Türkiye, Uluslararası Adalet Divanı'na (UAD) İsrail aleyhindeki Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'nin Gazze Şeridi'nde uygulanmasıyla ilgili müdahillik bildiriminde bulundu ve bu adımı atan 7. ülke oldu.

Türkiye'nin bu hamlesi, Gazze'deki soykırım karşısında hukuki ve ahlaki yükümlülüklerini vurgularken diğer devletler için de örnek teşkil ediyor.

Borrel, işgalci İsrail ile ilişkilerin askıya alınmasını önerdi Borrel, işgalci İsrail ile ilişkilerin askıya alınmasını önerdi

Türkiye'nin metni, Soykırım Sözleşmesi'nin belirli maddelerinin uygulanmasıyla ilgili güçlü bir yasal çerçeve sunuyor ve BM raporları ile UAD içtihatlarına dayandırılıyor. Ayrıca, Türkiye'nin 63. maddeye ek olarak 62. madde kapsamında da müdahil olma hakkını saklı tutması, davaya olan derin ilgisini gösteriyor.

Türkiye'nin bu adımı, uluslararası hukukun gelişimine katkıda bulunma potansiyeline sahip ve gelecekteki davalar için önemli bir referans olma özelliği taşıyor. Divan'ın, Türkiye’nin müdahillik talebine ilişkin kararını vermesi bekleniyor.

Türkiye'nin Uluslararası Adalet Divanı'ndaki (UAD) İsrail'e karşı açılan soykırım davasına müdahil olmasında öne çıkan hususlar şu şekilde:

1. Soykırım Sözleşmesi'ne Dayanarak Müdahil Olma Hakkı: Türkiye, Soykırım Sözleşmesi'nin tarafı olarak, UAD Statüsü'nün 63. maddesine dayanarak müdahil olma hakkını kullanıyor.

2. Metnin Rehber Niteliği: Türkiye’nin müdahillik metni, diğer ülkeler için örnek teşkil eden, içerik açısından güçlü ve başvuru yolları açısından zengin bir belge olarak dikkat çekiyor.

3. Gazze'deki Soykırımın Tespiti: Türkiye, metninde Gazze’deki soykırımın tespiti için UAD'nin önceki içtihatlarını ve BM raporlarını referans gösteriyor, soykırım kastının kanıtlanabileceğini belirtiyor. 

4. Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Yükümlülüğü: Metin, Soykırım Sözleşmesi'nin hem soykırımı önleme hem de cezalandırma yükümlülüğünü vurguluyor ve İsrail’in bu yükümlülükleri ihlal ettiğini savunuyor. 

5. İkili Müdahillik Stratejisi: Türkiye, UAD Statüsü'nün 62. maddesi kapsamında da müdahil olma hakkını saklı tutarak, ikili bir müdahillik stratejisi benimseyebileceğini belirtiyor. 

6. Soykırımın Devlet Sorumluluğu: Türkiye, İsrail'in soykırım suçuna karışanları engellememesi sebebiyle devlet sorumluluğuna hükmedilmesinin mümkün olduğunu savunuyor. 

7. Batılı Devletlerin Baskısına Karşı Durma: Türkiye, müdahillik başvurusuyla UAD’nin İsrail’in soykırımına karşı güçlü bir duruş sergilemesine ve olası siyasi baskılara direnmesine destek oluyor. 

8. Uluslararası Hukukun Gelişimine Katkı: Türkiye'nin metni, soykırımın önlenmesi ve cezalandırılması ile ilgili uluslararası hukukun gelişimine katkıda bulunmayı amaçlıyor.

9. Gelecekteki Davalar İçin Referans: Metin, Gazze’deki soykırım davasının ötesinde, gelecekteki benzer davalar için de değerli bir referans kaynağı oluşturuyor.

10. Divan'ın Kararı ve Süreç: Türkiye’nin müdahilliğine ilişkin kararın verilmesi için Divan, Güney Afrika ve İsrail’e yaklaşık 2 aylık bir süre tanıdı.

Dünya basınında geniş yankı buldu

Türkiye'nin Uluslararası Adalet Divanı'na (UAD) İsrail'e karşı açılan soykırım davasına müdahil olma başvurusu, dünya basınında geniş yankı buldu. El-Cezire, Reuters, Politico ve Alman NTV gibi önemli medya kuruluşları, Türkiye'nin bu adımını yakından takip etti. Türkiye'nin başvurusu, İsrail'in Gazze'deki eylemlerine karşı uluslararası baskının arttığını ve davanın güçlendiğini vurguladı.

Hamas memnun

Hamas, Türkiye'nin Uluslararası Adalet Divanı'nda (UAD) İsrail aleyhindeki soykırım davasına müdahil olma başvurusunu memnuniyetle karşılamıştı. Hamas, bu adımı Türkiye'nin Filistin halkına verdiği desteğin güçlü bir teyidi olarak nitelendirmiş, Arap ve İslam ülkeleri başta olmak üzere tüm dünya devletlerine, UAD'deki davaya katılarak birleşik bir cephe oluşturma çağrısında bulunmuştu.

UAD nedir?

Uluslararası Adalet Divanı (UAD), Birleşmiş Milletler'in (BM) yargı organı olup, uluslararası hukuka dayalı uyuşmazlıkları çözmekle görevli ve merkezi Lahey, Hollanda'dadır. 1945'te kurulan Divan, 15 yargıçtan oluşur ve BM üyesi devletlerin başvurularını değerlendirir.