Esasında, Anadolu topraklarında işgalin Batı adına, Batıcılar eliyle sürdürülmesi üzerine kurgulanan Kemalist rejim, milletimizi ruh kökünden ve şanlı tarihinden kopartmak, İslâm’ı Anadolu topraklarından süpürmek maksadına matuf birçok adım attı. Müslüman ahaliye türlü zulmü reva görürken idrakleri iğdiş etti ve zihinlere İslâm düşmanlığını zerk etmek için elinden geleni yaptı. Hatta gavurun yapmadığını bu millete ve mukaddesata Kemalizm yaptı. Bunlardan biri de kutsal emanetlere yapılan büyük terbiyesizlik!
Yavuz Sultan Selim'in Mısır seferinin ardından İstanbul'a getirilen, "Kutsal Emanetler", 1926 senesinde Kemalist rejimin devlet büyükleri tarafından ahıra konuldu ve Peygamber Efendimizin hırkası giyilip alay edildi.
Bu hadiseyi tarihçi Said Alpsoy şöyle anlatıyor:
Recep Şükrü Apuhan'ın Öteki Menderes kitabının 31. sayfasında deniyor ki: 1926'da devlet büyükleri mübarek emanetleri görmek istiyorlar. Daireye giriyorlar, Peygamberimizin hırkasını giyiyorlar, amma da cüsseli adammış diyorlar, alay ediyorlar. Mübarek emanetleri Topkapı Sarayı'nın ahır kısmına naklediyorlar.
24 sene boyunca bu mübarek emanetleri ahırda duruyor.