Yargıtay 3. Ceza Dairesinin, Türkiye İşçi Partisinden (TİP) milletvekili seçilen Gezi Parkı davası hükümlüsü Can Atalay hakkında ihlal kararı veren Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında yaptığı suç duyurusuyla ilgili Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nda bir savcı görevlendirildi.
Yargıtay 3. Ceza Dairesinin, Atalay hakkında ihlal kararı veren 9 Anayasa Mahkemesi üyesi hakkındaki suç duyurusuyla ilgili süreç işliyor.
AA'nın aktardığı habere göre, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararına uyulmamasına ve bu kararı veren üyeler hakkında suç duyurusunda bulunulmasına karar veren Yargıtay 3. Ceza Dairesi, suç duyurusu dilekçesini Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdi.
SAVCI MEVZUAT İNCELEMESİ YAPACAK
Başsavcılıkta konuyla ilgili bir savcı görevlendirildi. Savcı mevzuat çalışması yaparak, Başsavcı Bekir Şahin'e sunacak. Başsavcı Şahin'in incelemesinin ardından mevzuat gereği dilekçeyi Anayasa Mahkemesine sunması bekleniyor.
16. MADDEDEKİ PROSEDÜR NASIL İŞLEYECEK?
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un, "Başkan ve üyeler hakkında inceleme ve soruşturma"yı düzenleyen 16. maddesindeki prosedürü işletecek.
Kanunun 16. maddesi, Başkan ve üyelerin görevlerinden doğan suçları için soruşturma açılmasının Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu kararına bağlı olduğunu hüküm altına alıyor.
Buna göre, haklarında suç duyurusunda bulunulmasına karar verilen üyelerle ilgili soruşturma açılmasına yer olup olmadığının belirlenmesi konusunun Anayasa Mahkemesi Genel Kurulunda görüşülmesi gerekiyor. Ancak hakkında işlem yapılan üye veya üyeler görüşmeye katılamıyor.
Anayasa Mahkemesi Genel Kurulunun, başkan, iki başkanvekili dahil 15 üyesi bulunuyor.
Can Atalay hakkındaki ihlal kararı, Anayasa Mahkemesinin 9 üyesinin oy çokluğuyla alınmıştı. Çoğunluk görüşüne, 5 üye karşı oy kullanmış, bir üye ise karar günü Genel Kurula mazeret bildirerek katılmamıştı.
Genel Kurulun, Başkan veya başkanvekilinin başkanlığında en az 10 üye ile toplanması gerekiyor. Genel Kurul salt çoğunlukla karar alıyor.
Ne olmuştu?
Can Atalay, Gezi Parkı davasında 18 yıl hapse mahkum edildikten sonra 14 Mayıs'ta yapılan 28. Dönem Milletvekili Genel Seçiminde TİP'ten milletvekili seçilmişti. Atalay'ın, "milletvekili seçilmesi nedeniyle hakkındaki yargılamanın durması ve tahliye edilmesi" talebiyle yaptığı başvuru, Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nce reddedilmişti. Milletvekili seçilerek yasama dokunulmazlığı kazandığı gerekçesiyle yargılamada durma kararı verilmesi talebinin reddedilerek yargılamaya devam edilmesi nedeniyle "seçilme ve siyasi faaliyette bulunma" hakkının, tahliye talebinin reddedilmesi nedeniyle de "kişi hürriyeti ve güvenliği" hakkının ihlal edildiği ileri sürülerek Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru yapılmıştı.
Sürecin devam ettiği sırada Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Can Atalay'a verilen 18 yıl hapis cezasını onamıştı. AYM de başvuruyu kabul ederek oy çokluğuyla 25 Ekim'de Can Atalay'ın "seçilme hakkı" ile "kişi hürriyeti ve güvenliği" haklarının ihlal edildiğine hükmetmişti. AYM'nin kısa kararı Gezi davasına bakan ve hükmü veren İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmişti.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Türkiye işçi Partisi (TİP) Milletvekili Can Atalay için “hak ihlali” kararı vererek, tahliyesinin gerektiğine hükmeden Anayasa Mahkemesi (AYM) kararını değerlendirirken, tarihe geçecek bir hükme imza attı. Yargıtay, AYM kararına rağmen Atalay’ın tahliyesini reddederken, hak ihlali kararı veren Anayasa Mahkemesi üyelerinin yetkilerini aştığını belirtti. Yargıtay, AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunma kararı da aldı.