan alan gizemli hastalık, ilk olarak 2016-2017 yıllarında Küba'da görev yapan Kanadalı ve Amerikalı diplomatlar ile ailelerinde görülmüştü.
Ülkedeki diplomatik personel ve aileleri, baş dönmesi, denge ve duyma kaybı, anksiyete ve "bilişsel sis" diye nitelendirdikleri semptomları bildirmeye başlamıştı. Bu kişiler, bir anda çevredekilerin duymadığı şekilde gürültüler duyduklarını ve ardından baskı ve titreme hissettiklerini belirtmişti.
Kanada'nın Havana Büyükelçiliğinde görevli personelin, 2017 ilkbaharında baş dönmesi ve baş ağrısı gibi şikayetlerle bildirdiği gizemli rahatsızlığa "Havana Sendromu" denmişti.
Daha sonra ABD'nin Küba'daki büyükelçiliğinde görevli 21 kişide de benzer şikayetler görülmüş, Washington yönetimi, Eylül 2017'de ülkede ikinci derecedeki personelinin büyük bölümünü geri çekmişti.
Küba hükümeti, ülkede görevli Amerikalı diplomatların maruz kaldığı öne sürülen gizemli sonik saldırı iddialarının gerçeği yansıtmadığını açıklamıştı.
Sonraki yıllarda, Kolombiya'nın Bogota ve Avusturya'nın Viyana kentlerinde de en az 60 olay da dahil olmak üzere dünyanın dört bir yanında benzer vakalar rapor edilmişti.
ABD istihbarat birimleri, 2 Mart 2023'te, "Havana Sendromu vakaları ile dış güçlerin ilişkilendirilemediği" yönünde medyaya açıklamalarda bulunmuştu.Demokratlar arasında Biden yönetiminin, 7 Ekim'de Hamas tarafından düzenlenen saldırının ardından Başkan Joe Biden'ın talimatıyla genişletilen İsrail'le istihbarat paylaşımı uygulamasını sürdürmesine ilişkin endişeler de artıyor.
CNN'e konuşan bazı kaynaklar, bu istihbarat desteğinin bir kısmının İsrail'in rehinelerin yerini tespit etmek için kullanacağı ham istihbarat şeklinde olduğunu, ancak Hamas hedeflerini belirlemek için de kullanılabileceğini söyledi. Yetkililer, Hamas savaşçılarının genellikle sivil bölgelere yerleştirildiğini söyledi.
Bu arada giderek artan sayıda ABD'li diplomat, yönetimin İsrail'in devam eden savaşa yaklaşımını değiştirmek için elindeki kozu kullanma konusundaki isteksizliği karşısında hayal kırıklığına uğruyor.
CNN'e konuşan ve adının açıklanmasını istemeyen bir ABD'li diplomat "İsrail politikası konusunda yönetim içinde yaşanan hayal kırıklıklarına dair duyduklarınız gerçek" dedi. "Bizden sahada gördüklerimizi görmezden gelecek şekilde hareket etmemiz isteniyor."
Diplomatlar CNN'e verdikleri demeçte ayrıca ABD yönetiminin geçen hafta BM 'de Gazze'de acil ateşkes çağrısı yapan bir kararın oylanmasında çekimser kalmasını önemsiz gösterme çabalarından da hayal kırıklığına uğradıklarını söylediler. Bu diplomatlara göre İsrail'e cesur bir mesaj olabilecek karar, ABD'nin kararın bağlayıcı olmadığı ve mevcut ABD politikasıyla tutarlı olduğu konusunda ısrar etmesiyle sulandırıldı.
Bu hoşnutsuz diplomatlar, ABD'nin kanlı çatışmaları azaltmaya yardımcı olmak için İsrail'e gelecekteki silah satışlarını tehdit ettiğini görmek istediklerini söylediler, ancak önerilen F-15 ve hassas güdümlü mühimmat satışları, yönetimin yakın zamanda askeri yardımı kısıtlamayı planlamadığını gösteriyor.